7 Ekim 2013 Pazartesi

CEO'lardan Genç Girişimcilere Verimlilik Formülleri!

Bir çalışma grubu meydana getirirken arkadaşlarıma, o ekipte 10 hasleti bir araya getirmeyi dikkat etmelerini hatırlatıyorum. İşte bu faktörler:

Üzeyir Garih’ten 10 Emir:

1. Fikir Üretme Yeteneği
2. İş Bitirme Azmi ve Heyecanı
3. Bilgili Olma Tutkusu
4. Deneyime Önem Verme
5. Yönetme Kabiliyeti
6. Finans Sezgisi
7. İyi İlişkiler Kurma Yeteneği
8. Yönetim ve Organizasyona Uyum Sağlama
9. Çalışkanlık
10. Şanslı Olmak

Üzeyir Garih’ten 14 Öğüt:

1. Yeni hayata atılırken ve iş seçerken, işin ücretinden çok eğiticiliği ve öğreticiliği tercih sebebi olarak alınırsa, edinilecek bilgi birikimi sonucu, gelişecek elemanların başta düşük gibi görünebilecek ücretleri, makul bir süre sonra o müessesede veya başka bir yerde mutlaka hakiki ve nispeten yüksek bir değere erişecektir.

2. Kendisine güvenen kişinin, çok kıymetli bir varlığını garanti olarak vermekten kaçınmaması gerekir.Ayrıca verilen sözün en iyi şekilde yerine getirilmesi mutlaka ödüllendirilir.

3. Gelecek bekleyen genç kardeşlerime önerim şudur: Kendinize güvendiğiniz, işin üstesinden geleceğinişze inandığınız sürece koşullar ne olursa olsun, merkezden uzak tek başınıza çözüm getirme ve karar vermeye olanak verecek işleri tercih edin. Cesaret ve azimle gerekenin hakkını vererek yapın. Korkusuz ve namuslun olun.

4. Bir gün müdür veya genel müdür olabilirsin. Ancak sen ne olursan oletrafında bir yapıcı tenkit çemberi oluşur. Yapay da olsa muhalefet kur.

5. Dökülmüş süt için ağlamaktansa yenisi peşinde koşmanın daha doğru olduğunu düşünün. Bu zararı yeni işler kovalayarak karşılama yoluna gidin.

6. Güvenilir ol. Saygın ol. Karizmatik, sevimli ol. Şeffaf ol. Adil ol. Bilgini yeter dereceye getir. Yönetim dışında uzmanlık arama. Sağduyu sahibi ol. Bu eksikleri tamamlamanın her yönetici için yararlı olacağına inanıyorum.

7. Kurumda işlerin rutin hale dönüşmesi sebebiyle demotive olan kimselerin, kendilerini motive edecek işleri belirterek amirlerine müracaatları gerekir.

8. Profesyonel olarak yükselmeyi düşleyen gençlerin önemli bir neden olmadıkça işe başlayacakları müessesede sebat ederek yükselmelerini öneririz.

9. Gerek kendi isteği ile ayrılan elemana, gerekse zorunluluklar dolayısıyla işine son verilen kişiye kurumun yapacağı bir zarafetle oluşması gerekir.

10. Mevcut sistem ve verileri sürekli savunmak, statüyü olduğu gibi yerinde bırakacaktır. Bu, istenen ve hedeflenen değildir, beraberinde hataları ve küçülmeyi getirecektir.

11. Birden fazla eş statüde varis bırakmak , gelecek için kurumun gelişmesini baltalayabilecek sen-ben kavgalarına gebedir.

12. Esasında şans, öngörülmeyen olayların meydana getirdiği olaylardır. Kendiliğinden gelen şansın en parlağı, doğuştan zengin bir ailenin çocuğu olmaktır.

13. Belirli bir yaşa gelmiş, üst düzeylere yükselmiş kişilerin deneyimlerini gelecek nesillere aktarması, kanımca ulusal bir görevdir.

14. İlk izlenimi kötü ise iyiye, iyi ise kötüye çevirmek zordur. Dolayısıyla ilk izlenimi verirken çok dikkat edilmelidir.


YARIM ASIRLIK DENEYİMİN SATIRBAŞLARI 

· Tek liderin değil, liderlerin yönettiği şirketler yücelir.
· Tekrarladığımız hatalarımızdan ve eksik yönlerimiz nedeniyle
kaçırdığımız fırsatlardan ders almalıyız.
· Bankacılıkta parayı namuslu kullanmazsan, paraya ihanet etmiş olursun.
· Akıllı bir üst, ihtiyaç duyduğu bir astının değerini gölgelemeden, başarıyı onunla paylaşabilen kişidir
· Ne kadar becerikli olursa olsun, insan önemli ve büyük bir işi, tek başına başlayıp sonuçlandıramaz.
· Yola çıktığınızda hedefiniz yoksa, nereye gideceğinizi bilmeden savrulup durursunuz.
· Kolay hedefi, sıradan insanlarda başarır. Gerçek liderler, zor olanı başaranlardır.
· Geleceği daha fazla doğru görme kabiliyeti, başarısızlıkla başarı arasındaki farkı oluşturur.
· Artık çağımız koşullarında rekabet etmek yetmiyor. Rekabet, sadece günü kurtarma çabalarıdır. Rekabet üstü olmalıyız.
· Sabır etmek iyidir. Fakat, sabrı taşan insandan çekinmek lazımdır.
· Süper yönetici çok azdır.
· Kendini metheden yönetici, yanlış yol seçmiştir.
· Kendini çok seven yönetici, kıymetsiz bir insandır.
· Beyninin tamamını işine, onunla ilgili işlere vermeyen yönetici başarılı olamaz.
· Liderin izini, babanın nasihatını takip edin. Pişman olmazsınız.
· Demokrasiye küsemeyiz. Daha doğrusu demokrasi için, daha fazla demokrasi için mücadele vermeliyiz.
· Para çaldırmakla eleman çaldırmak aynı hatadır.
· Türkiye’nin en büyük sorunu, vergi fakiri bir devlet oluşudur.
· Demokrasinin temelinde dürüst vergicilik sistemi yatmaktadır. Yolsuzluk, vurgunculuk ve vergi kaçakçılığı olan toplumlarda demokrasiden bahsedilmez.
· Liderlik önemlidir. Lider uzlaşmayı sağlayacak insandır.
· Fikir ayrılıklarıyla, bölünmekle bir yere varılamaz.
· Büyük hedef, ancak büyüme ve karlılıkta akıllı yönetimle gerçekleşir.
· Ekonomi kahvede, tavlada zar atmaya benzemez.
· Milletvekili parlamentosuna, işçi işine, avukat adliyesine, sanayici fabrikasına sahip çıkmalıdır.
· Herkes anadan doğma yaratıcı olamaz.
· Rakiple hem savaşacak, hem diyalog yapacaksın.
· Başarı, sonu olmayan bir mücadeledir. Geçmiş başarılarımızla yetinmemeli, daha başarılı olmanın yollarını bulmalıyız.
· Başarı; ancak iyi kadrolarla, bu kadroların iyi yönetilmesiyle, moral motivasyonla mümkündür.
· Gelecekle ilgili doğru adımları atabilmek, geçmişi ve mevcudu doğru değerlendirmemize bağlıdır.
· İnsanlara tam olarak neyi doğru yaptıklarını söyleyin.
· Pek çok şirket, tüm zamanını başka bir yönetim anlayışı arayarak harcar. Yöneticilerine, kendisinin öğrettiklerinin nasıl uygulandığını izlemeye çok az vakit ayırır.
· Basit anlaşılır ve sade olun.
· Sinirli bir patronla çalışmak zordur, özellikle onu sinirlendiren sizseniz.
· Bir yönetici için önemli olan, kendisi oradayken neler olduğu değil, yokken neler olduğudur.
· Bilgilendirme, günün en önemli bölümüdür.
· Başarı, bir yolculuğun son noktası değil, ancak başlangıcı olabilir.
· Hiçbirimiz, hepimiz kadar zeki değiliz.
· Sadece kar amaçlı yönetim, gözleriniz top yerine sayı tahtasında iken tenis oynamaya benzer.
· Eğer patronunuzla daima aynı fikirdeyseniz, ikinizden birisi gereksiz demektir.
· Tecrübe size ne olduğu değil, olaylara karşı sizin nasıl davrandığınızdır.
· Başarı, akıllı çalışmak ve çalıştırmanın sonucudur.
· Muharebeleri kaybetmek önemli değildir. Mühim olan savaşı kazanmaktır.
· Yönetici hiçbir zaman karamsarlığa düşmemelidir.
· Başarı doğru bir organizasyon ve güçlü bir yönetimle sağlanır. Güçlü yöneticiyi bulmak, ahenk içinde ve takım halinde çalıştırmak örgütün görevidir.
· Yöneticiler karar almak için vardır. Karar alamayan kişiye yönetici denemez.
· Yetişmiş kalifiye insan gücü, şirketlerin geleceğinin garantisidir.
· Hedeflere ulaşmak üstün başarıyı göstermez. Hedefi aşmak lazımdır


DÜNYANIN EN İYİ ŞİRKETLERİ NASIL BAŞARILI OLDU ? 

• Kültürel azınlıklara mensup kişiler aktif bir şekilde işe alınıyor.

• Her kademedeki her çalışana, başkalarına liderlik yapmak için gereken becerileri geliştirme ve uygulamaya koyma fırsatı tanınıyor.

• Liderlik özellikleri ve becerilerini değerlendirmek ve bunlar hakkında geri bildirim sunmak için 360 derece geribildirim sağlanıyor.

• Kıdemli yöneticiler mentörlük yapıyor.

• Yeni işletmeye alınan konular veya yenilik alanlarındaki çalışanlar, operasyonel iyileştirmeyi yönlendiren çalışanlarla eşit öneme sahip.

• Yeni faaliyet alanlarını geliştirmek için iş birimleri arasında işbirliğini özendirmek amacıyla ödüllerden yararlanılıyor.

• Operasyonel verimliliği özendirmek için teşvikler sağlanıyor.

• Liderler, çevreye karşı sorumlu iş uygulamalarının savunucuları.

• Liderler, daha yüksek çevre standartlarının benimsenmesi için değişimi başlatan değişim ajanları.

• Şirket, çalışanları işe almak için kurumsal sosyal sorumluluk projelerini kullanıyor.

ŞİRKET KÜLTÜRÜ OLUŞTURUN
Şirketinizi başarıya taşımak için her şeyden önce bir şirket kültürü oluşturmalısınız. Çalışanlarınızın nasıl düşündüğü, neler hissettiği, kendisini ve çevresini nasıl algıladığı, değerleri ve davranışları, kültürün temel öğesidir. Çünkü kültür, insanın yaşama biçimidir, iletişim biçimidir, hayata bakışıdır, teknik, ekonomik, hukuki, bilimsel, siyasal, ahlaki, estetik tüm değerleri ve oluşturduğu her şeydir. Yaratacağınız şirket kültürü, başarınızın sağlam olmasını sağlayacaktır.

GÜVEN YARATIN
Kamhi, yaşamın her anını ciddiye alan bir kişiliğe sahip. Her günü programlı. İşlerini profesyonellere emanet etmiş olsa da, kendisi de işin başında. Her şeyi titizlikle takip ediyor. Kararlarını analitik düşünce süzgecinden geçiriyor. Hem iş, hem de yönetim planlamasına önem veriyor. Başarıda insan unsurunun varlığını ise göz ardı etmiyor. Çalışmaya genç yaşta başladı. Belirlediği hedef ve ideale ulaşabilmek için, gece-gündüz çaba harcamış biri.
Çalışmak, en büyük tutkusu. Yönetimde değer verdiği üç temel ilke, planlı çalışma, pozitif düşünce ve başarıya odaklanma. Kamhi’nin iş dünyası tarafından bilinen özellikleri genel olarak bu prensipler üzerine. Sayısız ilklerin arkasında “güven yaratmak” olgusu öne çıkıyor. Kamhi, “İş hayatı plastik toptur; bazen düşer, bazen yükselir. Para kazanmak da vardır, kaybetmek de… Ama güven bir kere yere düştü mü kırılır. Camdır o ve bir daha gelmez” diyor. Politika ya da iş hayatında güven sayesinde birçok ilki gerçekleştiren Kamhi, dünyanın hiçbir yerinde Sony markası altında TV üretilmezken, televizyon ürettiklerine değiniyor.
Meslek hayatı boyunca pek çok başarıya imza atan, uzun yıllar İSO, İKV, DEİK, MESS, TÜSİAD gibi kuruluşlarda yönetici olarak yer alan Kamhi, Türkiye’nin yurtdışında tanıtılmasına önemli katkılar sağladı. 1991’de, Dışişleri Bakanlığı Üstün Hizmet Ödülü’nü aldı. Bir dönem Başbakanlık Dış Tanıtım Kurulu Üyesi olarak görev yaptı. Üstlendiği görevlerde de başarılı oluşunu -güven duyulan insan- olmanın ötesinde yorumluyor. “Hayatta insanın başına bir talih kuşu, bir de devlet kuşu konar. Benim başıma talih kuşu kondu. Elimi uzatıp yakaladım” diyor.

ARAŞTIRMACI YÖNÜNÜZÜ GELİŞTİRİN
Kamhi başarıyı yakalamak için insanların araştırmacı yönlerinin de kuvvetli olması gerektiğine dikkat çekiyor. Bir de anısını paylaşıyor.“Henüz 16 yaşındayken, okumak istediğim kitapları bedelsiz olarak Fransa Konsolosluğu’ndan sağlardım. Beyoğlu’ndaki Hachette Kitabevi’ne uğrayıp yeni gelen kitapları karıştırırdım. Bir seferinde hurda kauçuktan ‘regenere’ adlı hammaddenin nasıl imal edildiği konusunda bir kitaba rastladım. Kitabı satın almaya yeterli param yoktu. Ancak, savaş sebebiyle kauçuk ürünleri imal eden ve hammadde eksikliği nedeniyle fabrikasını kapatmak üzere olan bir arkadaşımın babasına koştum. Bu olanaktan bahsettim. Lisan bilmemesi nedeniyle bana kendi fabrikasında ‘regenere’ yapımını öğretmemi istedi. Başardım ve o zamana göre çok değerli miktarda bir gelir sağladım. İşte lisan bilmenin ve araştırmacı yönümün kazandırdıkları…”
İş hayatında yaşanan kötü tecrübelerin doğru yolu bulmada yardımcı olduğuna inanıyor Kamhi. Türkiye’nin girişimci sayısı arttıkça, refaha kavuşacağına inanıyor. Genç girişimcilere, “Harçlıklarınızı biriktirip, dünyayı gezin. Ufkunuzun açıldığını göreceksiniz. Dünyaya daha farklı pencereden bakacaksınız. Ayağı yere basan hayaller kurarsanız daha gerçekçi olursunuz. Okurken özellikle de yaz tatillerinde farklı işlerle uğraşın. O zaman iş dünyasını daha iyi anlarsınız. Ancak üniversite eğitimi bittikten sonra eğitiminizle ilgili iş yapın. Çünkü Türkiye’nin eğitimli genç girişimcilere ihtiyacı var” diyor.

SEBAT EDİN
“Sorun çıkarsa yılmayın, her sorunun bir çözümü vardır. Sebat bunun anahtarıdır” ifadesini hayatının merkezine yerleştirmiş Kamhi. Geçmişe göndermelerde bulunarak Türk Lirası’nın değer kaybetmesi, yüksek enflasyon, PKK, Körfez Savaşı, ambargolar, zelzeleler, Gümrük Birliği gibi konulara giriyor. Bütün bu olumsuzluklara rağmen, Türk müteşebbisinin hacıyatmaz olduğunu söylüyor ve ekliyor: “İşte bu sayede 30 işçi ile iş hayatına başladım. 8 binlere varan bir topluluğa iş sağladım. Benim örneğim çoktur” diyor. Kamhi’nin çalışırken önem verdiği kurallar ise, onu başarıya ve ilkeli olmaya götüren temel ilkeler: Erken işbaşı yapmak, gerçekleri gizlememek ve suistimal kapısını aralık bırakmamak.

İŞBİRLİĞİ RUHUNU GELİŞTİRİN
İş hayatında ilkleri gerçekleştiren, yatırımlar yapan ve bulunduğu sektörde başarılı markalarla işbirliği yapan Kamhi, şirketlerin içindeki güç savaşlarını önlemenin yolunun, işbirliği ruhunu yeşertmekten geçtiğine dikkat çekiyor. Liderlerin görevinin buna uygun iklimi ve zemini oluşturmak olduğuna değiniyor. Kamhi, “İnsanları, bir şirketin bölümlerini ya da toplumdaki farklı grupları ‘dayatma’ yoluyla yönetmek ancak geçici bir süreyle mümkündür. Başarılı bir işbirliği ortamı yaratmak ise ‘dayatma’ yerine değerlere ve ilkelere dayalı bir anlayışla mümkün olabilir” diyor.
Sıfırdan iş kurarak, cesaretli ve girişimci yönüyle iş dünyasına örnek olan Kamhi, kişilerin kendi yetenekleri doğrultunda kendi stratejik planlarını belirlemesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Genç liderlere, çevrelerindeki fırsat ve tehditlerin farkında olmaları, kendi güçlü ve zayıf yönlerini bilerek, yol haritalarını çizip, hedeflerini gerçekleştirmek için çok çalışmalarını salık veriyor ve ekliyor: “Günümüz iş ortamı acımasız ve rekabetçi. Bu nedenle özgüven ve daha önemlisi kendini sürekli geliştirmek, başarıya giden yolda olmazsa olmazlardan.”

Başarılı ve Etkin Bir Liderde Olması Gereken Özellikler:
1. Birincisi ve en önemlisi iyi bir lider, yöneticiden farklı olduğunu bilen kişidir. Yönetici, liderin çizmiş olduğu vizyona ulaşabilmek için konmuş olan prensipleri ve kuralları uygular, lider ise vizyon çizer…
2. İletişime, fikirlere ve değişime açıktır.
3. Çevresine karşı güler yüzlü, saygılı, ciddî ve alabildiğine vakûrdur.
4. Bir ahlâk ve fazilet kahramanıdır.
5. Adâletli olduğu zaman merhametli, merhametle coştuğu zaman da istikâmetlidir.
6. Karizmatik kişiliğiyle etrafındakileri etkileme gücüne sahiptir.
7. Sağlam karakterli ve kararlıdır.
8. Etkileme gücüne sahiptir.
9. İyi bir liderde mücadele ruhu vardır.
10. Harekete geçirme gücüne sahiptir.
11. Çevresini ve olayları farklı görebilir, yaratıcı düşünceye sahiptir.
12. Değişim ve gelişimi sürekli devam ettirir.
13. Olumlu düşünce ve tutuma sahiptir.
14. Elemanlarını adil ödüllendirir.
15. Vizyon, misyon, hedef ve değer sahibidir.
16. Vizyonlarına kendilerini adayarak çalışır.
17.Takım ruhuyla hareket eder.
18. Ümit, istek, tutku ve coşkuya sahiptir.
19. Mirasçıları olarak yeni liderler yetiştirir.
20. Söz söyleme ve hitabet gücüne sahiptir.
21. Sinerjik dengede yenilenme özelliğine sahiptir.
22. Tarihten, akıllı insanlardan ve ölümden ders alır.
23. Kişisel bütünlüğe sahiptir.
24. Hizmet etme yeteneğine sahiptir.
25. Pozitif düşünür ve kendine güvenir.
26. Yüreklendirir ve cesaret verir.
27. Kişilere inanarak onlarda da güven duygusu oluşturur.
28. Enerjisi ve hareketi bitmeyecek gibi görünür.
29. İleri görüşlüdür. Olacak olayları tahmin edebilecek öngörüye sahiptir.
30. Bilgili ve birikimlidir. Konulara hakimdir.
31. Kararlıdır. Kararları çok çabuk alabilir ve aldığı kararları ciddiyetle uygular.
32. Mükemmeliyetçidir. Kendisi ve altında çalışanlar için mükemmeli arar.
SAKIP SABANCI NIN 48 ÖĞÜDÜ

1.Nasıl bir “Güç” arıyorsunuz? Onu Bilin. Güce sahip olduktan sonra ise onu iyi kullanın.
2.Başkasından, özellikle politikacıdan medet, ummayın.
3.Birlik ve beraberlik arayışını her işte ve her fırsatta sürdürün.
4.Karşınızdakilerin “İnsan” olduğunu hiçbirzaman unutmayın!
5.İnsanların birer “Makina” olmadıklarını bilin.
6.Terfi, ödüllendirme ve cezalandırma, başarıya yol açar.
7.Adil olun. Her işte, her konuda, her fırsatta ve herkese karşı adil olun.
8.“Vicdan Huzuru” başarılı olabilmenin temel şartıdır.
9.Ayaklarınız her zaman yere bassın. Hiçbirzaman havalarda dolaşmayın. Kendinizi kimseden üstün görmeyin.
10.Hiçbir işi “Kıyısından Köşesinden Tutmayın”. Yapacağınız iş ne ise, küçümsemeden ona sahip çıkın.
11.Hayata uyun.
12.İyilikleri unutmayın. İyilikleri karşılıksız bırakmayın.
13.Aç gözlü olmayın. “Allahıma Şükür” demesini bilin.
14.Şans, kader ve kısmet, yararlanmasını bilenler için vardır.
15.Hiç ölmeyecek gibi çalışın. Yarın ölecekmiş gibi hazırlıklı olun.
16.Dünyanın sizin etrafınızda kurulduğunu sanmayın.
17.Dostluğa ve arkadaşlığa önem verin.
18.Güler yüzlü ve tatlı dilli olun.
19.Hedefiniz nedir? Onu bilin. Dağılmayın. Lüzumsuz şeylerle uğraşmayın.
20.Sağlıklı olun. Sağlık herşeyin başıdır.
21.Düzenli bir yaşamınız olsun.
22.Manevi dünyanız zengin olsun. Sonra maddi zenginlik gelir.
23.Bilgili olun.
24.Gözünüzü açın.
25.Risk almayı bilin. Cesur olun.
26.Güvenilir insan olun.
27.Hangi işi yapacaksanız, o işi en iyi bilenler ile işbirliği yapın.
28.Yaptığınız iş farklı olsun.
29.Müesseseleşin.
30.İşinizi sevin. İşinize sahip çıkın.
31.Tasarrufa önem verin. Tasarruf yatırım demektir.
32.Borç para vermekte, kefil olmakta dikkatli davranın.
33.“İyiyi” yüreklendirin, alkış verin. “Kötüyü” ayıplayın, ceza verin.
34. Allah herkese “Bölüşmeyi” nasib etmez. “Bölüşmek” ve “Paylaşmak” kutsal ve keyifli bir iştir. Bölüşmesini bilin. Paylaşmasını becerin.
35.Kim akıllı üretir ise onun yanında olun. Kim akılsız tüketir ise ondan uzak durun.
36.Her şeyin bir şeyini, Bir şeyin her şeyini bileceksiniz.
37.Karınıza ve çocuklarınıza vakit ayırın. Ne kadar yoğun proğramınız olursa olsun, karınıza ve çocuklarınıza zaman ayırmalısınız. Bu bir zorunluluk değil bir zevktir.
38.Adınızı temiz tutmaya özen gösterin. Başarı bir bütündür. İsminizi temiz tutun ki, başarı isminizi taçlandırsın.
39.İşbirliği yapacağınız insanları, birlikte çalışacağınız kişileri ve ortaklarınızı seçerken dikkatli olun. Arkadaşlıklarınızı ve dostluklarınızı iyi kurun.
40.Çıkar uğruna, menfaat bekleyişi içinde, belli kolaylıklardan veya imkanlardan yararlanmak hesabıyla, uygunsuz kişi veya guruplarla ilişkiye girmeyin.
41.Kişisel çıkar uğruna, geçici kazanç için kimseyi satmayın.
42.Fikirlerinizden ve değer yargılarınızdan fedakarlık etmeyin. Etmeyin ki önce aileniz ve yanınızda çalışanlar, sonra iş yaptıklarınız ve çevreniz size güvensin.
43.Şeyh uçmaz. Onu müridleri uçurur. Başarıyı yakalamak, başarıyı sürdürmek, başarıyı ileriye götürmek isteyenler ayaklarını yerden kesmemeye, uçmamaya özen gösterirler. Çünkü uçan hiçbir şey havada kalmaz.
44.Hırçın olmayın, hem kendinize hem de başkalarına huzur verin. Hırçınlıklarınızı yenmeye çalışın.
45.Dost olun, arkadaş olun. Dostunuz olsun, arkadaşınız olsun. İnsan sevdikçe ve sevildikçe mutlu olur.
46.Yaşamadan ölmeyin. Yaşayarak ölün. Ölümden söz etmek kötü birşey ama, ölüm mukadder son. Her faninin kaderinde var İnsan bu dünyaya bir defa geliyor.
47.İnsan ölürken yaptıklarına değil, yapamadıklarına pişman olurmuş. Son nefesinizde yapamadığınız şeyler için üzüntü duyun.
48.Eşini iyi seçemeyen, işini de iyi seçemez.
SON YILLARDA tüm dünyada ekonomik bir çalkalanma söz konusu. İş dünyası eksen kayması, liderlik, süreklilik, globalleşme, kârlılık gibi konulara odaklanmış durumda. Bu alanlarda değişimin kaçınılmaz olduğu düğünülüyor. Bu değişimin nereden başlayacağı ve iş insanlarının bu değişim sırasında nasıl bir rol oynayacağı ise henüz bir netlik kazanmış değil. Uzmanlara göre bu durumda tecrübe ve birikim ön plana çıkıyor.Türk iş dünyası ise bu konuda oldukça şanslı. Ekonomik hayat, yakın tarihte şekillendiği için tecrübesiyle göz dolduran iş insanları, halen iş dünyasının önemli aktörleri olmayı sürdürüyor. Tarık Tara, İshak Alaton, Asım Kocabıyık, Selçuk Yanar gibi duayen isimler halen iş dünyasına yol gösteriyor. Onlar, tecrübeleri ve başarılarıyla iş dünyasının hiç kuşkusuz en değerli isimleri… Çoğu, aktif yönetimden çekilmiş olsa da halen genç kuşaklara ilham vermeyi sürdürüyorlar. Kurumlarının onursal başkanı ya da kurucusu sıfatıyla iş hayatında yer alıyorlar.

Capital olarak duayen isimlerin bugüne nasıl geldikleri iaraştşrdık. Onların ağzından, bugünlere gelmelerini sağlayan kriterlerin neler olduğunu öğrendik.

ALATON’DAN ÖĞÜTLER

İshak Alaton, hiç kuşkusuz Cumhuriyet tarihinin en önemli iş insanlarından biri. Bugüne kadar sürekli başarılarıyla göz dolduran isim, iş dünyasında başarının sırrının güvenilirlik olduğunu söylüyor ve genç iş insanlarına başarı yolunda şu önerilerde bulunuyor: “İş dünyasında size güven duyulursa krediler açılır. Sizinle iş yapmak isteyenler çoğalır. Yeni iş kapıları aralanır. Kapıları açmak sizin becerinize kalır. Verdiğiniz sözü muhakkak tutun. İmzaladığınız senedi vade gününden 2 gün önce ödeyin. Ödeyemeyecekseniz, 10 gün önceden alacaklıya bilgi verin. Faizini kabul ederek yeni bir vade için anlaşın. Saygın ve güvenilir olmak, uzun yıllar boyunca düz bir çizgide var olmayı gerektirir. Bir tek hata, yıllar boyu kazanılmış saygınlığı yıkıp insanı mahveder. İk hedefiniz çok zengin olmak değil, çok saygın olmak olsun. Önemli olan, hayat boyu eğitim. Dünyaya açılmak için bir yabancı dil bilmeniz şart. Mesleğinizle ilgili yerli yabancı yayınları izleyin. Mesleğinizin derinliklerinde ustalık kazanın. Etrafınıza bakın. Daha zeki insanları keşfedip onlarla dostluk geliştirin. Onlarla ortaklık imkanlarını araştırın. Ufku geniş, yaratıcı, üretken ve çalışkan insanları motive edin. Elde edeceğiniz nemayı ve serveti, yola çıktığınız insanlarla paylaşmayı bilin. Sakın hep bana demeyin.‘Pastayı birlikte büyütelim, beraber yiyelim’ deyin.”

BODUR’UN BAŞARISININ SIRRI

İbrahim Bodur, Türk ekonomi tarihine tanıklık eden önemli isimlerden biri. Kurucusu olduğu Kale Grubu ise Türkiye’de seramik sektörünün gelişimine öncülük etmiş önemli bir kuruluş. Şu an Kale Grubu’nun onursal başkanlık görevini yürüten İbrahim Bodur’a göre iş dünyasında başarının sırrı güven, istikrar ve kararlılık…

Çalışana, işçiye ve iş ortaklarına odaklanmak da son derece önemli. “İşinize sımsıkı sarılın ve sizden beklenen hizmeti, gayreti verin. Bilgi, tecrübe ve stratejilerinizi çalışanlarınızla daima paylaşın. Bilgi paylaşılırsa katma değeri artar” diyen Bodur, iş hayatında başarılı olmak için izlenmesi gereken yolu şöyle özetliyor: “Rekabet gücünüzü artırmak için elinizdeki kaynakları rasyonel şekilde kullanmalısınız. Rekabet gücünüzün temelini oluşturan en önemli unsurun insan ve verimlilik olduğunu unutmayın. Rakibinizin Pazar payına göz dikmektense müşterinizin ihtiyaçlarına en iyi şekilde cevap vermeyi tercih edin. Müşterinizin dert ortağı akıl hocası olmaya çalışın. Kalitenin düşmesi ne, hizmetin aksamasına izin vermeyin. Birlik ve beraberlik ruhu, karşılıklı sevgi ve saygı, hem huzuru hem gerekli başarıyı sağlar.”

YARIM YÜZYILLIK DENEYİM

Gama Holding, yarım yüzyıla dayanan bir geçmişe sahip.Şirketin kurucusu ve onursal başkanı Erol Üçer, bu süre zarfında holdingi Türkiye’de ilkleri yapan ve dünyanın farklı coğrafyalarında projeler gerçekleştiren önemli bir şirket haline getirdiklerini söylüyor.İş insanlarının yola çıkarken her şeyden önce kendilerine güvenmesi gerektiğini belirtiyor. “Yarım yüzyıla yaklaşan şirket deneyimimiz, eşit koşullar oluştuğunda, Türk insanının zeka, yaratıcılık ve çalışkanlık bağlamında yabancı meslektaşlarına karşı avantajlı olduğunu bize gösterdi. Kendinize güvenin” diye konuşuyor ve şu değerli öğütlerde bulunuyor: “Bana göre insanımızın eleştirilebilecek en önemli eksiği, bireysel davranma alışkanlığı. Türkiye’de ve uluslararası arenada rekabet edebilmenin bir diğer koşulu, bu alışkanlıktan kurtulmak ve birlikte hareket edebilme kültürünü özümsemektir. Bir başka deyişle takım halinde çalışabilme yeteneğini benimsemek gerek. Konunuzda uzmanlaşın, teknik ve teknolojik gelişmelerin gerisinde kalmayın. Kendinizi sürekli geliştirin. Hiçbir zaman edindiğiniz birikimle yetinmeyin. Global düşünebilin ki yabancılarla rekabet edecek ve birlikte çalışabilecek konumda olun.”

POLAT’IN ÇALIŞMA MOTTOSU

İbrahim Polat, çalışma hayatına 16 yaşında başlamış bir girişimci. 1955 yılında Polat Holding’in temellerini atan isim, Şirketin bugün 8’i yurtiçinde, 2’si yurtdışında kurulmuş 10 şirketli bir yapıya dönüşmesini sağladı. İnşaat, turizm ve sanayi sektörlerinde önemli markalara sahip olan şirketin kurucusu ve halen aktif yönetiminde yer alan Polat, “Gençlere en büyük tavsiyem çalışkan olmaları” diyor ve şu önerilerde bulunuyor: “Çalışmak çok önemli. Ben çalışmaya 16 yaşında başladım. Çalışan insan eninde sonunda emeğinin karşılığını alır. Tabii ki dürüst olması da çok önemli. Yalan söyleyen bir insan ne kadar çalışkan olursa olsun başarılı olamaz. İnsanı sevmek, güler yüzlü olmak ve samimi davranmak da önemli. Bir diğer önerim de iş hayatında disiplinli olmanız yönünde. Özellikle randevularınıza çok sadık olun. 60 yılık iş hayatımda en önem verdiğim konuların başında randevularıma gösterdiğim hassasiyet gelir. Tüm randevularıma 5 dakika önce gitmek en önemli iş prensiplerimden biridir. Randevum dünyanın başka bir ülkesinde de olsa ben toplantı saatinden 5 dakika önce orada hazır bulunurum.”

İÇDAŞ’IN KURUCUSUNUN BAŞARI SIRRI

İÇDAŞ, Türkiye’nin en büyük özel sektör çelik üreticisi. Bu dev kuruluşun kurucusu ve halen yönetim kurulu başkanlığı görevini yürüten Bayram Yusuf Aslan başarılarıyla göz dolduran bir isim. Aslan’a göre yaptığı her işi sevmesi en büyük sırrı. Her zaman dürüst olmanın ve sabırla çalışmanın önemine değinen Bayram Yusuf Aslan, bugünlere nasıl geldiğini ve nasıl başardığını şu sözlerle özetliyor: “Önümüze çıkan engellerin üstesinden sabırla gece gündüz çok çalışarak, ortaklarımı ve çalışanlarımı da ikna ederek geldim. İkincisi yapacağım işi önce araştırdım. Gelecek gördüğüm işlere girdim, onları büyütmeye çalıştım. Yaptığım işi birilerinin bir gün yapacağına ve o işe ihtiyaç olduğuna inandım. Niye ben en iyisini hemen yapmayayım diye düşünerek hareket ettim. Çünkü zaman çok önemli. Üçüncüsüyse teknolojik gelişmeleri çok iyi takip ettim. Dergileri, teknik bültenleri ve konferansları elimden geldiğince ve zamanım oldukça izledim. Seminerlere müdürlerim ve teknik ekibimizle katıldım.Teknolojik gelişmelerden anında haberdar oldum. Araştırdım, bünyemize uygun olanları işimizde uygulamaya başladım. Demir çelik iş kolunda yatırımlar çok pahalı ve riskli olduğu için uygulamaları zor. Bu yüzden yatırımlara karar verirken çok düşündüm. Kısa sürede karar verdim ve uygulamaya hemen geçtim.”

GENÇ GİRİŞİMCİLERE ÖNERİLER

Eğitim hiç kuşkusuz her yöneticinin son derece önem verdiği bir konu. Kazancı Holding’in kurucusu ve yönetim kurulu başkanı Ali Metin Kazancı ise eğitim alırken çalışmanın da son derece önemli olduğunu söylüyor. Genç girişimcilere özel tavsiyelerini ise şöyle sıralıyor: “Genç girişimciler, öncelikle eğitimleri sırasında yapmayı düşündükleri mesleği biraz olsun öğrenebilmeleri için yaz döneminde staj yapsın. Staj dönemini verimli kullanmalarının faydasını gelecekteki iş yaşamlarında görecekler. Öğrencilikleri süresince en az bir yabancı dili çok iyi öğrenmelerini tavsiye ederim.İmkanları varsa, öğrenim gördükleri alanda doktora da yapsınlar. Bu, kendilerine güvenlerinin artmasını sağlayacak. Hayatın hiçbir döneminde para öncelik olmamalı. Başarıyı yakalamak için çok çalışmak, güvenilir insanlarla diyalog kurmak ve dürüstlüğü her zaman ön planda tutmak gerekiyor.”

BİTLİS’İN KAPISI HERKESE AÇIK

Polisan, Türkiye’nin önde gelen boya devlerinden biri.İlk kez 1945 yılında fason dokuma mal üreterek faaliyete başlayan şirketin kurucusu ve yönetim kurulu başkanı Necmettin Bitlis, uzun yıllara dayanan başarı sının sırrını şöyle özetliyor: “İnsanları iyi dinlemek son derece önemli. Her kademeden çalışanların fikirlerine açığım. İnsanları dinlemediğiniz takdirde hiçbir şey öğrenmeniz, bilmeniz ve ileriye gitmeniz mümkün değil. Ufku geniş tutmak ve hayal etmek gerekir, her şey hayal etmekle başlar. Bana ulaşmak isteyen herkese kapım, sonuna kadar açık. Özel hayatımda ve iş ortamında her zaman alçakgönüllülüğü temel felsefe edindim.İşinize saygı duymalısınız. İşinizin başında olmalısınız. Herhangi bir konuda kanunen haklı olmanız yetmez, vicdanen de haklı olmalısınız.”

“DÜRÜSTLÜKTEN VAZGEÇMEYİN”
Erdoğan Özgörkey, Türkiye’nin hiç kuşkusuz en köklü sınai geçmişine sahip isimlerinden biri. Otomotiv, gıda, inşaat ve turizm sektörlerinde faaliyet gösteren Erdoğan Özgörkey Grubu’nun yönetim kurulu başkanı Özgörkey, dürüst olmanın kendi başarısında son derece önemli olduğunu söylüyor. “Herkes için dürüst olmak yaşamın ve iş hayatının vazgeçilmez unsuru ve prensibi olmalı” diye konuşuyor ve ekliyor: “Tabii herkes bu konuda kendine toz kondurmaz ama iğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batırırken yaptığınız davranışın doğruluğunu sorgulayın. Kalite anlayışınız en önemli prensiplerinizden olsun.Bu prensip özel hayatınızdan iş hayatınıza, yaşamınızın her anında kendini göstermeli. Giyiminizden çalışma tarzınıza, üretiminizden kendinizin ve çevrenizin temizlik ve düzenine, özel ve iş arkadaşlığınıza kadar her şeyde büyük bir dikkat ve titizlik ile kalitenizi özenle koruyun. Sabırla ve iyi niyetle çalışın. İnsan her zaman, her şeyde başarılı olamayabilir ama çalışmayı sevin, yılmayın. Sağlığınız elverdiği sürece her ortamda moral bozmadan çalışın. Yaptığınız işi sevin, moral çok önemli. Kendinize düşeni yapın, başarıyı ondan sonra bekleyin.”

“RİSK ALMAYAN BAŞARILI OLAMAZ”

Girişimciliğin ilk kurallarından biri risk alma becerisini gösterebilmektir.
Orhan Holding Onursal Başkanı İbrahim Orhan da başarılı olmak için risk almanın son derece önemli olduğuna vurgu yapıyor ve “Hedefinizi seçin. Ne yapmak istiyorsunuz, onu seçin ve odaklanın” diyerek iş insanlarına şu tavsiyelerde bulunuyor: “Risk almayan kişi hiçbir şey başaramaz. Zamanın kıymetini bilin ve onu iyi kullanın. Kendinize güvenin. Başarılı insanlarda olan her donanım sizde de var. İki kol, iki el, iki göz ve en önemlisi bir beyne sahipsiniz. Kaybedeceğinizi düşünüyorsanız çoktan kaybettiniz. Başarı istediğiniz takdirde gelir, her şey insanın kafasında biter. Yükselmek için yüksek düşünmelisiniz. Başarı sebat, devamlı çalışma, iyi akıl, tutum ve soğukkanlılıktır. Dünyada hiçbir şey sebatın yerini tutamaz. Dünya yetenekli, eğitimli ama başarısız insanlarla dolu. Yalnızca sebat ve kararlılık mutlak güce sahiptir. Irmakla kayanın savaşını daima ırmak kazanır. Güçlü olduğu için değil sebatkar olduğundan. Gücünüzü bilerek girişimci olun maceracı olmayın. Her yeni girişimde ya da var olanları genişletirken iyi bir tüccar, iyi bir iktisatçı, iyi bir mühendis ve iyi bir finansmancı gibi düşünün. Dürüst, namuslu, saygılı olun, toplum kurallarına uyun.

Duayenler nasıl başardı? Türk ekonomi dünyasının duayen isimleri "iş" teki sırlarını Capital’le paylaştı.

Temiz ve muntazam giyinin Şirket malına ve varlıklarına, ülke değerlerine sahip çıkın. Bireysel değil, ekip çalışmasıyla sonuca varılabileceğine inanın. Gücümüzü aldığımız Türk ekonomisine güç katın.”

“PARA İÇİN ÇALIŞMAYIN”

Turgut Aydın, tekstil sektörünün duayen isimlerinden…
Son yıllarda ise Memorial markası altındaki sağlık yatırımlarıyla adından söz ettirdi. Farklı sektörlerde hızlı büyümesiyle dikkat çeken Aydın, parasal beklentinin girişimcinin sonunu getirebileceğini düşünüyor. Bu konuda ise girişimcilere şu tavsiyelerde bulunuyor:“Bir işi yalnızca parasal beklenti ile yaparsanız, başarınız da kısa vadeli olur. Uzun vadede büyük işler yapabilmek için hedefiniz öncelikle başarılı ve kalıcı olmak olmalı. Başarı için zeka ile şans faktörü çok önemli. Zeka eğer iyi değerlendirilmezse varlığı anlam ifade etmez. Başarı ve maddi kazanım için zekanın yanında birçok şartın bir araya gelmesi gerekir. Burada en önemli faktör de şanstır. Şans çok iyi değerlendirilmeli, iş hayatında akıllıca kullanılmalı. Büyümek, kendini yenilemekten geçer. Kendinizi yenilemiyorsanız, büyümeniz de mümkün değil. İş hayatında zamana, krize ve mevcut durumun getirdiklerine göre hareket etmek esastır. Risk almadan başarı mümkün değil. Başarı kadar hata da iş hayatının bir gerçeği. Çünkü başaıya giden yolda hata yapmadan ilerlemek mümkün değil. Önemli olan hataların bir fırsata dönüştürülmesi. Hatanın telafi edilemeyecek tek yanı, bilinçli olarak yapılmasıdır.”
1-Çocukluğunuzu gözden geçirin. O zamanlar ne yapmayı severdiniz?

Yaratıcılık uzmanı ve iş danışmanı Rob Levit “Yapmaktan en çok keyif aldığımız şeylerde ayrıca pratiğizdir de. Ancak büyüdükçe bu şeylerle aramızda inanılmaz bir şekilde kopuş oluyor.” Diyor.
Levit, çocukken yapmaktan zevk aldığımız şeylerin bir listesini yapmamızı öneriyor. Bu aktiviteden şu anda hoşlanır mıydınız? Örneğin, Amerika’nın en iyi mimarlarından Frank Lloyd Wright’ın çocukluğu tahta makaralarla oynamakla geçmiştir ve bugünkü mesleğinde bu derece iyi olmasının açıklaması belki de burada saklıdır.
Levit “Araştırmalar gösteriyor ki oyun oynayarak keşfedilecek çok şey var, erişkinler için bile” demiştir.
“Çocukluk döneminizde ilgi duyduğunuz olumlu aktiviteleri, yiyecekleri ve olayları gözden geçirin” Diyen Levit, kendinize şu soruları sormanızı öneriyor “Şu an hayatınızın içine adapte edebileceğiniz ve ekleyebileceğiniz şey nedir?” ve “Çocukluğunuzdaki bu deneyimler şu anki kariyer tercihlerinizi nasıl şekillendirebilir?”

2- “Yaratıcılık tablosu” yapın.

Yaratıcılık üzerine kitapları olan New York kökenli yazar Michael Michalko “Büyük boyutlu bir kağıt alın ve kağıdın merkezine şu sözcükleri yazın “yeni iş”. Ardından görseller, deyişler, makaleler, şiirler ve diğer ilham kaynağı olabilecek şeylerden bir kolaj yaratın.” der..

Michalko bunu yapmanızın faydasını şöyle açıklar: “Etrafınızı niyetinizle ilgili görsellerle donatırsanız-kim olmak istiyorsanız ya da ne yaratmak istiyorsanız-farkındalığınız ve tutkunuz büyüyecektir.”
Tablonuz geliştikçe, tablodaki odağınız netleşmeye, neyin eksik olduğunu anlaşılmaya ve boşlukları doldurabilecek hayal gücünüz devreye girmeye başlar; kendi vizyonunuzun farkına varırsınız.

3- Yerinde olmak istediğiniz kişilerin listesini yapın.

Tekerleği yeniden icad etmek zorunda değilsiniz. Hedeflediğiniz alanda o ana kadar başarılı olmuş kişilerle ilgili inceleme yapın.
Örneğin piyasada durgunluk yaşandığı dönemde, pek çok kişi emlak sektörüne girmekten kaçındı, çünkü bunu sektörün sonu gibi gördüler. Çoğu insan bu piyasadan kaçarken Levit tersine bunun piyasaya girmek için mükemmel bir zamanlama olacağını düşündü çünkü sektörün durumu ne olursa olsun, sektörün içinde başarılı insanlar her zaman vardır. Bu insanlar hakkında inceleme yapın ve onları geriden takip ve taklit eden diğerlerinin aksine onların nasıl ve niçin başarıyı sürdürebildiklerini analiz edin.

Levit “yaratıcı olmak istiyorsanız, özenli ve usulüne uygun bir plan yapın” diyor. “planın kendisi yaratıcı değildir; plan sizin için, pek çok imkanın/olasılığın kapısını açan bir süreçtir".

4-Planınız yokken de yapmayı sevdiğiniz şeyi yapmaya başlayın.

Girişimciler için yaşam koçluğu yapan Kanadalı yaratıcılık uzmanı Cath Duncan’a göre, pek çok insan, kapsamlı bir iş planı oluşturana kadar bekler, onlarla beraber o işe yatırım yapmak isteyen melek yatırımcılar da. Ve böylece fikirleri asla gün ışığına çıkmadan kalır.
Duncan’a göre paraya nasıl çevirebileceğinizi henüz bilemiyor olsanız bile zevk aldığınız şeyi yapmanız en iyisidir. Tutkulu olduğunuz bir alanda çalışmanın nasıl bir şey olacağını kendinizde test edin. O alandaki iş bağlantılarınızı oluşturun ve iş planınızı geliştirmenizi ve rötuşlamanızı sağlamak üzere bağlantıda olduğunuz bu kişilere görüşlerini sorun.
Bu iş açısından getireceğiniz yeniliğin değerini anlamanın yollarından biridir. Ayrıca bu yolla, işinizi resmi olarak kuracağınızda piyasaya girmenize yardımı olacak referans da edinmiş olursunuz.

5 –İş düşünmeye ara verin.

İş modunun dışına çıkarak içinizin rahat etmeyeceğini düşünebilirsiniz ancak Levit’e göre beyniniz, sürekli aynı düşünce üzerinde çalışmaya ara verme ihtiyacı duyabilir. Bu arayı; yazmak, resim yapmak, koşmak ve bahçe ile uğraşmak gibi başka alanlara yoğunlaşarak verebilirsiniz.
Başka şeylere yoğunlaşarak beyninizi dinlendirdikten sonra Levit tekrar işle ilgili çalışmalarınıza geri dönmenizi ve o anda aklınıza gelen tüm iş fikirlerinizi kağıda dökmenizi önermektedir.

Levit “Düşüncelerinizin ne kadar tazelendiğini fark edip şaşıracaksınız” der. “Doğa ve sanat gibi güzelliklere bakmak çoğu zaman dikkatimizden kaçan pek çok şeyle bağ kurabilmemizi sağlar. Bunları gözlemleyin, yazın ve daha da önemlisi işinizi geliştirmek için kullanın”


D.A Benton Amerika Birleşik Devletleri’n de en büyük CEO’ ların bazılarıyla görüşmüş ve sahip oldukları 22 liderlik özelliğini “CEO Gibi Düşünmek” adlı kitabında okurlarıyla paylaşmıştır. Yazara göre CEO’ ların birçoğunun sahip olduğu ortak özellikler aşağıdaki gibidir. Yazar bahsettiği 22 özelliğe artı olarak okura bazı öğütlerde bulunuyor.
1- Duygusal zekaya sahip insanlar farkındalığı yüksek, kendini iyi çözümlemiş, kendi ruh hallerini, duygularını ve bunların başkaları üzerindeki etkisini bilen insanlardır.

2- Karar almadan önce herkesi dinleyen, derinlemesine düşünen, güven veren, kriz ortamlarında sağduyusunu koruyan insanlardır.

3- İnsanlarda paradan ya da statüden daha değerli amaçlar uğruna çalışma tutkusu yaratabilen, onlara ilham veren onları harekete geçiren insanlardır.

4-Kültürel farklılıklara duyarlı, insanları anlama yeteneği gelişmiş, insanlarla duygusal bağ kurabilen, onların içindeki yetenekleri ortaya çıkarmada yetkin insanlardır.

5-Sosyal becerileri gelişkin, ilişki kurma ve geliştirme konusunda usta, ekip kurma ve birlikte yaratma kabiliyeti olan insanlardır.
Yazara göre mükemmele yakın yöneticiler;

1.Kendilerine güvenirler. Hiç kimse izniniz olmadan sizi ikinci derecede hissettiremez. İnsanların ya da sayıların ne söylediğine önem vermeden kendi yolunuz çizin. Devamlı onay beklemeyin, yolunuza devam edin.

2. Davranışlarını kontrol altında tutarlar. İhtiyacınız olduğunda bakış açınızı değiştirin. Düşünerek davranın, öfkelendiğinizde bir süre yalnız kalın.

3. Azimlidirler. Tökezlediğiniz dönemlerde bile çalışmayı sürdürün. Zaman zaman yavaşlayabilirsiniz fakat durmayın.

4. Sürekli olarak kendilerini geliştirirler. Başkalarının deneyimlerinden faydalananın ve hatalarınızdan ders çıkarın. Her gün yeni bir şey öğrenin.

5. Dürüst ve etiktirler. Öncelikle kendinize karşı dürüst olun. Gerçeklikten uzaklaşmayın; bir süre sonra kendi yalanlarınız size de gerçekmiş gibi gelebilir ve bu çok tehlikelidir.

6. Konuşmadan önce düşünürler. Söylediklerinizden ve sonuçlarından sorumlu olduğunuzu unutmayın.

7. Özgündürler. Sıra dışı olma özgürlüğünüzü kullanın, farklı olmak riskini alın. Kendiniz olun.

8. Alçakgönüllüdürler. Yeteneklerinizi başkalarına göstermek için sabırlı olun.

9. Tarzlarından haberdardırlar. Kendinizi çok iyi tanıyın.

10. Cesaretli / Biraz vahşidirler. Unutmayın cesaret bir lüks değildir aksine, o bir gerekliliktir.

11. Esprilidirler. Espri iş yerindeki verimliliği arttırır. Kazandığınız ve kaybettiğiniz muharebelerde mizah duygunuzu yüksek tutun.

12. Biraz tiyatraldirler. Başkan John F. Kennedy : “ Görünümler, gerçekliğe katkıda bulunurlar”.

13. Ayrıntı odaklıdırlar. Çevrenizdeki her şeyden haberdar olun.

14. İşlerinde iyidirler ve yönlendirmek isterler. Sorumluluk almaya ve yönetmeye istekli olun. Kendinizi zaman zaman denetleyin.

15.Kendi adamları için savaşçıdırlar. Ahlaki olmayan, yasal olmayan konular hakkında ekibiniz için çalışın. Onların tahmininden fazlasını yapın.
16. Hatalarını kabul ederler fakat özür dilemezler.  Özür dilemeden önce gereklilik olup olmadığını iyi düşünün. Eğer bir yanlışlık içindeyseniz bunu kabul edin.

17. Dosdoğru davranırlar. Dürüst ve açık olun. Kararsız görünmeyin.

18. Kibardırlar. Çalışanlarınıza ve patronlarınıza karşı kapınızı açık tutun. İnsanlara size davranılmasını istediğiniz kibarlıkta davranın.

19. Meraklıdırlar. Araştırmacı olun ve öğrenmek için sorular sorun.

20. Rekabetçidirler. Yolunuza çıkan potansiyel savaşlar arasında dikkatli seçim yapın. Her muharebe savaşmaya değmez.

21. Esnektirler. Kalabalık içindeyken, kalabalığın dışında olabilmeyi deneyin.


22. İyi öykü anlatıcılardır. Öykülerle daha akılda kalıcı ve faydalı olun.
Uzun ve yorucu iş saatleri ve yoğun iş temposunun ardından birçok kişi işten çıktıktan sonra evine gidip, 8-9 saatlik bir uyku çekmeyi tercih ederken, çok ufak bir kesim de günde 3-4 saat uyuyarak kendine daha fazla çalışmak için zaman yaratıyor.
İş dünyasının başarılı simalarının da başarılarının arkasındaki sır perdesi aralandığında da ortaya çıkan sonucun az uyumak olduğu görülüyor. Çalışmayı, uyumaya tercih eden bu başarılı isimlerse şu şekildeDonald Trump, başarısının arkasındaki en büyük etkenlerden birinin günde 3 ile 4 saat uyumak olduğunu belirtiyor. The Daily News’teki bir röportajında “günde 12-14 saat uyuyan biri, 3-4 saat uyuyan biriyle nasıl rekabet edebilir ki”diyor.
İki şirketin de başında olan Jack Dorsey, gün içinde 8 ile 10 saatini Square’de, 8-10 saatini de Twitter’da geçirdiğini belirtiyor. Dorsey’in bu iş temposuna bakıldığında gün içinde en fazla 4 saat uyuduğunusöyleyebiliriz.
Gucci’de çalıştığı dönemlerde Gucci’nin değerinin %90 artmasında büyük payı olan Tom Ford, başarısını yeteneğinden çok sahip olduğu enerjiye bağlıyor ve bunu günde 3 saat uyuyarak yapıyor.
PepsiCo’nun eski CEO’su Steve Reinemund, her sabah 5’te kalktıktan sonra 6,5 km’lik bir koşu yapıyor. Günü 5 ile 6 saatlik uykuyla geçiren Reinemund sabah kalkmak için alarma da ihtiyaç duymayanlardan.
Şafak vaktinden önce kalkmayı alışkanlık haline getiren Dominic Orr, genellikle akşam saatlerinde çalışıyor ve günde sadece 4 saat uyuyarak bu tempoya ayak uyduruyor.
1886'da kendi şirketi "Tesla Electric Light & Manufacturing"i kuran, dünya tarihinin en büyük mucitlerinden biri olan Nikola Tesla gün içinde az uyuyup, çok iş yapanlardan. Tesla’nın arkadaşları onun günde 2-3 saat uyuduğunu söylüyorlar
Birçok farklı alanda uzmanlığı olan ünlü sanatçı Leonardo Da Vinci de az uyumasıyla biliniyor. Gün içinde 1,5-2 saat uyuyan Da Vinci, her 4 saatte bir 15-20 dakika uyuyarak gerek duyduğu enerjiyi karşılıyordu. Da Vinci’nin bu uyku yöntemi şu an polyphastic sleep olarak bilinir.
Buraya kadar bahsettiğimiz ünlü isimlerin hepsi az uyumalarıyla bilinseler de Albert Einstein’ın oldukça farklı bir uyku düzeni olduğu belirtiliyor. Einstein günde ortalama olarak 10 saat uyuyordu; ancak bir konu üzerinde ciddi çalışması gerektiği zamanlar da 11 saat uyuyordu. Bunun nedeni olarak ise gördüğü rüyaların ona yardımcı olduğunu söylüyordu.

Üniversiteye girme girişiminden, yeni bir iş kurma girişimine kadar her alanda bir rol model sahibi olmak son derece önemlidir. Sadece onların yollarını izleyerek ilham almak değil, yaptıkları hatalardan da ders çıkarmak girişimcilik adına gerekli adımlardandır.

Girişimcilere bilge sözler köşemizde Entrepreneur’un derlemiş olduğu 10 ilham verici alıntı:
“Bu hayatta zamanınız sınırlı. O sınırlı zamanı, başkasının yaşamını yaşayarak harcamayın. Başka kişilerin düşünceleriyle yaşanan yaşam, dogmaların tuzağına düşmek demektir. Başka insanların fikirlerinin gürültüsünün kendi kalbinizin sesini duymanızı engellemesine izin vermeyin.Ve en önemlisi kalbinizin ve sezgilerinizin yolundan gidecek cesarete sahip olun.Kalbiniz ve sezgileriniz ne yapmak istediğinizi bilirler. Bunun dışındaki her şey teferruattır.”
Steve Jobs – Apple Kurucu Ortağı
“Peşinden gidecek cesaretiniz varsa, bir gün bütün hayalleriniz gerçek olabilir.”
Walter Elias – Walt Disney Kurucu Ortağı
“En büyük motivasyonum ne mi? Kendime sadece kendimi rakip olarak görmek. Bana göre hayat her gün yeni bir şey öğrendiğim uzun bir üniversite eğitimi”
Richard Branson – Virgin Group Genel Başkanı
“Bir şeyi istediğinizi veya bir şeye inandığınızı belirlediğinizde bunu ilk duyan sizsiniz. Bu size ve diğerlerine, neyin mümkün olacağına dair bir mesajdır. Yapabileceklerinizi asla sınırlandırmayın”
Oprah Winfrey – Medyatik Ünlü
“Başarıyı kutlamak iyidir. Ama başarısızlıklardan alınan dersleri iyi öğrenmek daha önemli”
Bill Gates – Microsoft Genel Başkanı
“Başarısızlık, yeniden ve daha zekice başlayabilme fırsatından başka birşey değildir”
Henry Ford – Ford Motor Kurucusu
“Fikrinizi geliştirebilmek için 100 insan çalıştıran bir şirkete ihtiyacınız yok”
Larry Page – Google Kurucu Ortağı
“İtibar kazanmak 20 yıl sürer, itibar kaybetmek ise 5 dakika. Bunun hakkında düşünürseniz yapacağınız işi daha farklı yaparsınız”
Warren Buffet – Berkshire Hathaway Genel Başkanı ve CEO’su
“Vizyonumu genişletmeme yardımcı olan benden daha zeki olan insanları bularak kutsandım”
Russell Simmons – Def Jam Records Kurucusu
“İnsanların yaptığı en büyük hata; ilgilerini çektiğini düşündükleri şeyler üzerinde kendilerini zorlamaktır. İnsanlar tutkularını seçmez, tutkular insanları seçer”
Jeff Bezos: Amazon Genel Başkanı ve CEO’su

Girişimin olmazsa olmazları

Herhangi bir aktivitede olduğu gibi, girişimlerinde başarılı olabilmesi için bazı kesin şartlar vardır. Nasıl yasal olarak kamuya açık yollar üzerinde bir aracı kullanmak için sürücü belgesine sahip olmanız gerekiyorsa, bir spor faaliyetinde başarılı olmak için doğru egzersiz ve pratikleri yapmanız gerekiyorsa, bilinçli ve başarılı bir girişimci olabilmek içinde temel şartlara sahip olmak ve uygulamak gerekir. Kısacası hedef başarı ise bunun bir formülü vardır ve bu temel formül her girişim için geçerlidir. Bu makalede sizinle girişiminizin başarıya ulaşabilmesi için sahip olmanız gereken olmazsa olmaz 23 özelliği paylaşıyoruz.
1. Zevk aldığın ve seni heyecanlandıran işi yap
Bir girişimden kişisel olarak beklenenler tatmin, finansal kazanç, istikrar ise bunları sağlamanın ilk önceliği yaptığınız işten zevk almaktır. Eğer yaptığınız işten haz duymuyorsanız büyük olasılıkla bu; davranışlarınıza, planlarınıza yansıyacak ve doğal olarak girişimizin başarılı olmasına engel olacaktır.
2. Yaptığınız işi ciddiye alın
Ürününüzü, hizmetinizi yani kısacası girişimizi ciddiye almazsanız girişiminizin etkin ve başarılı olmasını beklemeyin . Birçok girişimci işini ciddiye almadığı için ufak bir problemle karşılaştığında ya da beklediği büyümeyi yakalayamadığı anda motivasyonunu kaybedip başarısız olur. Ayrıca unutmayın dışarıda yaptığınız işi önemsemeyen insanlar ordusu var, siz işinizi ciddiye almazsanız en ufak fırsatta girişiminizi eleştiri bombardımanına tutacak kadarda kurumsallar. Biraz sert bir şekilde yorumlayacak olursak, bu şekilde eleştirilmenizin nedeni gün geçtikçe artan ve artık iyi kazanç sağlayan girişimcilerin sayısının yağmur damlaları gibi artması ve kalıplarından çıkmaktan korkan, risk almayı sevmeyen bir kesiminde bu yağmurdan faydalanamaması diyebiliriz aslında. Bu sebeple siz işinizi ciddiye alın ki girişiminiz ve siz “yağmaya” devam edebilin.
3. Her şeyi planlayın
Her şeyinizi planlayın derken evet her şeyinizi kastediyoruz. Başarılı girişimciler için planlama sadece bir zorunluluk değil aynı zamanda geliştirilmesi, uygulanması ve korunması gereken alışkanlıkları oluşturacak bir eylemdir. İş planı yapmak çok önemlidir çünkü araştırma ve derleme sonucunda elde edilen verileri analiz etme ve bunlara dayalı sonuçlar çıkarmak, girişiminizin başarıya ulaşmasının olmazsa olmazlarından. İş planlamasının bir diğer yararı da hedeflerine ulaştığınız zaman girişimizde attığınız adımları daha sonradan izleyebilme imkanı sağlamasıdır, yani aslında sizin için A’dan Z’ye ulaşmak için atacağınız adımları anlatan bir “girişimcilik kullanım kılavuzu”na sahip oluyorsunuz. Bu da hiçbir zaman dizginleyemeyeceğiniz girişimci ruhunuzun yeni girişimlere yelken açarken artık işlerinizin daha hızlı ve hatasız ilerlemesine neden olacaktır.
4. Paranızı iyi yönetin
Temel olarak “girişiminizin can damarı nedir?” dersek cevabı için Napolyon’a bırakabiliriz. En nihayetinde operasyon, pazarlama ve çeşitli hizmetleri sağlamak için teşvik vermeniz veya ödeme yapmanız gerekmesi acı ama çok büyük bir gerçek. Bu nedenle, tüm girişim sahipleri bu harcamaları karşılayabilmek için akıllıca para yönetmelidir. Burada gelir ve giderlerinizi iyi analiz etmek ve adımlarınızı buna göre atmak girişiminizin sağlığı açısından büyük önem arz eder.
5. Satış odaklı olun
Satış kutsaldır derler eskiler, mükemmel bir reklam metni yazabilirsiniz, müthiş gerilla fikirleriniz olabilir, girişiminizi tanıtacak olağanüstü bir tanıtım filmi çekebilirsiniz… Bunların sonucunda bir satış yakalayamazsanız sadece birkaç gün sosyal medyada girişiminizden konuşulur ve ardından oturur cepleriniz boş bir şekilde “girişiminizle sohbet eder” ve paranız kaldıysa da belki çay içer, bisküvi yersiniz. Bu sebeple devamlı satışı düşünün ve önünüze geçen her fırsatı satış kapatma olarak değerlendirmeye çalışın. Burada anlatmak istediğimiz metin yazarlığının ya da halkla ilişkiler uzmanlığının bir vızıltı olduğu değil, eğer ürün ya da hizmetiniz için satış sağlayamazsanız tüm bu becerilerin boşa heba olacağıdır.
6 . Müşterinin önemini asla ama asla unutmayın
“Yo dostum hayır” girişim rakGirişim, sattığınız ürün veya hizmet değildir. Girişim, mal veya hizmetleriniz için tahsil ettiğiniz kazanç da değildir, “yo dostum hayır” girişim rakiplerinizi egale etmeniz ve kendinizi öne çıkarmanız da değildir. Girişim sizin hedef kitleniz ve sürekli müşterilerinizdir. Sonuçta, müşterilerin girişiminizin patlama yapacağına ya da patlayacağına karar verecek kişilerdir. Bu nedenle bütün politikanız, web siteniz, ödeme seçenekleriniz, çalışma saatleriniz ve reklam-pazarlama faaliyetleriniz müşteri odaklı olmalıdır. Müşterilerinizi baştan aşağıya tanımanız ve her adımınızı buna göre atmanız gerekmektedir.
7. Girişiminizi ve kendinizi pazarlayın (abartmadan lütfen)
Girişimlerle ilgili efsane hikayeler anlatılır, tüm başarılı girişim hikayelerinde mal veya hizmeti almak için kapıları zorlayan müşteriler bulunur, sizin girişiminizde bu şekilde insanları cezbetsin istiyorsunuz fakat çevrenizin dahi yaptığınız iş ile ilgili en ufak bir fikri yokken bunu kitleler nasıl bilecek? Unutmayın hiçbir kitle kapınızda ne satıyorsunuz nasıl satıyorsunuz diye kuyruk oluşturmaz. İşte iyi bir girişimci olabilmek için yapmanız gereken bir iş daha kendinizi ve girişiminizi pazarlamak!
8. Olumlu bir imaj bırakmak için projenize önem verin
Girişiminizin insanlar üzerinde olumlu bir etki bırakması için çabalayabilirsiniz, fakat bunun için çok kısa bir vaktiniz var. Ve girişimci olarak büyük bir çoğunluğun da zarif ve estetik açıdan çok iyi döşenmiş bir “showroom”da şov yapma imkanı olmadığı için sen en iyisi şu sunum dosyanı, web sitesini vb. materyallerini yaratıcılık ve hayal gücünü zorlayıp müthiş detaylarla süsle. Girişimini iyi anlatabilmek ve profesyonel gözükmek için bunu yapmalısınız.
9 . Müşterilerinizi tanıyın
Küçük girişimlerin en büyük özelliklerinden biri de genellikle daha büyük ve dev rakipleri karşısında müşterilerine daha yakın durabilmeleridir ve bu girişimlere önemli bir rekabet avantajı sağlar. Burada dikkat edilmesi gereken standart haline gelmiş ve müşterileri sıkabilecek yöntemlerden kaçınmaktır. Girişimci müşterileri ile birebir iletişim kurarak satış gerçekleştirebilir. Ve tekrar eden müşterilerin %80′ine satış gerçekleştirilebildiği gerçeği göz önüne alındığında, enerjiyi ilk etapta oluşturulan müşterilere harcamak mantıklı bir hareket olacaktır. Uzun süreli müşterileriniz hem viral anlamda size katkı sağlayacak hem de ileride sağlam bir kemik müşteri kitlesine sahip olmanıza yardımcı olacaktır.
10. Teknolojiye ayak uydurun
Bir girişimci olarak nasıl insanlara çeşitli yenilikler sunma gayretindeyseniz aynı şekilde sizin de teknolojideki hızlı gelişmeleri takip ederek girişiminizi ve kendinizi dinamik tutmanız gerekmektedir. Bu gelişmeleri izlemek ve yakalamak girişiminizin gelişim evresinde büyük avantaj sağlayabilir. Örneğin; günümüzde internetin en şaşırtıcı yönlerinden biri de bir oda içerisinde çalışan bir ya da iki kişinin web sitesi kurarak $50 milyonluk bir şirket sahibi olabilmelerini sağlamasıdır. Girişiminizin ihtiyaçlarına yönelik en uygun teknolojiyi kullanarak hem para hem de zamandan tasarruf edebilirsiniz. Yeter ki teknolojiyi seçerken rakip ve komşularınıza hava atmayı değil, size ve girişiminize en yararlı olanı seçme yolunu izleyin.
11. Birinci sınıf ekip oluşturun
Hiç kimse tek başına gerçekten başarılı bir iş kuramaz. Girişiminizde başarı için adanmış ve ortak hedeflere sahip bir ekip oluşturmak elzem bir görevdir. Bu ekibi sadece çalışma arkadaşlarınız olarak düşünmeyin. Arkadaşlar, tedarikçiler, iş ortakları, taşeronlar, sanayi ve iş dernekleri, yerel yönetim ve toplum da aslında dolaylı yoldan girişiminize etki eder ve doğal olarak ekibiniz içerisine dahildirler. Tabii ki en önemli ekip üyeleri müşterileriniz olacak!
12. Kendinizi bir uzman olarak bilinir hale getirin
Girişimci olarak sahip olduğunuz birikimi doğru kullanmanın bir yolu da, insanlarla bilgilerinizi paylaşmaktır. Nasıl ki dişiniz ağrıdığında bir dişçiye gidiyor ya da evinizde su borusu patladığında bir tesisatçıdan yardım alıyorsanız girişiminiz ile ilgili sektörde de bu şekilde ihtiyaç duyulan ve bilgisine güvenilen bir kişi haline gelin.
13. Rakiplerinize göre avantajlı olun

Yeni girişim benzersiz bir teklif sunmalıdır. Neden insanlar sizden bu hizmeti alsın? Piyasada benzer ürünler varken insanlar sizin ürününüzü neden satın alsın? Neden sizinle iş yapmayı tercih etsinler?Bir girişim açık bir şekilde tanımlanmış benzersiz tekliflere sahip olmalıdır. Diğer bir deyişle, daha iyi hizmet, daha uzun garanti, daha iyi bir seçim, daha uzun çalışma saatleri, daha esnek ödeme seçenekleri, en düşük fiyat, kişiye özel hizmet, daha iyi müşteri hizmeti, daha iyi iade ve değişim politikaları veya bunların birkaçının bir arada olacak şekilde avantajlar sunmak girişiminizi her zaman bir adım öne taşıyacaktır.
14. Kendinize yatırım yapın
En iyi girişimciler pazarlama ve sektörle ilgili kitap dergi vb. kaynakları okur, çeşitli web sitelerini takip eder. Bu şekilde kaynaklar satın alarak ve takip ederek, bu kaynakların işletme ve pazarlama fonksiyonları ve becerileri konusunda anlayışlarını geliştirmek için kullanırlar. Bunun dışında çeşitli dernek ve kulüplere dahil olarak diğer girişimcilerden fikirler edinir ve pazarı gözlemler, bunları kendi hedefleri doğrultusunda yorumlayarak sürekli kendilerini geliştirirler. Eğitimin devam eden bir süreç olduğunu biliyoruz fakat daha az zaman ve çabayla bilgi elde edebildiğimiz günümüz dünyasında önemli olan bilgiyi en hızlı ve doğru şekilde yakalayıp bunu en etkili şekilde kullanmaktır.
15. Erişilebilir olun
Hepimiz sadece birkaç dakika içinde hazır olan yemekleri, trafikte en hızlı akan şeridi, en hızlı kuru temizleme yapan firmayı seçiyoruz, girişiminiz için de bu şekilde düşünerek hareket etmelisiniz. Yaptığınız işlerde, kurduğunuz bağlantılarda ya da ekip içerisinde sürekli ulaşılabilir durumda olun ki girişiminiz sizin bu hızınıza ayak uydursun.
16. Kaya gibi sağlam bir duruşunuz olsun
İyi itibara sahip olmak girişim sahibinin en somut ve menkul varlıklarından biridir. Bu duruş size vaat edilen işlerin hem sorunsuz çözümlenmesini hem de çalıştığınız insanların sizin bu duruşunuza göre şekillenmesini sağlar. Bu aynı şekilde müşterileriniz için de geçerlidir eğer girişiminizin sağlam bir duruşu olursa bu güven sizi ve girişiminizi yukarı taşır. Unutmayın güven olmadan girişim iyi bir üne sahip olamaz.
17. Faydaları satın
Ürün özelliklerini satmak deneyimsiz girişimciler içindir. Yapmanız gereken ürün veya hizmet özelliklerden daha çok faydaları ön plana çıkartmak ve müşterilerde bir heyecan uyandırmaktır. Online ve offline mecralarda giriştiğiniz pazarlama faaliyetlerinde, satış sunumlarınızda, ürün ambalajınızda veya web sitenizde kısacası müşteriye dokunduğunuz her yerde her zaman onları heyecanlandırın ve girişiminiz sayesinde nelerden faydalanacaklarını nasıl ayrıcalıklar kazanacakları onlara hissettirin.
18. Katılın

Yapmanız gereken ürün18. Katıl
Hayata katılın, girişiminizle ilgilenirken çevrenizde olan bitenden koparsanız ne siz ne de girişiminiz başarıya ulaşabilir. Siz ne kadar işinize yoğunlaşırsanız yoğunlaşın dünya dönmeye devam ediyor, bu hareketi kendinize bir avantaj haline getirmek sizin elinizde. Çeşitli dernek ve programlara üye olun, toplumsal faaliyetlere katılın.
19. Dikkat çekin
Yeni girişim sahiplerinin atılacak çok fazla kurşunu olmaz, bu sebeple attığınız her adımda dikkat çekecek ve farkındalık oluşturacak şekilde planlamalar yapıp ve buna göre hareket etmelisiniz. Kısacası yapacağınız her promosyon faaliyetinin geri dönüşünde cebinize para girmelidir.
20. Anlaşmaların efendisi olun
Girişiminizle ilgili yapacağınız anlaşmalar, görüşmeler kısacası dış dünya ile ilişkilerinizde “kazan kazan” politikasını gözeterek uzun süreli ilişkiler kurmayı hedefleyin.
21. Çalışma alanınızı başarı için tasarlayın
Girişiminizin başladığı ofis odanız ya da bir arkadaşınızın ofisi olabilir. Önemli olan bulunduğunuz ortamı kişisel performansınızı maksimum düzeye çıkartacak şekilde düzenlemektir. Bir evin odasını çalışma saatleri belirleyerek ve ufak tefek değişikliklerle gayet verimli çalışabileceğiniz bir alana dönüştürebilirsiniz. Bunu kendinizi tanıyarak hiçbir masrafa girmeden gerçekleştirmek çok zor değil. Girişiminiz büyüdüğünde ise aynı şekilde çalışma ortamını, müşterilerin ulaşabileceği alanları bu düşünceyle planlarsanız gözlemleyebileceğiniz bir şekilde verim artışı sağlamış olursunuz. Ayrıca bu işlemler girişiminize profesyonel bir görüntü sağlayacaktır.
22. Düzenli olun
Düzenli olmak sadece masanızdaki kalemlerin bir arada olması, dosyalarınızın simetrik durması değildir. Girişiminizde yapılması gerekli işlerle ilgili rutinler oluşturun. Bu şekilde görevlerin eksiksiz ve düzenli olarak ilerlemesini sağlayabilirsiniz. Bireysel görevler veya işler için en kısa ve doğru yolları belirleyip işlerin bu şekilde tamamlanmasını sağlayın, kısacası düzeni hayatınızda ve girişiminizin her alanına yerleştirin.
23. Zaman ayırın
Başarılı girişimciler kurumsal çalışanlar gibi belirli saatler arasında çalışmazlar. Bu amatör girişimcilerde zamanla aşırı çalışmaya ya da düzensiz çalışmaya neden olabilir. Günün her saati çalışmak sizi bir gün ileri götürebilir fakat öteki gün girişimizle ilgili rüyanızda ak sakallı dedeyle muhabbete girmenize neden olur. Kendinize mola saatleri belirlemeniz hem çalışma saatlerinizin düzene girmesini hem de vücudunuza eziyet etmemenizi sağlar.

Çözümünüzü hayalinizdeki kullanım şekline göre (mobil, web..) prototip haline getirin. Bunun için photoshop gibi bir program da kullanabilirsiniz, bir mockup aracı da kullanabilirsiniz. HTML5 ile yapılmış WYSIWYG araçlar da işinizi görebilir. Profesyonel gözükmesi için serbest çalışan bir tasarımcıya taslak çizdirmenizi öneririm. Bunun için behance ve dribbble gibi tasarımcı ağlarını kullanabilirsiniz.
Prototipinizi hedef kitle olarak düşündüğünüz 100 kişiye gösterin. Deneyimli girişimcilere, mentorlara da gösterebilirsiniz fakat hedef kitlenizin görüşleri her zaman daha değerlidir.
Prototipinizi gösterdiğiniz müşterilerinizi gözleyin, neyi sevdiler, neyi sevmediler. Müşterilerinizin çözüm önerilerini değil, problemlerini dinlemeyi unutmayın. Her geri bildirim sonrası ürününüz adım adım gelişsin.
motivasyonda bu işin diğer yan etkileri. Bu nedenle sizi tamamlayan bir kurucu ortak bulun. Venturro, Girişim Fabrikası ve Etohum etkinlikleri kurucu ortak eşleştirmeleri için güzel ortamlar.

Adım 7: Şirket kurun!

Birikiminiz varsa veya ailenizden bir miktar destek aldıysanız şirketinizi kurun. En çok sorulan soru şahıs şirketi mi, limited şirket mi anonim şirket mi kurmalıyız sorusudur. Yatırımcı A.Ş. kurmanızı isteyecektir. Bu nedenle A.Ş. kurmanızda fayda var fakat yatırımcıya olan uzaklığınız fazla ise geçici olarak şahıs şirketi kurabilirsiniz veya bu adımı melek yatırım bulduktan sonra gerçekleştirebilirsiniz.

Adım 8: Melek yatırım bulun!

Prototipinizi, ilk potansiyel müşterilerinizin geri bildirimlerini de içeren bir sunum ile melek yatırımcıya götürün. Bu konuda etohum, GBA gibi oluşumlara gidebileceğiniz gibi prototipinizde sizin beklentileriniz ile pazarın beklentisi arasında fark olduğunu düşünüyorsanız ürününüzü yalın girişim metodolojisine göre biraz daha evrimleştirmek için girişim fabrikası programlarına katılın.

Adım 9: En yalın ürününüzü ortaya çıkarın!

Artık prototipden gerçek bir ürüne geçme adımındasınız. Aldığınız yatırım ile fikrinizin en yalın halini lanse edin. Bu adımda en büyük yanılgı ürüne tutmayacağı endişesi ile gereğinden fazla özelliği ekleme çabasıdır. İnanın ürününüzün bir çok özelliğini kullanmayacaklar. O yüzden bırakın ürünü müşteri geri bildirimleri geliştirsin.

Adım 10: Kullanıcılarınızı gözleyin!

Ürününüzü lanse ettiniz, herkes Webrazzi sayesinde duydu (tek pazarlama planınız Webrazzi’de yazısının çıkması olmasın, Webrazzi sadece ilk adım), peki gelen müşterilerin ne kadarı tekrar gelmeye devam etti. Eğer ürününüz bir yerlerden hava kaçırıyorsa ne kadar şişirseniz de işe yaramayacaktır. Bu nedenle hava kaçıran yerleri bulun ve düzeltmeler yapın.

Adım 11: İlk 1000 üyenizi kazanın!

Ürününüzün bağlılık yarattığını da varsayarak ilk 1000 müşterinizi kazanmaya çalışın. Bunun için fazla bütçeniz olmadığını varsayarsak büyük firmalara göre en büyük avantajınızı kullanmalısınız! Çok hızlı olun, müşterilerinizle tek tek ilgilenin, onlara öyle ilgi gösterin ki başkaları ile deneyimlerini paylaşsınlar.

Adım 12: Hızlı büyüyün!

Yavaş ve emin adımlarla büyüyerek iyi bir iş yaratabilirsiniz fakat yatırımcıların yatırımlarından 5-6 yılda çıktığını düşünürsek sizin 5-6 yıl içerisinde çok çok büyümüş olmanız gerekiyor. Bunun için hızlı büyüme yolları bulmanız gerekiyor. Hızlı büyümek için ise yapabileceğiniz en iyi şey tüm mecraları denemek ve en verimli ve sizi en hızlı büyütebilecek olanlara odaklanmak. Burada pazarlamaya para harcayarak çok hızlı büyüyebilirsiniz fakat önemli olan en verimli kanalı bulmak ve orada bir fark yarattığınızı göstermek zorundasınız. (Adwords’e ayda 50 bin TL harcadık, çok büyüdük şeklinde olmamalı, size kazandırdığını, uzun vadede sürdürülebilirliğini incelemeniz gerekiyor.)

Adım 13: İlk faturanızı kesin.

Müşteri kazandınız, eğer e-ticaret sitesi sahibiyseniz zaten bu aşamadan önce ilk 1000 müşterinden para kazandığınızı varsayalım. Ürününüzde bir şey satmıyorsanız (örneğin sosyal ağ projeniz var) işiniz biraz daha zor, bu aşamada ne kadar trafik ile ne kadar reklam alabileceksiniz gibi sorular sizi zorlayayacaktır. Kişisel tavsiyem ilk iş modeliniz ne olursa olsun reklam olmasın, bir şeyler satmaya çalışın!

Adım 14: VC bulun!

Fatura kestiniz, her hafta katlanarak büyüyorsanız zaten VC size gelecektir fakat gelmezlerse de rakamlarınızı alıp VC’leri ziyaret edin. Burada en büyük yanılgı yaptığınız sunumun neredeyse %80’ini ürün anlatmakla geçirmektir. Sunumunuzun %30’unda ürünü anlatın, geri kalan zamanda rakamlarınızdan, pazarın durumundan ve neden hızlı büyüdüğünden ve yatırım alırsanız nasıl büyüyeceğinden bahsedin.

Adım 15: Belirsizlikleri yok edene kadar çalışın!

Ürününüz pazarda, yatırımlar aldınız ama iş modelinizde, hedef kitlenizde, büyüme kanallarınızda belirsizlikler olacaktır. Bu belirsizlikleri gidermek için çalışın, çalışın, çalışın
Albert Einstetin, özlü sözlerinden birinde İnovasyon’a doğrudan göz kırparak, “Sorunlarımızı, onları yaratırken ortaya koyduğumuz düşünce şeklini sürdürerek ortadan kaldıramayız” demişti. Kısaca, iş dünyasının günümüzdeki en büyük dönüşüm süreçlerinden biri olan İnovasyon için düşünce şekillerinin evrim geçirmesi zorunlu.
İnovasyon, birçok kaynaktan güç alan bir değişimi temsil ediyor. Çalışanlar, müşteriler, ağlar ve iş çevresindeki çeşitli faktörler İnovasyon’u tetikleyici görev görebiliyor.
Forbes dergisi, İnovasyon’a adım atmak konusunda geç kalmaması gereken yöneticilere, önemli ipuçları sundu. Eğer değişim için geç kalmak istemiyorsanız, bu başlıklara göz atın:
Kişiselleşin: İnovasyon, bedelini ödemek isteyen bir kişiye bir ürünü, hizmeti ve tecrübeyi sunmak için gereken bir kavram. Başarılı şirketler, düşünce şekillerinin merkezlerine tüketicileri yerleştiren şirketler olarak beliriyor. Ardından, değer zincirini bu düşünce yapısının başından sonuna kadar uzatıyorlar. Uygulamalardan Büyük Veri’ye kadar, şirketlerin en hızlı değerlendirmesi gereken verilerin kaynağı olan müşteriler, artık mobil hızında ilerliyor.
Şirketler, İnovasyon ile düşünce şekillerinde evrim geçirerek, Ar-Ge, ürün geliştirme, satış ve pazarlama kanallarında hızlarını artırıyor ve veri akışına karşı denge sağlıyorlar. Günümüzde tersine dönen iş süreçleri, artık yüzde 10 içerik, yüzde 90 ilişki üzerinden yürüyor. Kısaca, ürün mühendisliğinden ilişki mühendisliğine geçildiği söylenebilir.
Yeteneklerinizi iki gruba ayırın: Çalışma sisteminiz içinde yetkinliklerinizin etkinliğini korumak için, örgüt yapısı içinde yetenekleri iki gruba ayırmayı deneyin. İlk grup, işlemleri ve finansı yürütecek yeteneklerden oluşurken, ikincisi tüketicilere sunmayı planladığınız yeni ürün ve hizmetler üzerine odaklanmalı. İnovasyon kültürünün, her iki grupta da etkisini göstermesi gerektiğini unutmayın.
Tecrübe eksikliğinin faydalarına dikkat edin: İster inanın, ister inanmayın, deneyimsiz çalışan ve yöneticiler, ‘tersine akıl hocalığı’ yaparak yeni fikirler ortaya koyabilir. Genç insanlar, tecrübe eksikliği bulunsa da, bir sektördeki bariyerleri değil, fırsatları daha iyi görebilir. Zamanı geçmiş kurallar, süreçler ve politikalar onları fazla etkilemeyecektir.
Kendinizi farklı düşünmeye zorlayın: İnovasyon, yıllık stratejik planlama toplantılarının çok ötesine geçen bir alanı temsil ediyor. Çalışmalarınızın nasıl sonuç vereceğini görmek ve zamanında değişimle yapabilmek için ileri görüşlü olmak zorundasınız.


Yönettikleri şirketler için daha çok değer yaratmak isteyen CEO’ların öncelikle kendi iş yaşamlarını verimli kılması gerekiyor. Bu nedenle her CEO’nun kendine has bir “verimlilik formülü” var. Kimi çalıştığı asistan sayısını artırıyor, kimi meditasyon yapıyor kimi de günlük listelerle hareket ederek işteki verimliliği en üst seviyeye çıkarmaya çalışıyor. Dengeli yaşamın verimliliği artırdığına inanan da var,Stephen Covey’in etkili insan olmak için önerdiği 7 prensibi uygulayan da...
İşte 10 farklı CEO’nun 10 farklı kişisel verimlilik sırrı.
1- Zamanı Etkin Kullanıyor
DHL Express Türkiye ve Fransa CEO’su Michel Akavi, iş hayatını “Bir iş ona verilen süre kadar uzar” sözleriyle tanımlanan Murphy kuralına göre planlıyor. Bu kuralı hayatına nasıl uyguladığını da şöyle anlatıyor: “DHL Express’in hem Türkiye hem Fransa operasyonlarını yönettiğim için çok sık seyahat ediyorum. İş seyahatine çıkarken bavulumu evden çıkmama az bir süre kala, 10 dakika içerisinde hazırlarım. Bu iş için ayıracağım maksimum süre budur ve aşmam. İş hayatım için de bu prensibi benimsiyorum. Sunumlarımı olabildiğince az sayıda slayt ile sınırlı tutuyor, toplantılarımı da mümkün olduğunca kısa tutmaya özen gösteriyorum. Mail ve mesajtrafiğini ise cep telefonumdan kısa yanıtlarla yönetiyorum; böylelikle bilgisayar başında saatler harcamıyorum. Bu anlamda günümü daha verimli geçirmemi sağlayacak teknolojik gelişmelerden olabildiğince faydalanmaya özen gösteriyorum. Her akşam, ertesi gün için yapılacaklar listemi hazırlıyorum. Bu listeyi uzun tutmam, en fazla üç konu ile sınırlandırırım. Tüm iş süreçlerimi olabildiğince ekonomik kullanmaya çalışıyorum ancak diğer yandan da yönetim ekibimle olabildiğince sık aralıklarla biraraya geliyorum. Düzenli olarak onların fikirlerini almak ve kendi görüşlerimi onlarla paylaşmak benim için önemli. Bence doğru çalışan seçimi, bir iş yerinde verimli olabilmenin en önemli noktalarından birini oluşturuyor. Kaliteli ve başarılı insanları seçip onların motivasyonunu yüksek tutarak, iş yerinde verimliliğin daha da artırabileceğine inanıyorum.”
2- Uzun Dönemli Planlama Yapıyorum”
Galya Frayman Molinas / COCA-COLA Türkiye, Kafkasya ve Orta Asya Bölüm Başkanı
En önemli kaynağımız zaman hayatta belki de en önemli kaynağımız. Bu değerli kaynağı iyi kullanabilmek için kişisel farkındalığın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Kişisel verimliliğinin daha yüksek veya düşük olduğu dönemler, saatler var. Bunu bilmek büyük fayda sağlıyor.

Kıymetli Sabah Saatleri
Günün belirli saatlerinde farklı aktiviteleri daha iyi yapabildiğimi biliyor ve buna göre hareket ediyorum. Bir örnek vermek gerekirse; sabahları daha verimli çalıştığıma inanıyorum. Bu sebeple kıymetli sabah saatlerini israf etmemek benim için önemli.
Çok Erken Kalkarım
Çok erken kalkar, sabah saatlerini düşünmek ve zor konuları çözmek için değerlendiririm. Uzun dönemli planlama yaparım. Cuma günleri veya hafta sonunda iş ve kişisel hedeflerim ışığında bir sonraki haftanın, ayın veya çeyreğin işlerini planlarım. Verimlilikte teknoloji de çok önemli bir unsur. Teknolojiyi ihtiyaçlarınıza göre iyi kullanabilmek büyük avantaj getiriyor.
3- Daha Çok Saha ve Kısa Toplantı
Birçok üst düzey profesyonel gibi yoğun bir iş temposuna sahip olan Efes Türkiye Genel Müdürü T. Altuğ Aksoy, zamanını verimli kullanmak için kendine özel yöntemler uyguluyor. Bu yöntemleri şöyle paylaşıyor: “Yoğun bir program öncesi enerji toplamak için güne yürüyüşle başlarım. Sabahları gazeteleri gözden geçirerek Türkiye ve dünya gündemini takip ederim. Günümüz temposunda zamanımızı verimli kullanmak önemli, bu sebeple trafiğin nispeten daha açık olduğu erken saatlerde yola çıkarım ve ofise erken ulaşırım. Bu bana gün içindeki programımı gözden geçirmek için zaman kazandırıyor.
Toplantılarımı özellikle sabah saatlerinde yapmaya dikkat ederim. Sabah saatlerinde yapılan toplantıların daha dinamik ve verimli olduğunu düşünüyorum. Toplantıların süresi de çok önemli, iç toplantılarımı maksimum 45 dakika ile sınırlarım. Kısa ve gündemi önceden belirlenmiş toplantıların iş süreçlerini hızlandırdığını görüyorum. İşimde verimliliği artıran bir diğer unsurun da iş arkadaşlarımla birlikte sahada bulunmak olduğunu düşünüyorum. İş ortaklarımızın ve tüketicilerimizin nabzını ancak onlara yakın olduğumuzda tutabiliriz. 43 yıldır bu felsefe ile yolumuza devam ediyoruz ve çalışmalarımızı ortaklık kültürü ile yapmayı seviyoruz. İş dışındaki zamanımı da kaliteli geçirmeye gayret gösteriyorum. Hafta sonları olabildiğince ailemle vakit geçiriyorum. Dinlenmiş olarak yeni bir haftaya başlamak önemli, verimliliğimi olumlu yönde etkiliyor.”
4- Teknolojiyi Etkin Kulanıyor
Güldem Berkman / Novartis Türkiye Ülke Başkanı
Akıllıca kullanım bireysel ve şirket başarısına ulaşmak için sahip olduğumuz tüm kaynakları en verimli şekilde kullanmamız gerektiğine inanıyorum. Zamanımız ve enerjimiz en önemli kaynaklarımız. Dolayısıyla her ikisini de akıllıca kullanmamız gerekiyor.
Video Konferans
Teknolojinin de günümüzde verimliliğin artmasına katkıda bulunduğunu düşünüyorum. Örneğin, eskiden pek çok toplantı için yurtdışına uzun süren seyahatler yaparak katılırken, artık global merkezimizle pek çok toplantımızı gelişen teknoloji sayesinde video/tele konferans sistemi ile uzaktan yapıyoruz.

Esnek Çalışma
Teknolojinin de katkısıyla çarşamba günleri Novartis Türkiye merkez ofiste esnek çalışma uygulaması yapıyoruz. Mümkün olduğunca ekibimizin evlerinden ya da istedikleri herhangi bir mekandan çalışmayı seçebildikleri bugünün, sanılanın aksine bize verimliklik artışı getirdiği kesin. Trafik ve toplantılarla sıfır zaman kaybederken, konsantrasyon, yaratıcılık ve stratejik düşünmeye ekstra vakit yaratıyoruz.
5- Haftalık ve Günlük Plan
Index Grup CEO’su Erol Bilecik, çalışma hayatımda verimliliğini artırmak için uzun yıllardır aynı yöntemi kullanıyor. Mutlaka her cumartesi veya pazar kendisi için o haftanın önemli konularını sıralayıp, kendine düzenli bir günlük iş planı hazırlıyor. Bu planını da şu sözlerle anlatıyor: “Ofis dışında bir görüşmem yoksa, 07:45’te ofisimde olup saat 08:00’e kadar günlük ‘yapılacaklar listesi’ oluştururum. Listeyi önüme koyduktan sonra hangi yönetici arkadaşlarımla görüşme yapacağımı da tespit etmiş olurum. Haftalık iş planımı o haftanın takviminde işaretleyip netleştirdikten sonra her gün spora ayıracağım zamanı da kesinleştirmiş olurum. İş listemi tamamladığımda, her sabah 08:00-08:30 arası e-postalarıma göz atar, bir gün öncesinde eksik kalan veya tamamlayamadığım yazışmaları bitirmiş olurum. Aynı zamanda o günün gerekli olan konuşmalarını da aradan çıkarma konusunda şansımı zorlarım. Böylece o günün telefon trafiğini de bir nebze azaltmaya çalışırım.
Günün verimli geçmesi, insanın işini önüne alıp yönetmesidir. Verimsizlik durumunda ise işiniz sizi yönetir. Bu durumda başarı şansınız da düşer. Ayrıca verimlilik, şirketlerdeki dinamizmi ve enerjiyi yukarıya çektiği gibi, ekiplerinizi de daha fazla motive edecek fırsatları yakalamanıza olanak tanır.”
6- Covey'in 7 İlkesini Uyguluyor
Siemens Türkiye CEO’su Hüseyin Gelis, 1989 yılında Stephen Covey tarafından kaleme alınan “Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı” kitabının hala geçerliliğini koruduğunu düşünüyor. “Ben de hayatımı bu ilkeleri dikkate alarak planlıyorum” diyen Gelis bunu nasıl yaptığını da şöyle paylaşıyor: “ ‘Proaktif olmak’ temel prensiplerimden biri. Üzerinde çalıştığım konuları bir sonraki güne bırakmam. Bir konuyu zamanında anlayıp, değerlendirir, sonuçlandırır başka bir konuya sonrasında odaklanırım. Bunun yanı sıra bir karar alacaksam bu kararın sonucunun ne olacağını da mutlaka düşünür, farklı bakış açılarıyla değerlendirerek aksiyon alırım. Ayrıca konuları önem derecesine göre ayırırım. Gün içerisinde yapacaklarım, bir hafta sonra ilgileneceğim konular, 3 hafta sonra değerlendireceğim konular planlıdır. İş ve özel hayat dengesinin de sağlanması gerektiğini düşünüyorum. Örneğin, hafta sonları ailemize, sevdiklerimize ve yapmaktan zevk aldığımız aktivite-lere odaklanmamız iş hayatımıza da olumlu yansır. Ben de mutlaka kendime ve aileme zaman ayırmaya dikkat ediyorum. Bir yöneticinin çalışma şekli ile çalışanlarına örnek olduğu inancındayım. Ben de proaktif ve çözüm odaklı yaklaşımım ile çalışma arkadaşlarıma rol model olmaya gayret ediyorum.”
7- Yetki Vererek Zaman Kaybını Önlüyor
DR. Mehmet Aktaş / Yaşar Holding CEO’su
4 konu öne çıkıyor etkin zaman yönetimi dendiğinde, dört konunun öne çıktığına inanıyorum: Öncelikler doğrultusunda zaman planını iyi kurgulamak, mümkün olduğunca bu plan doğrultusunda hareket etmek, etkin toplantı yönetimi ve doğru işte doğru yöneticiye yetki ve sorumluluk vererek zaman kayıplarını önlemek.
Zaman Planlaması
Ben her pazartesi önceliklerim doğrultusunda haftalık zaman planımı gözden geçiriyorum. Her sabah da güne yine o günkü programımı gözden geçirerek başlıyorum. Gün içinde gelen e-postaları ve telefonları aciliyetlerine göre değerlendiriyor, acil olmayan e-postalara akşam bakmayı, acil olmayan aramalara da uygun zamanlarda geri dönmeyi tercih ediyorum.
6- Covey'in 7 İlkesini Uyguluyor
Siemens Türkiye CEO’su Hüseyin Gelis, 1989 yılında Stephen Covey tarafından kaleme alınan “Etkili İnsanların 7 Alışkanlığı” kitabının hala geçerliliğini koruduğunu düşünüyor. “Ben de hayatımı bu ilkeleri dikkate alarak planlıyorum” diyen Gelis bunu nasıl yaptığını da şöyle paylaşıyor: “ ‘Proaktif olmak’ temel prensiplerimden biri. Üzerinde çalıştığım konuları bir sonraki güne bırakmam. Bir konuyu zamanında anlayıp, değerlendirir, sonuçlandırır başka bir konuya sonrasında odaklanırım. Bunun yanı sıra bir karar alacaksam bu kararın sonucunun ne olacağını da mutlaka düşünür, farklı bakış açılarıyla değerlendirerek aksiyon alırım. Ayrıca konuları önem derecesine göre ayırırım. Gün içerisinde yapacaklarım, bir hafta sonra ilgileneceğim konular, 3 hafta sonra değerlendireceğim konular planlıdır. İş ve özel hayat dengesinin de sağlanması gerektiğini düşünüyorum. Örneğin, hafta sonları ailemize, sevdiklerimize ve yapmaktan zevk aldığımız aktivite-lere odaklanmamız iş hayatımıza da olumlu yansır. Ben de mutlaka kendime ve aileme zaman ayırmaya dikkat ediyorum. Bir yöneticinin çalışma şekli ile çalışanlarına örnek olduğu inancındayım. Ben de proaktif ve çözüm odaklı yaklaşımım ile çalışma arkadaşlarıma rol model olmaya gayret ediyorum.”
7- Yetki Vererek Zaman Kaybını Önlüyor
DR. Mehmet Aktaş / Yaşar Holding CEO’su
4 konu öne çıkıyor etkin zaman yönetimi dendiğinde, dört konunun öne çıktığına inanıyorum: Öncelikler doğrultusunda zaman planını iyi kurgulamak, mümkün olduğunca bu plan doğrultusunda hareket etmek, etkin toplantı yönetimi ve doğru işte doğru yöneticiye yetki ve sorumluluk vererek zaman kayıplarını önlemek.
Zaman Planlaması
Ben her pazartesi önceliklerim doğrultusunda haftalık zaman planımı gözden geçiriyorum. Her sabah da güne yine o günkü programımı gözden geçirerek başlıyorum. Gün içinde gelen e-postaları ve telefonları aciliyetlerine göre değerlendiriyor, acil olmayan e-postalara akşam bakmayı, acil olmayan aramalara da uygun zamanlarda geri dönmeyi tercih ediyorum.
Birebir Görüşmeleri Azalttım
Bu nedenle iş yapış tarzımda ve yöneticilik anlayışımda da yalınlaşmayı benimsedim. Daha az insanla bire bir görüşüyorum. Günün verimli olması işlerimizi hızlandırıyor ve bize zaman kazandırıyor. Daha verimli çalışma firsatım oldugu için, şirketime daha fazla değer katabiliyorum. Bu da olumlu iş sonuçlarına sebep oluyor.
CEO’lar (İcra Kurulu Başkanı) yaptıkları iş açısından bir geminin kaptanı gibiler. Dümeni ne tarafa çevirirlerse gemi o tarafa gidiyor. Gemiyi batırmamak için fırtınayı doğru tahmin etmek, gerektiğinde güvenli limanlara yanaşmak, gerektiğindeyse risk almak zorundalar.
ABD bazlı bağımsız danışmanlık şirketi Boston Consulting Group (BCG), bu zorlu yolculukta CEO’lara yol göstermek amacıyla 1993’ten bu yana her iki yılda bir araştırma yapıyor. Dünyadaki en büyük 450 şirketin CEO’larıyla yapılan araştırmanın sonuncusu 2002’de başladı ve bir süre önce sonuçlandı. Araştırmaya göre, CEO’ların yalnızca yüzde 28’i beş yıldan fazla görevde kalıyor. Bazı sektörlerdeki CEO’ların yüzde 60’ı iki yıl içinde işten ayrılacaklarını düşünüyor. CEO’ların yüzde 40’ı şirket dışından geliyor. Yarısından fazlası ise bu görevde üç yıldan kısa bir süredir bulunuyor.
BCG bu sonuçları baz alarak CEO’lara ‘hap’ niteliğinde bir tavsiye listesi oluşturmuş. Buna göre, CEO’lardan alınan yanıtlar özellikle üç konunun ön plana çıktığını gösteriyor. İlk olarak, başarılı olmak isteyen CEO’ların insan, strateji ve değerlere önem vermesi gerekiyor. İkincisi, CEO’ların önce şirketteki problemi teşhis edip, sonra karar vermesi ve ardından çabucak hareket etmesi önem taşıyor. Son olarak da CEO’ların asla ve asla ilk 100 gün içinde hata yapmaması gerekiyor.
Araştırmanın sonuçlarını yorumlayan BCG İstanbul Başkanı Muzaffer Egeli, ‘Artık CEO işe geldiğinde planı hazır olmak zorunda. Çok az vakti olduğunu bilmeli ve ona göre davranmalı’ diye konuşuyor.
TÜRKİYEDEN 10 ŞİRKET VAR
BCG dünyadaki en büyük bağımsız danışmanlık şirketlerinden biri. 1963’te Boston’da kurulan şirketin dünya çapında 40 ülkede 60 ofisi, iki bin 600’ün üzerinde danışmanı bulunuyor. Cirosunun çoğunu ABD dışında elde ediyor. Şirketin temel amacı yönetim kurullarının, genel müdürlerin cevap aradıkları sorunlara çözüm bulmak. BCG İstanbul ofisi 2001’de Muzaffer Egeli tarafından kurulmuş. Bugün 20 kişilik kadrosu var.
BCG, 1993’ten bu yana bir araştırma projesi gerçekleştiriyor. Toplam üç ayakta gerçekleştirilen araştırmanın ilk ayağında, 250 milyon doların üzerinde ciro yapan dünya çapındaki 450 şirketin CEO’larıyla bir araya geliniyor. Standart bir form üzerinden giderek CEO’larla mülakat yapılıyor. Daha sonra bu CEO’lar arasından seçilen 20-30 kişilik bir grupla yeniden toplanılıyor. Görüşleri alınıyor. Programın ikinci ayağında CEO’ların her gün kullanabilecekleri basit tavsiyeler hazırlanıyor. Son ayakta ise tavsiyeler sektörlere indirgeniyor ve şirketler için çeşitli projeler geliştiriliyor.
BCG İstanbul Genel Müdürü Muzaffer Egeli bu araştırmanın amacının problemleri belirlemek değil, CEO’lara genel tavsiyelerde bulunmak olduğunu söylüyor. Egeli son araştırmanın Almanya ve İtalya’daki kısmını yürütmüş.
Araştırma ağırlıklı olarak Amerikan şirketlerinin CEO’ları üzerinde gerçekleştiriliyor. Egeli, ‘Türkiye’nin global ekonomideki yeri küçük olduğu için bu çalışmalarda da rolü küçük oluyor’ diyor. Örneğin, son araştırmaya Türkiye’den yalnızca 10 şirket katılmış.
Boston Consulting Group dünyanın en büyük 450 şirketi ile bir araştırma yaptı. Araştırmadan yola çıkılarak işe yeni başlayan CEO’lara bir tavsiye listesi hazırlandı. Az zamanda çok iş yapması gereken CEO’lara ‘Problemi teşhis et, karar ver ve anında harekete geç ve asla ilk 100 günde hata yapma’ deniliyor.
Hızla gelip daha hızlı gidiyorlar
Boston Consulting Group (BCG) İstanbul Genel Müdürü Muzaffer Egeli, araştırmanın özellikle Türkiye’de CEO kavramının çok önemli olduğunu ortaya koyduğunu söylüyor: ‘Türkiye’de şirketler hala aile şirketleri. Bir şirketin ne kadar profesyonel olup olmadığının en büyük kanıtı o şirketteki CEO’nun konumu. Ne gibi bir görevi var? Ne gibi yetki ve sorumlulukları var? Ne kadar bağımsızlığı var? Hissedarlarla ilişkisi nasıl yönetiliyor? Bu ilişkinin ne kadarı modern, ne kadarı geleneksel? Yani CEO’nun konumu Türkiye’de bir şirketin ne derece profesyonel yönetildiğinin en büyük göstergesi.’
Egeli, şirketlerde CEO’ların hissedarlara oranla çok daha sık değiştiğini söylüyor. Bu nedenle CEO’ların işe ilk geldiklerinde planlarının hazır olması gerektiğini söylüyor. CEO’ların yüzde 40’ının şirket dışından geldiğini belirten Egeli, ‘Artık CEO işe geldiğinde planı hazır olmak zorunda. Çok az vakti olduğunu bilmeli ve ona göre davranmalı. ‘İlk altı ay alışayım, ikinci altı ay insanları tanıyayım, üçüncü altı ay strateji yapayım’ gibi bir opsiyonu yok’ diyor.
Davranışları değişiyor
Muzaffer Egeli, daha önceki araştırmalarla kıyaslandığında son araştırmada bazı farklılıklar gözlemlendiğine dikkat çekiyor. Örneğin, 1999’da bu şirketlerden yüzde 37’sinin CEO’su beş yılı aşkın süredir bu görevdeyken, 2001’de bu oran yüzde 28’e düşmüş. CEO’ların yarısından fazlası ise bu görevde üç yıldan kısa bir süredir bulunuyor. Diğer taraftan geçmişte takımları ile hareket eden, transfer oldukları şirkete kendi takımlarını getiren CEO’lar artık yepyeni takımlar oluşturuyor. Ayrıca, bilanço yönetimi ve insan kaynakları stratejileri CEO’ların görev tanımı içinde eskisinden daha fazla yer kaplıyor.
İLK 100 GÜNDE NE YAPMALI?
BCG, CEO’lardan ‘bugün işlerine yeniden başlasalar takip edecekleri gündem maddelerini oluşturmalarını’ istemiş. CEO’lar tutarlı bir şekilde hep aynı yanıtları vermiş. İşte bu yanıtlar ışığında CEO’lara tavsiye edilen 10 kural...
Şirketin yönetici ekibini değerlendirin ve gerekli değişiklikleri ilk 30 gün içinde yapın: Hiçbir grup sizin oluşturduğunuz takım kadar etkili olamaz. Takımı oluştururken şirket dışından birkaç güvenilir kişi eklemek mantıklıdır. Bu kişiler şirket kültürünü değiştirmede yardımcı olabilirler. Ama şirketin içindeki deneyimli kişileri de göz ardı etmeyin. Bu kişiler şirketin hafızasını taşırlar.
Şirketteki vizyonunuzu çalışanlarla paylaşın, oraya nasıl ulaşılacağını anlamalarını sağlayın: Planlarınızın detayına inmeyin ama temel değerlerinizi açıklayın. Çalışanlar sizin samimi ve işinizin ehli olduğunuzu görmeliler. Sorulara dürüst cevap verin, mucizeler vaat etmeyin.
10 satış yetkilisiyle görüşerek şirketin ne yapması gerektiğini düşündüklerini sorun: Ön cephede bulunanlar müşteri şikayetlerini dinlerler, kalite sorunlarının nerede olduğunu bilirler, kötü gidişi önceden fark ederler. Satış elemanlarınıza, onların çalışma hayatını nasıl iyileştirebileceğinizi ve işlerinin hangi kısımlarından tatmin olduklarını sorun.
10 önemli müşteriyle görüşerek dışarıdan bakıldığında işin nasıl göründüğünü anlayın: Müşteri toplantıları birçok konu hakkında ilk ağızdan bilgi toplamak için çok değerli bir yoldur. Şirketinizdeki üst düzey insanları müşterinizle bir araya getirin. Bu, onların güçlü bağlar kurmasına yardımcı olacaktır. Geri bildirimlere kulak verin, değerli fikirleri önemseyin.
Kişisel alışkanlıklarınıza dikkat ederek işe verdiğiniz önemi gösterin: CEO’ların işe zamanında gelip gelmediği, toplantılara vaktinde katılıp katılmadığı çalışanların işe karşı tutumunu etkiler. Siz işe zamanında gelmezseniz, yavaş yavaş çalışanlarınız da işten kaytarmaya ‘başlar’. Yöneticinin yaşam ve çalışma tarzı şirketten bekledikleriyle paralel olmalıdır.
Yeniden yapılandırma durumunda işin önceliklerini belirleyene kadar tüm ihtiyari harcamaları durdurun: Eğer bir iş iyi gitmiyorsa bütün faaliyetleri yeniden gözden geçirmelisiniz. Önceliklerinizi belirleyen bir liste oluşturun ve bunların yeteri kadar fonlandığından ve dikkatlice takip edildiğinden emin olun.
İşte kárın nasıl oluştuğunu öğrenin. Kilit noktaları anlayın ve basit raporlama teknikleri geliştirin: CEO’lar şirketteki kárlılığın nereden geldiğini tam anlayamayabilir. Çünkü kárlılık satın alma şartlarından, dolaylı harcamaları minimize etmeye kadar birçok faktöre bağlıdır. Yöneticilerin şirketlerdeki tüm ciro kaynaklarını bilmeleri çok önemli. Bunları bulun ve büyümenize ivme kazandırın.
Bilançodaki problemleri anlayın, bilginin paylaşımını sağlayın: Uzun süre devam eden hukuk davaları, eskimiş envanterler kendilerini rakamların arkasına saklarlar. Her şeyi ortaya dökerek, gelecek için tutucu prensipler tasarlamak pratik bir kuraldır.
Gizli tehdit ve fırsatları ortaya çıkarma becerisini geliştirin: ‘Hızlı kazanımlar’ kapsamlı bir verimlilik girişimi olabilir. Kárlı promosyonlar, önemli bir müşteri ile anlaşmanızı uzatmak, güçsüz kategorilerde ürün geliştirmeyi kesmek verimliliğinizi artırır. Ancak, işin başındaki kişi olduğunuzu göstermek amacıyla her sorunu düzeltmeye çalışmayın. Çok fazla detaya girerseniz, genel resmi kaybedebilirsiniz.
Yönetim kurulunun beklentilerini bir plan dahilinde yönetin: Zamanı gelince aşabileceğiniz beklentiler koymayı öğrenin. Herkesi risklerden ve bunlardan kaçınmak için neler yapıldığından haberdar edin. Yönetim takımınızın aynı gerçeklerden ve aynı sonuçlardan konuştuğuna
Aldığım En İyi Öğüt
Rahmetli Sakıp Sabancı’ya babası, “Kaldıramayacağınız yükün altına girmeyin” demişti. Umut Oran, iş hayatına, bir yakınının “kendi işini kur” sözleriyle atılmıştı. Şahin Tulga, yeni patronunun “ins...


Rahmetli Sakıp Sabancı’ya babası, “Kaldıramayacağınız yükün altına girmeyin” demişti. Umut Oran, iş hayatına, bir yakınının “kendi işini kur” sözleriyle atılmıştı. Şahin Tulga, yeni patronunun “insana değer” konulu öğüdüyle başarıya ulamıştı. Sadece bunlar mı? Yönetici ya da patron… Herkesin unutamadığı, “Aldığım en iyi öğüt” dediği sözler var. Bazıları babadan, bazıları hocalardan… Ancak, her zaman kulaklarda, iş yaparken hep akılda…
Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli işadamlarından, rahmetli Sakıp Sabancı, “Bıraktığım Yerden Hayatım” adlı kitabında, babası merhum Ömer Sabancı’yla ilgili bir bölümdü şunları yazıyor:
“Babam bize ‘Aman evlatlarım, kendi bileğinizin hakkıyla, kendi gücünüzle iş yapın’ derdi. Başkasının zoruyla iş yaptırmaya, kredi almaya kalktın mı onun tadı olmaz. Zorlama iş yapan, zorlama kredi veren sana kızgındır, öfkelidir, bir gün en güçsüz anında senden bunun acısını çıkarmaya kalkar, yıkılırsınız. Alıştıra alıştıra iş yapın. Kaldıramayacağınız yükün altına yatmayın. Yük ağır gelir, gümbürt gidersiniz. Paranız, beceriniz yetmezse, öbür işlerinizi de kaybedebilirsiniz.”
Babasından aldığı en unutulmaz öğüdü böyle aktaran Sakıp Sabancı, “Babamın bu nasihatları, kulağımıza küpe olmuştur, unutmayız” diye devam ediyor. Ona göre, grubun başarısında, bu sözü dinleyip, büyüme stratejisini bu doğrultuda oluşturmanın rolü de büyüktür.
Bir başka coğrafyadan, dünyaca ünlü Goldman Sachs’ın CEO’us Henry Paulson’un da başarısı babadan kalma bir öğütle şekillenmiş. “Tüm çocukluğum ve yetişkinliğim boyunca babamın bir tavsiyesi bana ışık tuttu. Bu öğüdünü çeşitli olaylar karşısında sık sık tekrarlardı. Bize ‘Gerçek mutluluk, kolay olmayan bir şeye ulaşmak için çabalamaktır’ felsefesini bu şekilde benimsetti” sözleriyle anlatıyor Paulson.
Sabancı ve Paulson, “hayatlarının en iyi öğüdünü” babalarından almışlar. Ancak, onlar yalnız değiller. Çok sayıda işadamı ve yöneticinin hayatında “unutulmaz bir öğüt” var. Bazıları baba, bazıları öğretmenleri… Aralarında patronları, yöneticilerinin öğütlerini unutmayan, hayatlarını ona göre şekillendirenler de bulunuyor.
Örneğin, doktor bir aileden gelen Domino Tekstil Yönetim Kurulu Başkanı Umut Oran’ın tekstil sektörüne girişi, bir aile dostunun “Kendi işini kur” öğüdüyle başlamış. Goldaş Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Yalınkaya, iş hayatını babası Arif Zeki Yalınkaya’nın “Para değil, itibar kazan” sözü üzerine kurgulamış.
Hyundai Assan’ın Genel Müdürü Kurthan Tarakçıoğlu, Opel Türkiye Genel Müdürü Peter Fahrni’nin “Soruna odaklan, çözümü ara-bul ve harekete geç” önerisinden iş hayatında her zaman yararlandığını anlatıyor.
Para değil, itibar kazan
İş dünyasında, “itibar”ın paradan daha önemli olduğu durumlar vardır. Öyle ki kimi şirketler mali sıkıntı yaşadıkları keskin virajların çoğunu “itibar”ları sayesinde alır. Goldaş Kuyumculuk Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Yalınkaya’nın da bugüne kadar aldığı en iyi öğüt, itibarın iş dünyasında ne kadar vazgeçilmez olduğuyla ilgili. 
Hasan Yalınkaya, Yalınkaya Şirketler Grubu’nun kurucusu babası Arif Zeki Yalınkaya’nın çocuklarına her zaman “Para kazanmayın, itibar kazanın” dediğini söylüyor ve ekliyor: “Babam, iş hayatında itibarlı, kredibilite sahibi bir insan olmanın çok önemli olduğunu söylerdi. Elinizdeki mevcut paranın, yaptığınız işte bir yerde yetersiz kalabileceğini fakat kredibilitenin sonsuz olduğu mesajını verirdi.”
Babasından aldığı bu öğüdün doğruluğuna iş hayatında bir çok kez şahit olduğuna dikkat çeken Yalınkaya, şöyle devam ediyor:
“Babam her zaman bize parası olan fakat kredibilitesi bulunmayan, dürüst davranmayan kişilerin sonunda yok olduklarını söylerdi. Bizzat kendisinin şahit olduğu, bu duruma düşen kişilerin ismini vererek örnekleri ile anlatırdı. Bu yüzden ben ve kardeşim Sedat Yalınkaya, güvenilir olmayı, iş hayatını yalnız para kazanılan bir ortam olarak görmemeyi, herkesin, ‘dürüst, sözünün eri işadamları’ dediği kişiler olmayı hedefledik.”
İşe erken başla
İş hayatının ilk yıllarında birlikte çalışılan yöneticilerin yeri çok ayrıdır. Onların yaptıkları, söyledikleri çok daha dikkatli dinlenir. Index Grup Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik’in de böyle bir anısı var. Bilecik, iş hayatına başladığı günlerde, birlikte çalıştığı çok değerli bir yönetici büyüğünün birkaç öğüdünün kulağına küpe olduğunu söylüyor. Aldığı bu önemli öğüdü şöyle anlatıyor:
“‘Her zaman mesaiden yarım saat önce işine başla’ derdi. Bu, hep kulağıma küpe olmuş bir öğüttür. O gün, bugün, mesaime saat sekizde başlarım. Bir de ‘Her zaman başarıya oyna, sakın maddiyata oynama. Başarıyı gerçekten yakalarsan maddiyat arkadan gelir’ derdi. Hakikaten de, iş yaşamında da, normal yaşamda da başarı odaklı bir yapı, maddi refahı otomatik olarak arkasından getiriyor.”
Bu sözler, Bilecik’in iş hayatının vazgeçilmez öğeleri olmuş. Bilecik, şu anda geldiği konumda, aldığı ve uyguladığı öğütlerin payını inkar edemeyeceğini belirtiyor ve şöyle devam ediyor: “Başarı hiç bir zaman tesadüflerle elde edilmiyor. Başarının şartları bellidir.  Zamanı iyi değerlendirmek ve planlamaktır, çok çalışmaktır. Maddi değerler peşinde koşmak sizi başarıya ulaştırmaz. Öncelikle ‘başarı’ hedefiyle ortaya çıkıp buna kilitlenmek gerekiyor. Bunu gerçekleştirince, başka artılar da kendiliğinden geliyor.”
İyi yöneticiyi ekibinden anla
HP Türkiye Genel Müdürü Şahin Tulga’nın unutamadığı öğüt, genel müdürlük pozisyonu için yaptığı bir mülakat sırasında gelmiş. Talip olduğu bölümün başkanı Alberto Fresco, mülakat sırasında Tulga’ya “Şahin, iyi bir yöneticiyi nasıl anlarsın?” diye sormuş. Tulga ise “Vardığı sonuçlardan” şeklinde yanıt vermiş. Fresco “Ekonomik durumu çok dalgalı olan ülkelerde bu mümkün değil” demiş ve eklemiş: “Yanında çalışan insanların kalitesinden anlayabilirsin. Kaliteli insan, kaliteli yöneticiyle çalışır. O yüzden en önemli kriter yanında çalışan insanların kalitesidir.”
Tulga, hayatında unutmadığı en önemli öğüdün bu olduğunu söylüyor. Bu nedenle de iş hayatında kaliteli insanlarla, hatta kendisinden daha nitelikli insanlarla çalışmaya gayret ettiğini belirtiyor ve “Beni tamamlayacak, kendimde eksiklik bulduğum konularda benden daha iyi olan ve genelde çok iyi insanlarla çalıştım” diyor.
İnnova Bilişim Çözümleri Genel Müdürü Aydın Ersöz ise bilişim sektöründe bir üst düzey yöneticinin öğüdünü sık sık hatırladığını söylüyor. İlk iş hayatına başladığı günlerde aldığı bu öğüdü, “Para kazanmanın tek yolu, sadece müşterilerine para kazandırmaya konsantre olmaktır” şeklinde aktarıyor. Ersöz, “Bilişim sektöründeki kariyerimde, hep bu bakış açısıyla davrandım. Kendi şirketimi kurduğumda şirket kültürünü bu yönde oluşturmaya gayret ettim. Bu yaklaşımın özellikle kriz yıllarında karşılığını gördüğümüze inanıyorum” diyor.
Büyük ikramiyeye hazır ol
Verilen öğütlerin aslında çoğu sadece iş hayatında değil, özel yaşamda da uygulanabilecek türden. Aralarında kişisel gelişim, sorun çözme ve insan ilişkileri hakkında çok etkileyici tavsiyeler var. Microsoft Türkiye Genel Müdürü Çağlayan Arkan’a verilen öneriler,  onun hayatında çok etkili olmuş.
Microsoft Genel Müdürü Çağlayan Arkan, iş hayatıyla ilgili en iyi öğüdü babasının verdiğini anlatıyor: “Henüz 7 yaşımdayken, devlet okulunda okuyor olmama rağmen, bana İngilizce bilmenin öneminden bahsetti. Bunu mutlaka en iyi şekilde başarmam gerektiğini anlattı. Ben de babamı dinleyip, büyük kişisel çaba göstererek ve her türlü imkanı zorlayarak İngilizce’yi iyi öğrendim. Çok büyük faydasını gördüğümü söyleyebilirim. İlk, orta ve lise öğrenimini devlet okullarında standart müfredatla yapan birisi için bu gerçekten önemli fark yarattı.” Arkan, bir de ODTÜ’de öğrenciyken hocası Prof. Muhan Soysal’ın bir öğüdünü hiç unutmuyor. Arkan, “Mümtaz Hoca, Milli Piyango’nun büyük ikramiyesi çıktığında parayı nasıl harcayacağınızı bilin; her zaman hazırlıklı olun derdi. Bu bana, hayat etmeyi ve büyük düşünmeyi öğretti” diye anlatıyor.
Ekibin kararına inanmasını sağla
hed
Shell Türkiye Genel Müdürü Canan Edipoğlu, yıllar önce finans direktöründen aldığı “öğüdü” unutamadığına dikkat çekiyor. Edipoğlu, “O dönemdeki finans direktörümüz bana unutamadığım üç cümle söyledi; ‘Doğru kararlar almak yetmez. Bu kararların iletişimini çok iyi yapmalısın. Takımına gerçekten benimsetmeli, onları kararının doğruluğuna inandırmalısın. Bu öğüdü hiç unutmam” diye anlatıyor.
Ona göre, bu öğüdün arkasında çok önemli bir mesaj var. Canan Edipoğlu, “Mecburiyetten yapılan iş, inanarak yapılan işin yerini asla tutamaz. Üstelik aynı sonucu da veremez” diye konuşuyor. Edipoğlu, bu tavsiyeyi hiç unutmuyor ve yöneticilik yaşamımda hep uyguluyor.
Edipoğlu, aldığı kararları her zaman takımına, Ülke Başkanı olduktan sonra da tüm şirket çalışanlarına doğru ve etkili bir şekilde anlatmayı ilke edindiğini anlatıyor. Çalışanların, “Salt karar verme durumunda olanlar öyle uygun gördü” diye bir işi yapmalarını istemediğine dikkat çekiyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Tam tersine söylenenin ne kadar doğru olduğunu gerçekten anlamalılar, ona inanmalılar ki, onlardan isteneni kendilerinden bir şeyler katarak yapabilsinler. Yaptıkları işe sadece akıllarını değil, yüreklerini de koyabilsinler. Bunun yararını her an görüyorum.”
Hataların önüne geçme formülü
İş yaşamında şeffaflığın ve soğukkanlı olmanın önemine dikkat çeken bir öğüt E-kolay. Net’in CEO’su Tanju Erkoç’un hala kulaklarında.
“Su gibi, bazen durgun, bazen coşkulu ol; ama köpürme; her zaman berrak ve açık ol.” Bu sözler, Tanju Erkoç’un bir yakınına ait. Erkoç, bu sözlerin etkisiyle her zaman ahenkli bir çalışma kurmaya özen gösteriyor. Attığı her adımın istikrarlı olmasına çalıştığını belirtiyor ve ekliyor:
“Bu öğüdün çok faydasını gördüm. Zamanımı daha verimli kullanmaya başladım. İlişkilerde güven öncelikli değerlerim arasına girdi.”
Hataların önüne en baştan geçmenin formülünü arıyorsanız, Boyner Büyük Mağazacılık Genel Müdürü Aslı Karadeniz’e verilen öneriyi, siz de kendi hayatınızda uygulayabilirsiniz.
Büyük  Mağazacılık Genel Müdürü Aslı Karadeniz’in bugüne kadar aldığı en iyi öğüt ise “Hiçbir şeyi varsayma, mutlaka kontrol et.”
İlk iş yeri olan Arthur Andersen’daki bir yöneticinin söylediği bu sözleri iş yaşamında aldığı tüm görevlerde uyguladığını belirten Karadeniz, “Bir konunun öyle olduğunu varsayarak karar aldığınızda, sonuç sizi hayal kırıklığına uğratabilir. Zaman ve daha birçok değeri kaybedebilirsiniz. Oysa, o konunun gerçek durumunu baştan bizzat kontrol ederek engelleyebilmek, iş hayatında büyük kolaylık ve başarı sağlar” diyor.
SİSTEMİ VE DEĞİŞİMİN DİNAMİKLERİNİ İYİ ANLA
Vestel Pazarlama Genel Müdürü Levent Hatay, hayatta aldığı en iyi öğütlerden birinin “İçinde çalıştığın sistemin detaylarına hakim ol. Ortamın dinamiklerini ve senin sistemini nasıl etkileyebileceğini çok iyi anla” olduğunu söylüyor.
Bu doğrultuda, çalıştığı her şirketin altyapısının sağlıklı olmasına ve sisteminin şeffaf olmasına özen gösterdiğini belirtiyor. Şirketinde herkesin veri tabanı sayesinde, yaptığı işin en küçük detaylarına hakim olabildiğine dikkat çekiyor ve “Ayrıca, herkes yaptığımız düzenli koordinasyon toplantıları sayesinde şirket içindeki diğer fonksiyonların kendi işini nasıl etkilediğini biliyor” diye konuşuyor.
Hatay, üst yönetim olarak zaman zaman sektörle ilgili senaryo çalışmaları yaparak, içinde bulundukları sistemin hangi şartlarda değişebileceğini irdelediklerini söylüyor.
ÖĞÜDÜ TUTTU KENDİ İŞİNİN SAHİBİ OLDU
Umut Oran, tekstil sektöründe öne çıkmış isimlerden biri. Türkiye’yi yurtdışında da bu alanda temsil ediyor. Yatırımlarıyla çok sayıda kişiye istihdam sağlıyor. Oran’ın tekstil sektörüne girmesinde ise aldığı bir öğüt etkili olmuş.
İŞ ARARKEN ÖĞÜT ALDI Doktor bir aileden gelen Oran, uzun yıllar futbol oynamış. Okulu bitirip, iş araştırması yaptığı dönemde de yabancı lisan bildiği ve servis sektörünü sevdiği için turizm ya da havacılık sektöründe çalışmak istemiş. Ancak, bir aile dostu, “Bu işlerde kendi işinin sahibi olamazsın, sana bir sektör önereceğim” diyerek onu tekstil ve hazır giyim sektörüne yönlendirmiş. Üstelik iş bulmasını da sağlamış. Bu aile dostunun öğüdüyle Oran, sıfır sermaye ve iyi insan ilişkileri sayesinde tekstil ve hazır giyim sektörüne girmiş ve kısa zamanda  kendi işimi kurmuş.
BABASININ SÖZÜ İLE BAŞARDI “Bu sektöre ilk girdiğim yıllarda iş beni hiç sarmamıştı, modadan markadan anlamıyordum ve bana göre olmadığını düşünüyordum” diyen Oran, bir gün doktor olan babasına bu duygularını aktarır… Sonra olanları Oran’dan dinleyelim:
“Bana, ‘Türkiye’nin iki büyük sorununa fayda sağlıyorsun, binlerce kişiye iş sağlıyorsun ve ülkenin en çok ihtiyacı olan dövizi getiriyorsun’ dedi. Ben de işe farklı gözle bakmaya başladım. Futbola benzettiğim işi bir takım çalışması olarak düşündüm. Kendim takımın yöneticisi, çalışanlar oyuncu, yüklemelerde maçtı. İnsanlara insanca davranıp, motive edip, doğru sevk ve idare ile yüklemeler oluyordu. Bu şekilde bakmak beni de işe ısındırmıştı. Kendimi takımın hem kaptanı, hem teknik direktörü hem de klüp başkanı gibi düşündüm ve bugün çok sevdiğim bir işe sahibim.”
İNSAN İŞ HAYATINDA HER ZAMAN İLK SIRADADIR
TNT Ekspres Türkiye Genel Müdürü Turgut Yıldız’ın aldığı en iyi öğüt ise üniversite yıllarında yaptığı bir sunuma profesörünün yaptığı yorum olmuş. “Otomasyon ve gelecekte iş dünyasında yaratacağı sonuçlar” üzerine sunum yapan Yıldız, teknolojinin çok hızlı gelişeceğini ve gelecekte iş süreçlerinin insanlardan robotlara kayacağını söylemiş. Otomasyonun insanlara yapacak fazla bir şey bırakmayacağını savunmuş. Fakat, sunumu tamamladığında, hocası insan unsurunun her zaman iş dünyasında birinci sırada olduğunu ve bu önceliğin gelecekte de süreceğini bunu ilerideki iş hayatında unutmaması gerektiğini söylemiş.
Yıldız, bu öğüttün nasıl yararlandığıyla ilgili şunları söylüyor:
“TNT Ekspres 1988 yılında Türkiye’de kurulurken ben genç bir yönetici olarak zorluklarla nasıl baş edeceğimi düşünüyordum. Fakat biliyordum ki, TNT Ekspres'in teknolojisi, dünya çapındaki organizasyonu bana yardımcı olacaktı. Kısa sürede işin o kadar da kolay olmadığını sadece teknoloji ve uluslararası bir güçle Türkiye’de başarılı olunamayacağını anladım. Konusunda yetkin, yetenekli, doğru kişileri bulmam ve yola onlarla devam etmem gerektiği sonucuyla yönetim ekibini titizlikle kurdum.
YENİ GENEL MÜDÜRE CAN SİMİDİ OLAN ÖĞÜT
Hyundai Assan’ın Genel Müdürü Kurthan Tarakçıoğlu, en iyi öğüdü Opel Türkiye Genel Müdürü Peter Fahrni’den almış. Bu öğüt özellikle genel müdürlüğe yeni atandığı dönemde onun çok işine yaramış. Tarakçıoğlu, Fahrni’nin “Soruna odaklan, çözümü ara-bul ve harekete geç” sözünden iş hayatında nasıl yararlandığını şöyle anlatıyor:
“Daha geniş sorumluluklara sahip olduğum yeni görevimde, daha önce görev almadığım fonksiyonlarında yönetim sorumluluğu bana geçmişti. Her konunun detayına indim, odaklandım. Ve bulunan çözümleri icraata dönüştürebilmem sayesinde, bana bağlı departmanların işlerini daha yakından kontrol edebildim. Yeni ekip ile aynı doğrultuya bakabildim.”
Bu tavsiyeye uymak yetki delegasyonunu belli seviyelerde azalttığı için fiziksel olarak yorucu olabiliyor. Ancak, Tarakçıoğlu, bu yaklaşımın yöneticinin iş ile ilgili kişisel gelişiminde çok etkin olduğuna inanıyor.
DÖRT YABANCI CEO’DAN UNUTULMAZLAR
ÖNCELİKLER DEĞİŞEBİLİR Novartis’in CEO’su Daniel Vasella en iyi öğüdü doktorluk ihtisası yaparken patronundan almış. Vasella’nın çalıştığı hastanede her sabah, kısa bir toplantı yapılıyormuş. Hastaların geceyi nasıl geçirdiği ve o günkü sorumluluklar hakkında konuşuluyormuş. Toplantıyı yöneten patron, geç kalanlardan hiç hoşlanmıyormuş. Kârlı ve buzlu bir kış sabahı Vasella, toplantıya 15 dakika geç kalmış. Salona girdiğinde ise özür dileyerek yerine oturmak için yürümeye başlamış. Bir yandan da neden geç kaldığını anlatmaya çalışıyormuş. Tam o anda patronu lafını keserek, “Böyle bir günde sadece aptal insanlar zamanında burada olur” der. Vasella, bu sözden şu dersi çıkarır: “Öncelikler değişebilir. Şartlar kurallarınızı yeniden şekillendirmenizi gerektirebilir. Gerektiğinde kendi kurallarınızı değiştirmeye hazır olmalısınız”
MANTIKLI İŞLERLE UĞRAŞ Yayın grubu Earl G.Graves’in kurucusu ve CEO’su Earl G. Graves, 1960’larda bir gayrimenkul alım satım şirketinde satış elemanı olarak çalışıyormuş. Graves, bu şirketin patronu Cardinale’den aldığı öğütleri hiç unutmuyor. Patronunun yaptığı işlerde çok başarılı olduğunu söyleyen Graves, başından geçen bir olayı şöyle anlatıyor: “Bana bir gün ‘Bay Graves öncelikle bilmen gereken, herkes eşittir. Gelen kişinin multimilyoner bir gayrimenkul alıcısı ya da bizim bir kiracımız olması fark etmez. Ben hiçbir zaman zamanımı ofise gelip kirasından şikayet eden biri için harcamam. Sadece mantıklı olarak yapılabilecek işlere zaman ayırım.”
SADECE İNSANLARI DÜŞÜN Ogilvy & Mather Worldwide CEO’su Shelly Lazarus,  9 yıl önce şirketin CEO’su olacağını öğrendiğinde, şirketin efsanevi kurucusu David Ogilvy’yle konuşmak için 3 günlüğüne Paris’e gitmiş. Mart ayında Paris’e giden Lazarus, David Ogilvy ile şatosunda saatlerce iş hakkında dışarıda konuşmuş. Bu görüşmelerin sonunda da Ogilvy’e “Bana tek bir şey söyleyecek olsan, ne söylerdin?” diye sormuş. Ogilvy’de hiç duraksamadan şu cevabı vermiş: “ İnsanları değerlendirmek, anlamak için ne kadar düşünürsen düşün yeterli olmayacaktır. Önemli olan tek şey, insanlardır. Sen sadece onlar hakkında düşün.”
“OLDUKÇA İYİ” İYİ SAYILMAZ: Starwoods Hotel & Resort Worldwide CEO’su
Barry S. Sternlicht’in hayatında aldığı en iyi öğüt ise “ Oldukça iyi demek iyi anlamına gelmez.” Viacom’un Başkanı Mel Karmazin’den aldığı bu öğüt Sternlincht’in bütün iş hayatında etkili olmuş. Karmazin, Sternlicht’e çalıştığı bir şirkette çıtayı yükseltmek etrafındaki insanlara “İşler nasıl gidiyor” diye sormasını tavsiye etmiş. Eğer cevap “Oldukça iyi” ise de “Neden mükemmel değil” sorusunu yöneltmesini salık vermiş.

SEÇİM SENİN...

Ya güven duyduğun kuytularında oturacaksın ya da çıkıp yeni yerleşkeler bulacaksın.

Ya anlamsız bulacaksın başına her geleni yahut içinde zarif bir hikmet arayacaksın.

Ya karanlığa dikeceksin gözlerini ya da güne devredeceksin bekleyişini…

Ya korkuların susturacak seni yahut sen konuşturacaksın cesaretini…

Ya beklerken kaçırdığın fırsat için oturup sızlanacaksın ya da iklimine bakmadan, geleni olduğu gibi düşlerine ekeceksin.

Ya her yıkılışta suretinden utanacaksın yahut aynadaki aslının aynısına yakışacaksın.

Ya eğilmeyi kibrine kabul ettiremeyeceksin ya da gururunu inandığın şeyin önüne sereceksin.

Ya sırrının verdiği yükü ses etmeden taşıyacaksın yahut onu özünde yoğurup dünyaya açacaksın.

Ya gördüğün güneşten göz kaçırmayacaksın ya da gündüzün ortasında yıldız peşine düşmeyeceksin.

Ya kulak tıkayacaksın her vicdan çığlığında ya da onu isyan ettirecek her tür gafletten uzak duracaksın.Ya kuşkularının önüne iki daha katıp, kendini haklı çıkaracaksın ya da varlığına teslim olduğunu sorgulamayacaksın.

Ya hırsına kilit vurup kendi zindanında tutacaksın yahut terbiye edip, giriştiğin her yolda onu önüne katacaksın.

Ya kalemi eline almayıp okumakla yetineCeksin ya da okuduklarının benliğindeki yansımalarını tüm sancıları göze alarak kağıda dökeceksin.

Ya göçenin ardından bakacaksın büyük bir keşke eşliğinde ya da set çekeceksin hemen ona kapının eşiğinde…

Ya çabasızca savrulmayı seçeceksin ya da rüzgarı ardına alarak uçmayı defalarca deneyeceksin.

Ya aradığın kumaş yok diye, kişiyi o dakika sileceksin yahut mahiyeti bu kadar diyerek koluna gireceksin.

Ya çaldığın bir kapıda ısrarla bekleyeceksin ya da yüzüne açılacak olası kapıları da gezeceksin.

Ya doğru bildiğini çevrende tartışma konusu yapmayacaksın ya da kendi yetinin refakatinden hoşnut olacaksın.

Ya baktığın yükseklikten göremediklerine dair tahminde bulunacaksın ya da öteler için her zaman fazladan bir basamak daha kuracaksın.

Ya özverini, kırgınlıklarının toplamından düşerek vereceksin ya da aldığın oranı, hesabında gözetmeyeceksin.

Ya hüküm verdiğin şeyde yolun sonuna kadar karar kılacaksın ya da hükmünün hududunu her kavşakta sorgulamayacaksın.
Ya dünyevi bir çemberde dönüp duracaksın yahut arzı mesken tutacaksın. 

14 yorum:

  1. Merhaba!

    Mali yardıma mı ihtiyacınız var? Arama artık tüm mali sorunları geçmişte bir şey yapmak için geldik. Biz dışarı krediler iş yatırım yapmak, şirketler ve bireyler kötü kredi sahip mali yardıma muhtaç veya para ihtiyacı faturaları ödemek için.

    Şimdi kredi her türlü uygulamak ve acilen al!

    * Randevu 50,000,000.00 $ $5,000.00 maksimum miktar değişen kredi
    * Faiz oranı % 3 var
    * Geri ödeme 1 ile 30 yıl arasında seçin.
    * Aylık ve yıllık bir geri ödeme planı arasında seçin.
    * Şartlar ve koşullar kredi esneklik.

    Tüm bu planları ve daha fazla, lütfen bize ulaşın.

    Saygılarımla
    Yönetim

    YanıtlaSil
  2. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  3. merhaba
    Ben Bayan Laura Rodriguez CEO'su Laura Kredi Şirketi, bir kayıtlı ve meşru özel kredi borç veren duyuyorum. Biz finansal hizmetler (KREDİLER) işlemek ve topluma mali engelli bireylerin, şirketlerin, sanayi, firma ve kişilere% 2 düşük faiz oranı kredi vermek. Ve ayrıca size yetenek salmak ve hedefe ulaşmak için sponsor, biz 2000 $ arasında değişen kredi vermek ve yukarıdaki ... Biz ihtiyaçlarını karşılamak için hazırız, ve online çevrimiçi bu kredi almak ve hesap erişimi nasıl. E-posta ile bize ulaşın: lauraloancompany@gmail.com

    YanıtlaSil
  4. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  5. Packers and Movers Pune

    Book Best and Verified packers and movers in Pune, Expert in Home Relocation within or outside Pune. Compare 3 quotes from nearby packers and movers in Pune. Get 100% safe & affordable packing moving from Professional Packers and Movers.

    Packers and Movers in Pune

    YanıtlaSil
  6. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  7. Packers and Movers in Delhi - The Air cargo Packers & Logistics was incorporated to offer remarkable services to its reputable clients. Capitalizing on our experience and expertise in the field of packaging and unloading , we are providing our specialized services across India and that's why you will face no problem with our services.

    YanıtlaSil