31 Aralık 2015 Perşembe

kolay çarpma

Matematik denince genelde ikiye ayrılırız. Kimimiz çok sevdiği, keyifle vakit ayırdığı bir arkadaşını yeniden görmüşçesine sevinirken kimimiz de konuşmaktan hiç hazzetmediği bir akrabasıyla karşılaşmış gibi hisseder. İşte bu yazı her iki gruba da yardım edebilecek türde Daha önce spymastersnake için yazdığım dokümanı biraz daha farklı olarak yeniden yazıyorum.
Sanırım bi’ 10 yıl kadar önce televizyonlarda bolca görüyorduk, hesap makinesi gibi çarpım yapan adamlar birbirleriyle yarışıyordu. Merakla izlerdik, gerçek mi değil mi diye. Rating vermediğinden olsa gerek kısa sürede kayboldular, çabuk tükettik. Sonra da bu “süper beyin” diye lanse edilen amcaların hiçbirinin herhangi bir icat yaptığını ben hatırlamıyorum. Meğer adamların beyni bizimkiyle aynıymış ama onların farkları işin kısayolunu biliyor olmalarıymış. Bu konuda Melik Duyar’ın verdiği bir örnek:
Normal birinin akıldan hesaplar yapmasını kol gücüyle bir tarla sürmesine benzetirsek, eğitim almış bir kişinin aynı işi traktör kullanarak yaptığını söyleyebiliriz. Yani daha kısa sürede daha az yorularak bu tür işlemleri yapmak mümkün.
Bu başlıkta çarpma konusunda bildiklerimi anlatacağım. Tek basamaklı sayılarla başlıyoruz. Daha sonra aynı stratejiyi daha büyük sayıların çarpımlarında da kullanacağız.
Örneğimiz 7 x 8 olsun. İki rakamın da altında birer daire çizelim.
Ardından bu boşluklara, rakamların 10 ile farklarını yazalım. 10-7=3 ve 10-8=2

Neden 10 diye soranlar için hemen söyleyeyim. 10 bu rakamlara yakın olan en küçük sayı. 100 de alabilirdik ancak bu işi yokuşa sürmek olur. 10 bu işlem için belirlediğimiz referans numaramız. Benim anlattığım bu yöntemde 10, 100 ve 1000 gibi sayıları referans alıyoruz.
Bundan sonrasında çapraz bir çıkarma işlemi yapıyoruz. Yani 7-2 veya 8-3. İkisi de aynı sonucu verecektir. O da 5. Bu 7×8 işleminin ilk rakamı. Alttaki daireler içine yazdığımız rakamları çarptığımızda ise sonucun ikinci rakamına ulaşırız. 3×2=6
 Yazarak anlattığım için uzun gibi gelebilir ancak birkaç deneme yapın ne kadar hızlı olduğunu kavrayacaksınız. Misal; 9×4=? 7×6=?

İki basamaklı sayıları çarpmak

Çarpım tablosunun dışına çıkma vakti Yine hemen bir örnekle başlayalım. 96×97=?
Aynı yöntemi uygulayarak, sayıların altına birer daire çiziyoruz veya bunları hayal ediyoruz. Referans numarası olarak alacağımız sayıyı ise rahatlıkla tahmin edersiniz. Tabii ki 100. Daireler içine 100-97=3 ve 100-96=4 yazıyoruz.
Ardından yine çapraz çıkarma işlemi. 96-3 veya 97-4. Soldan sağa veya sağdan sola, siz seçin. Sonuç 93. Asıl ulaşmak istediğimiz sonucun ilk rakamları.
Daire içindeki rakamları çarptığımızda da sayının geri kalanını elde ediyorduk. Yani 4×3=12. Kısaca 9312.
İsteyenlere bir iki alıştırma; 98×94=? 95×95=?

10’dan büyük sayıları çarpmak

Önceki örneklerimizde hep 10’dan ve 100’den küçük sayıları çarptık. Peki onlardan büyüklerse:
Bu kez, dairelerimizi sayıların altına değil üstüne çizelim. Çapraz çıkarma yerine toplama yapacağız. Örneğimiz 13×14=?
Dediğim gibi bunlar referans numarası olarak aldığımız 10’dan büyük sayılar olduğu için fazlalıkları üstteki dairelere yazıyoruz.
Gördüğünüz üzere 13-10=3 ve 14-10=4. Rakamları yukarı yazdık çünkü bu kez çapraz toplama yapıyoruz. 13+4=17 veya 3+14=17 yine asıl ulaşmak istediğimiz sonucun ilk rakamları. Referans numarası olarak 10 kullandık, bu yüzden bu sayıyı 10’la çarpalım. (bu 10la çarpma işini söylemeye de bilirdim, ekstra işlem gibi görünebilir, ama bu bazı işlemlerde kafanızın karışmaması için gerekli) Sonrası yine aynı, daireler içindeki rakamları birbiriyle çarpacağız. 3×4=12
Şekilde de gördüğünü gibi sonuç 182. 10’la çarpma işlemini yapmazsak, 17 ve 12 değerlerini bulup sonucu 1712 olarak hesap etme hatasını yapabilirsiniz. O yüzden kullandığınız referans sayısına dikkat. İsteyenlere alıştırma verelim yine. 12×21=? 16×15=?

100’den büyük sayıları çarpmak

Aynı metodu kullanıyoruz. Yöntemde bir değişiklik yok. Hemen örneğe geçelim.
Soldaki daire içindeki 100 referans numaramız. İşlemleri yazmama gerek yok diye düşünüyorum, muhtemelen sonucu görebiliyorsunuzdur. Kısaca, 106+4=110 bunu 100le çarp 11000. Sonra 6×4=24. İkisini topla ve 11024.
112×112=? ve 102×125=? de alıştırma olsun.

Metodları mikslemek

Misal yukardaki örneğimizde 6×4’ün sonucunu direkt olarak yazdım. Biri çıkıp diyebilir ki “ben 6×4’ü ezbere bilmiyorum”. Böyle arkadaşlara yapacak bir şey yok demiyoruz Çarpım tablosunu bilmeseniz dahi yöntemleri iç içe karıştırarak çarpma yapabilirsiniz. Şöyle ki:
Size 92×93’ü sorsam ilk yapacağınız şey altlarına 8 ve 7 yazmak olacaktır.
 Sonrasında 8×7’nin sonucunu bilmemiz gerekiyor. Bunu bilmiyorum diyorsanız yine aynı şekilde iki rakam daha yazıyoruz. 2 ve 3.
92-7’den 85’i, 100 ile çarparak da 8500’ü buluyoruz. Bu cepte, bir kenara yazalım. Ardından 8-3=5 ve 2×3=6 diyerek de 56 buluyoruz. 8500+56= aradığımız sonuç.
 Tüm bunların yanı sıra eğer “ben parmak hesabı bile yapamıyorum” diyenler olursa, onlara yapacak bir şey yok :)

Belli bir referans numarasından küçük ve büyük olan iki sayının çarpımı

98×135 diyelim. İkisi de 100’e yakın olduğu için referans numaramız 100 olacak. Sonraki işlemler çok da farklı değil. 98’in altına 2, 135’in üstüne de 35 yazıyoruz. Eksiler alta, artılar üste.
Ardından yine çapraz işlem. 98+35 veya -2+135 = 133 veriyor.
(98 ve 35’i toplarken 35’ten 2 alıp 98’i 100 yapmak ve sonra kalan 33 ile toplamak da pratik bir toplama yöntemidir, yeni gelmişken söylemek istedim.)
Elde ettiğimiz 133’ü referans numaramız olan 100le çarpıyor, yani sağına iki adet 0 koyuyoruz. 13300
 Önceki işlemlerden hatırlarsak, sonraki adım 2 ile 35’i çarpmak. Fakat burada dikkat etmemiz gereken husus, -2 ile +35’i çarpıyor olmamız. Yani sonuç -70 olacak.
 Yanıtı hepimiz biliyoruz, 13230.

 60 veya 40 gibi sayılara yakın olanlarla çarpma

Önceki mesajlarda basit bir yöntemle 10, 100 gibi sayılara yakın olan iki sayıyı birbiriyle çarpmayı anlatmıştım. Peki sayılar 60’a veya 40’a yakınsa ne yapacağız? Eminim ilk bölümü okuyan herkes bu soruyu düşünmüştür. Üşenmeyip denemesini yapanların burayı okumasına gerek bile olmayabilir.
20’yi ele alalım. Herhangi bir sayıyı 20 ile çarpmanızı istesem bu kolay bir işlem olur. Çünkü biliriz ki; 20=10×2. 10 ve 2 ile ayrı ayrı çarparak sonuca ulaşırız.
23×24= işlemini yapalım.
Referans numarası olarak 20’yi alıyoruz. Bu yüzden de fazlalıkları üstteki dairelere yazıyoruz.
Her zamanki gibi çapraz toplama yaparak 27’yi elde ediyoruz. Sonra bunu 20 ile çarpalım. 27×2=54 ve 54×10=540
Devamında yine aynı işlemler. 3×4 = 12 ve 540+12 = 552
Bu yazıyı daha da uzatabilirim ancak mantık hiç değişmeyecek. Referans sayısını 20 de alsanız 50 de alsanız işlemler aynı. Size düşen işinizi en çok kolaylaştıracak olan iki sayıya da yakın bir sayı seçmek. Anlamadığınız bir yer olursa sormaktan çekinmeyin.
Yeni yöntemlerle yazıyı biraz güncelleyelim :}
SONU 5 İLE BİTEN SAYILARIN KARELERİNİ ALMAK
Şimdi anlatacağım teknik iki basamaklı ve 5 ile biten sayıların karelerini aklınızdan çok kısa bir sürede alabilmenizi sağlayacak bir teknik. Mesela 75’i alalım. Öncelikle şunu bilmek gerekir ki, sonu 5 ile biten bu sayıların son iki hanesi 25’dir. Bulunacak sayı xx25 şeklinde olacaktır. İlk iki rakam ise sayımızın onlar basamağındaki rakam (7) ile bunun bir fazlasının (8) çarpımıdır. Yani 7×8=56 ve 75’in karesi 5625. bu tekniği 65, 45, 95… ile de deneyerek tekniğin etkinliğini görebilirsiniz. Sonra da 145 ile deneyim mesela. Bunun için 14×15’in de zihinden yapmanız gerekecek ki yazının ilk bölümlerinde bunu zaten öğrenmiştik ;)
100’E YAKIN SAYILARIN KARELERİNİ ALMAK
Burada da kullanacağımız teknik hiç zor değil. Örnek olarak 94’ü alıyorum. Sayının 100’den farkı 6. Bu sebeple (94 – 6) bulacağımız sayının ilk iki basamağı olacak. Yani 88. son iki rakam ise 6’nın (yani sayımızın 100’e uzaklığının) karesi olan 36. Sonuç olarak 94’ün karesi 8836’dır.
100’e yakın ama 100’den büyük sayıların kareleri alınırken de tek fark olarak çıkarma yerine toplama yapılır. Mesela 106’nın karesi için, (106 + 6) aradığımız sayının ilk üç hanesi olacak. Sonu yine aynı, yani 6’nın karesi 36. 106’nın karesi 112 ve 36 = 11236. Bu tekniği de farklı sayılarla deneyerek işlevselliğini kavrayabilirsiniz.
50’YE YAKIN SAYILARIN KARELERİNİ ALMAK
Her sayı için farklı bir formül çıkıyormuş gibi hissedip sıkılan varsa hemen söyleyeyim, ilk başta anlattığım temel çarpma yöntemini her şekilde uygulayabilirsiniz. Bu son eklediklerim ekstra kısayollar içerdiği için buradalar.
Örnek olarak 47’nin karesini hesaplayalım. Burada referans olarak belirleyeceğimiz 50 ve karesi olan 2500.
47’nin 50’den eksiği 3. 47 üstünde daire içinde bir 3 hayal edebiliriz. 2500 den yani 25’ten bu 3’ü çıkaralım. 22 ki oradan hareketle 2200 ilk sayımız. Şimdi bunu kaçla toplayacağımızı bulacağız. O da 3’ün karesi olan 9. Yani netice 2200 + 9 = 2209
Bir de 50’den büyük bir sayı olsun. 56 diyelim. 50 ile arada 6 fark var. Bu kez tek fark 25 ile toplamak. 25+6=31 yani ilk sayı 3100. 6’nın karesi ise 36. İkisini topla, 3100 + 36 = 3136
Başka örnek yazmıyorum, siz üretirsiniz.
500’E YAKIN SAYILARIN KARELERİNİ ALMAK
50 ile pek de benzer olduğundan ardarda yazmamda fayda var. Aynı işlemler ama fark olarak 500 ve 250000 kullanacağız.
505 falan desek oldukça basit 512 olsun. 12 fazlalık var, 250 ile topluyorum. 262, yani 262000.  Sonra 12’nin karesini ekleyeceğim. O da 144. Sonuç 262144
487 olsa yine aynı. 500’den 13 eksiklik var. 250 – 13 = 237, yani 237000. Buna 13’ün karesiyle toplayalım, netice 237169.
Şu yukardaki 4 kısayolu miksleyebileceğimiz örnekler vereyim:
Karelerini bulun. 625, 545, 385 ve 415
1’LE ve 6 İLE BİTEN SAYILARIN KARELERİNİ ALMAK
Sonu 1 olan sayıların karelerini geleneksel yöntemle alırsanız kendiniz de net bir biçimde bu sistemin nasıl işlediğini göreceksiniz. Hemen örnekle anlatayım.
31’in karesi:
1’i çıkardığımız zaman 30 ve bunun karesini almak kolay. Açtığımız zaman 30 = 3×10 ve 30’un karesi 3x3x10x10 o da = 900 bu bizim ilk toplamımız. Devamında 30 +31 toplamını bu sayıya ekleyeceğiz. Yani 900 + 61 = sonuç 961.
41’le 51’le rahatça deneyin. Aynı şekilde 3 basmaklılar için de geçerli. Misal 241’in karesi fakat burada 240’ın karesini hesaplamanız gerekiyor. Onun için de önceki anlattığım yöntemlerden birini kullanacaksınız.
İlginç gelebilir ancak aynı yöntem 6 ile biten sayılarda da işe yarıyor. Örneğin 76 dersek, 75’in karesini alacağız ve sonra bunu 75+76 ile toplayacağız. 1’le bitenlerle kıyaslayınca biraz daha zor gibi fakat yöntem işe yarıyor.
9’LA ve 4’LE BİTEN SAYILARIN KARELERİNİ ALMAK
Kafadan örnekle başlayalım. 29’un karesi:
30’dan 1 eksik. Yani 30 olsa cevap 900 olacak ki 31’in karesini aldığımız örnekten hatırlıyoruz. (3x3x10x10 şeklinde) 900 bizim ilk toplamımız. Sonrasında 30 ve 29’u toplayıp 59’u elde ediyoruz. 900 – 59 ise 841 aradığımız cevap oluyor.
149 veya 319’un karelerini de aynı şekilde hesaplayabilirsiniz. Sonu 1 ile bitenlerden farklı olarak bu kez çıkarma yapıyoruz.
Bir önceki örnekte 1’le bitenlerle burada 9’la bitenler arasında bağ varsa, 6 ile bitenler ve 4 ile bitenlerle de vardır. Anlatmama gerek yok diye düşünüyorum.
Rasgele uygun sayılar yazıp karelerini kağıt kalem kullanmadan yaparak pratikleştirin. Ne zaman zorlanmamaya başladıysanız, o zaman bu işi kapmışsınız demektir.

28 Aralık 2015 Pazartesi

10 günde hafıza

I.BÖLÜM
Gerekeni, gerektiği anda ve yerde hatırlamanız için, belleğin (hafızanın) sihirli gücü:
Hiç kimse unutkan biri olmak istemez. Çoğu kez ‘Dilimin ucunda’ deyimini kullanmak durumunda kalmışsınızdır. Her zaman, hatta şu anda bile, bellek aksamalarınızı giderebilirsiniz.
Dilerseniz hatırlama gücünüzü on gün içinde on katına çıkartabilirsiniz. Aslında bu yetenek herkeste mevcuttur. Bu eşsiz yeteneğin tam kapasiteyle işletilmesi, onu kullanmayı istemeye bağılıdır ve ‘istemek’ yeterlidir. Her alanda veriminizi artırmak ve aklınızdan geçirdiğiniz en olmayacak umutları bile aşacak hedeflere erişmek sizin elinizde.
Sıradan bir insan, belleğinin sadece % 10’unu kullanabilir. Bununla birlikte içimizde zihinsel gücümüzden % 100 yararlanmamızı sağlayacak bir yetenek uyumaktadır.
Hafıza, hiç ara vermeden, sürekli çalışan zihinsel bir mekanizmadır.
*Verimli bir hafıza yoksa, çok şey yapılmadan kalır.
*Verimli bir hafıza yoksa, birçok önemli hedefe ulaşılamaz.
*Verimli bir hafıza yoksa, hayatın değerli diye sunduğu şeylerin büyük kısmı yitirilir.
Her şeyden önce bellememiz gereken bir gerçek: Kötü Bellek Yoktur! İyi ve kötü diye bilinen belleklerin tek farkı, hatırlama teknikleridir. Bu kitapta da anlatılan hatırlama tekniklerinden başka birşey değildir.
Belleği yaşanmış, işitilmiş ve okunmuş olan her şeyi sayısı hesapsız çekmecesi bulunan dev bir dolaba benzetebiliriz. Kullanacağımız bilginin çekmecesini açar, yardımcı bilgilerle destekleyebiliriz. Bir şey zihinde ilgi alanına göre kalır veya kalmaz. Mesela, dün veya herhangi bir zamanda sokağa çıkmışsınızdır.
Yolda tanıdık bir kimseye rastladınız mı?
Rastladıysanız, bu tanıdığınız nasıl giyinmişti?
Yolda bir kimseyle konuştunuz mu?
Ne üzerine konuştunuz?
Herhangi bir mağazanın önünden geçtiniz mi?
Vitrinine neler konmuştu?
Vereceğiniz cevapları iyice düşünün ve her ayrıntıyı hatırlamaya çalışın. Beyninizin ilginç bir işleme tarzı açığa çıkacaktır. Beyninizde kalan ilgi alanınıza giren olaylar olduğunu göreceksiniz.
Bundan sonraki her bölümde (kitapta ‘gün’ deniliyor), bellek gücünüzdeki % 10’luk artışı göreceksiniz Şu ana kadar sıradan bir insanın belleğine sahipsiniz.
% 100
% 90
% 80
% 70
% 60
% 50
% 40
% 30
% 20
% 10 Normal verim
İKİNCİ GÜN:
Bu bölümde iyi bir belleğe giden yolda iki önemli işaret taşını göreceğiz.
Hayatta yaptığımız herşeyin bir nedeni, bir gerekçesi vardır. Verimi yüksek, güçlü bir belleğe giden bu yola çıkmamızın gerekçesi ne?
Hatırlarsanız, yazarımızın gerekçesi para kazanmaktı. Bunun için hiç de bilmediği boks alanında bir yarışmada binlerce dolar para kazanmıştı.
Gereç, otomobilinizin deposuna koyduğunuz benzin gibidir. Yani sizi harekete geçirecek, güç verecek kaynaktır. Sonra sadece istemek kalır. İstemeniz marş motorunuzdur. Motor çalıştı mı, beyin motoru harekete geçer ve isteğiniz gerçekleşene kadar stop etmeyecektir.
BELLEK, GEREKÇENİN ŞİDDETİ ÖLÇÜSÜNDE GELİŞİR
Bu cümleyi bir defa daha okuyun. Yüksek sesle okuyun. Şimdi kitaba bakmadan tekrarlayın. Sonra da kaleminizi alıp bu cümleyi yazın.
Verimli bir bellek için sadece tekrar yeterli değildir. Mesela, telefonunuzu günde kaç defa kullanırsınız? Numaratörü kaç defa çevirirsiniz? Cevabınız ‘defalarca’ olacaktır.
Peki, numaratörün iç tablasında harfler var mıdır? Varsa, büyük harfler mi? Küçük harfler mi? Renkleri ne? Defalarca bakmış olmanıza, ve defalarca kullanmış olmanıza rağmen bu soruları doğru olarak cevaplayacağınızı sanmıyorum.
O halde hafıza için sadece tekrar bir işe yaramaz. Tekrar, gerekçeyle anlam kazanır. O halde belleğin ikinci temel kuralı:
Gerekçe + Tekrar = Bellek Sağlamlığıdır.
Bellek motifini hiçbir zaman gözden kaçırmayanlar, sadece onlar amaçladıkları hedefe çabuk, kolay ve olabilecek en büyük başarıyla erişebilirler.
Onun için aşağıdaki noktaları içeren açık listeler yapmanız lazım.
1-Verimi yüksek bellek için nedenleriniz?
2-Mükemmel bellekten beklediğiniz yararlar?
Bunları bir kağıda yazınız. Bu kitapta ‘Yazınız!’ denilen yerler yazılmazsa, başarılı olunamaz.
Belleğin üçüncü temel kuralı ise:
Hatırlama yeteneği ne kadar zorlanırsa, sağlamlığı da o kadar gelişir. Ayrıca yakın hedefler de bellek eğitiminde önemlidir.
Şunu asla unutmayınız: Bellek gerekçeye göre gelişir.
Gerekçe + Tekrar = Bellek Sağlamlığı
Hatırlama tekniğinin zorlaması.
%50
%40
%30
%20 Bellek gerekçesi
%10 Normal verim
ÜÇÜNCÜ GÜN:
Verimli bir bellek için üçüncü adım keyfe bağımlılığı ve bağımsızlığı bir kenara bırakıp hedefe yürümektir.
‘Ah! Şu anda keyfim hiç yerinde değil. Birşey yapamam!’
‘Bugün çalışmak hiç işime gelmiyor’
‘Şimdi başka şeyler yapayım daha iyi’
Bu bahanelerin her biri işten kaçmaktan başka birşey değildir.
Ertelemek her ne sebeple olursa olsun, güvensizlik oluşturur. İsteksizlik şu andan itibaren özür olarak değerini kaybetmiştir.
İş yapmanın keyifle bir bağlantısı yoktur. Çalışmaya hiç de hevesli olmadığınız günlerde de önemli işler yapmış, buna karşılık yataktan kalktığınız zaman bazı günler hiçbir işe başlayamadığınız olmuştur. İnsanın keyfinin olup olmaması bağlayıcı değildir. Bu ruh haletini yenebilirsiniz; ama nasıl?
İlk Adım: Gelgeç hedeflere hedef olmayınız. Çünkü bunlar zaman öldürme canavarından başka birşey değildir. Bellek gücünüzü artırmak istiyorsanız, işinize hemen başlamalısınız.
İkinci Adım: Her işe derhal girişin. Girişmek istediğiniz işe hemen girişmezseniz, kaybedersiniz. Erteleme (1 dakika bile olsa) yarın bir saat oluverir. Unutmayınız: Her İşe Derhal Girişiniz.
Üçüncü Adım: Başladığınız her işin sonunu getiriniz. şimdiye kadar yaptığınız şeylerin üstüne yatmanız için çok erken.
Bütün benliğiyle bu üç kurala göre hareket eden asla keyfinin kölesi olmayacaktır.
Özürlerin en göze çarpanı: ‘Öğrenmek beni yoruyor!’ ‘Yorulan beynimden arada bir istirahatı esirgememeliyim’. Nice insanlar, ‘durmuş’ ya da ‘yorgun düşmüş’ beyinden yakınırlar. Oysa böyle birşey yoktur.
Bellek dorukları yani hatırlama günün hangi saatinde olduğu, kişisel tecrübelerle bilinebilir. Psikoloji deneylerinin neticesi, saat 20.00 ile 22.00 arasında hatırlama gücünün ikinci doruğuna çıktığını saptamıştır. Birinci zirve uyandıktan sonraki 2 saattir.
Keyif bağlılığından kurtaracak en güvenilir araç, bedeni rahatlatacak koşullardan sakınmaktır.
Başarıda doruk noktasını amaçlamak için kumaştan kaplaması olmayan bir iskemleye oturmaktır.
Bedensel gevşeme keyif canavarının en büyük müttefiğidir. Rahat bir ortamda yapılan bir toplantının konforun azaltıldığı bir ortamda yapılan toplantıdan daha verimsiz olduğu araştırmalarla ve tecrübelerle sabittir.
%30 keyfe gem vurmak
%20 Bellek gerekçesi
%10 Normal verim
DÖRDÜNCÜ GÜN
Hatırlanacak şeye anlam kazandırın.
Unutmayınız:
*Herşeyin bir anlamı olmalıdır.
*Tutamak noktaları bulun ve bunlardan yararlanın
*Anlam ne kadar büyük lorusa, bellek de o kadar iyi olur.
*Tutamak noktalarınıza daha derin anlamlar verin.
*Herşey anlam kazanabilir. Yeter ki zihinde tutmak zorunluluğunu hissedin. Bu bir makinenin seri numarası, telefon numarası vs. olabilir.
Örneğin: 235812 rakamı nasıl anlam kazanır.
2(+1)= 3(+2)= 5(+3)= 8(+4)= 12
Mesela:
Şemsiye: 1 (Her zaman bir çubuklu olur)
Ayakkabı= 2 (Her zaman bir çift yani iki tane olur)
Pasta çatalı= 3 (Her zaman üç dişli olur)
Oyun masası= 4 (Her zaman dört ayaklı olur)
Eldiven= 5 (Beş parmaklı olur)
Sıraya koyarken sıranın mana ile alakasına dikkat edin.
Ya da manav için hazırladığınız, armut, elma çilek, bamya, fasulye, dereotu,ceviz alacaksınız. Kolayca akılda kalması için
Armut:A
Bamya:B
Ceviz:C
Dereotu:D
Elma:E
Fasulye:F
Başka türlü de düzenleyebiliriz: Mesela, Ekmek, Salam, Makarna, Ampul, limon alacaksanız:
Salam
Ekmek
Limon
Ampul
Makarna
gibi bir sıralama yapabilirsiniz.
Yapacağınız iş alacağınız şeylerin sadece baş harflerini hatırlamanız yeter.
Bir telefon numarası 19 19 39
Bu 1.9.1939 ikinci dünya savaşının başlangıç tarihidir. Daha kısa bir numara: 14 92
1492-Kristof Kolomb’un Amerika’yı keşfi.
2244 (Ne demektir? 2x2=4)
3618 (Ne demektir? 3.6=18)
2468 (Ne demektir? 2+2+2+2)
2173 (Ne demektir? 21:7=3)
Bir tekstil firması modelleri her defasında bir kodla ifade etmeyi keşfetti.
T.B= Taş bebek
M.T=Makineli Tüfek
M.K=Monte Kristo gibi.
Aşağıda 10 maddelik listeler göreceksiniz. Bu listeleri iyice okuyun sonra kitabı kapatıp sıralarını bozmadan yazmayı deneyin.
Liste A Liste B Liste C
1-BU1-KIZ1-OTOMOBİL
2-KÜÇÜK2-OYNUYOR2-KİTAP
3-KIZ3-BEBEK3-GÖK
4-BUNLA4-ENTARİ4-YİYECEK
5-UZUN5-ÇORAP5-İŞ
6-TAŞLI6-PAPUÇ6-AĞAÇ
7-YOLU7-ŞAPKA7-YARDIM
8-KOŞARAK8-ARABA8-İSKEMLE
9-EVE9-DİNGİL9-TAŞ
10-GİTMİŞ10-TEKER10-GÜĞÜM
Bu listeleri zihinden yazıp, yazamadığınızı kontrol edin ve sonuçları karışlaştırın.
Birinci liste kolaydı. İkinci dizide biraz daha zorlandınız. En zoru muhakkak ki üçüncü gruptu.
Ya şöyle nasıl? Bu kız bebeğiyle oynuyor, ona bir entari, sonra da çorap pabuç, şapka giydiriyor ve bebeğini bir dingili ve bir tekeri eksik arabaya oturtuyor. Daha kolay değil mi? Çünkü kelimelere manalar verdik ve birbirine bağladık. Peki C listesi:?
Onu da Otomobil-kitap, gök-yiyecek, iş-ağaç, yardım-iskemle, taş-güğüm gibi ikililerle yazalım.
Bir de ritimle deneyin. Önce D sonra E listelerini başlama ve bitim saatlerini yazarak deneyin
Başladım...Şimdide E listesine anlam
LİSTE D LİSTE E katmayı deneyin
1-Deriz1-Gü1-Gü1-Gü+zel
2-Ev2-Tü2-TÜ2-Tü+nek
3-Yol3-Bü3-Bü3-Bü+tün
4-Ak4-Pen‘
5-Gök5-Ke‘‘
6-El6-Si‘‘
7-At7-Di‘‘
8-Eş8-Yo‘‘
9-Taş9-Za‘‘
10-Dil10-Ka‘‘
Bitirdim... Görüldüğü gibi bu şekilde daha kolay anlaşılır ve zihne çabuk nakşolunur. Burada önemli olan hatırlamak değil, sırasıyla hatırlamaktır.
Bir de tutamak noktası metodunu deneyelim:
1-’Ben’Bir tek kişi demektir; beni kendimi amaçlıyor= ben
2-Ayakkabı=Her zaman bir çift giyilir= iki
3-Şey=Her şeyin iyisi üçtür= üç.
4-Masa=masanın dört ayağı olur= dört
5-Parmak=Her elin beş parmağı olur= beş
6-Cadı=Çok sevilen bir çocuk masalı: Sabah tam altıda gelir= küçük tatlı cadı
7-Hafta=Her hafta yedi gündür= yedi
8-Gece=Geceler sekizde başlar= sekiz.
9-Sinema=Sinemaların saati genellikle dokuzdur= dokuz
10-Zenci=On küçük zenci ünlü bir kitaptır, oyundur= on
Kapatıp kavramları zihinden doğru sırasıyla söylemeyi deneyin. Daha kolay söyleyiverdiniz. Niçin? çünkü anlam kazandırdınız. Peki bu 10 kelimelik listeyi hayatta nasıl kullanacağız? Bir insanın günlük programı şöyle olsun:
saat 9
saat 10 BERBER
saat 11
saat 13 GÖZ DOKTORU
saat 14 SEYAHAT ACENTASI, TATİL İÇİN BİLET
saat 16 BEDİR’DE AKŞAM ÇAYI.
Saat 10-10-zenci-10-küçük zenci-zenci kıvırcık saçlı-saç- berber
saat 13-Yani saat 1-1-ben-bekleme odasında yalnız-doktor-göz doktoru-saat 14-
saat-2-2-ayakkabılar-ayakkabılar oda kapısının dışında-otel-tatil-seyehat-seyehat acentası-bilet.
saat 16-yani 4-4-masa-masada çay-Bedir’de çay.
Bunun tersi de yapılabilir.
Göz doktoru-doktor yardım eder. Kime?-bana-bu benim-ben:1:saat-13 gibi. Artık randevularınızın karmakarışık olacağını zannetmiyorum. Bu metod bir konuşma hazırlarken de kullanılabilir. Konunun ana başlıkların anlamlı terimlerle destekler ve unutmayacağımız noktaları konuşma bölümleri yaparız.
Başka bir hatırlama tekniği de kafiyeli kısa ve manzum şiirlerdir.
Abraham Lincoln’un yardımcısı kimdir? Şu andan itibaren hiç unutmayacaksınız Hamlin’i.
Bir diğer teknik de bildiğimiz olaylarla bağlamaktır. Telefon numaraları, katalog numaraları bu yolla akılda tutulabilir.
1517-Ridaniye Zaferi 1848 -Almanya’da ihtilal 1879= 1979 - (eksi)100= 1979-100= 1879 gibi
Bir başka yöntem de hatırlanacak şeyi geçici olarak canlandırmaktır. Dramatize olaylar da ayrıca kalıcı olaylardır. Siyah fona yazılmış beyaz yazılar, beyaz fona yazılmış siyah yazılardan daha kalıcıdır.
%40-Tutamak noktaları
%30-Keyfe gem vurmak
%20-Bellek gerekçesi
%10-Normal verim.
BEŞİNCİ GÜN
Hiç unutmayın:
*Kendinize bir hedef seçin
*Bu hedefi hiç gözden kaçırmayın
*Son amacınızı kendinize ara hedefler belirleyerek en hızlı biçimde izleyin
Planın taslak halinden fiil haline dönüşmesinin ilk şartı hedeftir. Bu kitabı niçin okuyorsunuz? Belleğinizi geliştirmek için o halde birinci hedef bu. Peki bu parlak hafızanızdan nasıl yararlanacaksınız? Bunu ancak kendiniz cevaplayabilirsiniz.
Hedefte kararlı olmadan, hiçbir girişimde başarılı olunamaz. Onun için apaçık bir hedef seçin ve bu hedefe ulaşmak için bütün size yardım edecek, destek olacak şeyleri bir kenara yazın. Hedefe yaklaştıkça heyecan artar ve hedef sizi çekmeye başlar. Yani hedefin çekim gücü vardır.
Kendinize ara hedefler bulun ve bu yolla vitesi hiçbir zaman boşa almayın. Bazen hiçbir şey düşünemez, yapamaz hale gelirsiniz. Unutmayın beyin hiçbir zaman yorulmaz, işlevini sürdürür yani siz vitesi boşa çıkartsanız dahi, bellek çalışıyordur. Kendinize ara hedefler bulmakla hem hızınızı üçe katlar hem de vitesi hiç boşa atmazsınız.
Varsayalım ki İngilizce öğrenmek istiyorsunuz. Kafanıza koyduğunuz bu amacı her gün 10 kelimelik bir listeyi ezberlemekle gerçekleştirebilirsiniz. Her kelime grubunun ezberinden sonra belleğin daha hızlı ve güvenilir çalıştığını fark edeceksiniz.
% 50-Hedef belirlemek
% 40-Tutanak Nokt.
% 30-Keyfe gem
% 20-Gerekçe
% 10-Normal
ALTINCI GÜN
Hiç unutmayın. Kendini ödüllendirme, bellek gücünü artırır. Kendini ödüllendirme geriye hatırlama için zaman ortaya çıkarır. Geriye hatırlamanın etkisi bellek verimini yükseltir. Her başarı zaten bir ödül olmakla birlikte ödüllendirme başarının artması demektir. Bir işe başladığımızda bizim kaçamak yaptığımız işler esasında birer ödüldür. Yani ödüllendirmek için çok masrafa hiç gerek yok. Sizin dikkatinizi dağıtan sebepler ne ise o sebeplerle kendinizi ödüllendirebilirsiniz. Bir fincan kahve, çay, telefon görüşmesi, sohbet birer ödüldür. Yapılan her işten sonra böyle bir ödülü hakettiğinizi unutmayın. Fakat bu ödül faslı, dikkati azaltmamalı. Mesela; iki bölüm olan tarih kitabının birinci bölümünü bitirip sinemaya gitmek ödül değildir. Çalışmanızı tümüyle tehlikeye sokan etkili bir dağınıklıktır. Yani ödüllendirme sizi oyalamaya iterek. Çalışmayı önlememeli.
Ayrıca ödülü geciktirmemelisiniz. Mesela; bu bölümü okuduktan sonra bir fincan çayı ödül koymuşsanız mutlaka bir saniye bile geçirmeden o çayı için; ama kesinlikle bir saniye önce değil. Çünkü gecikince ödülün etkisi azalacaktır. Ödüllendirmenin sınırı olmalı, hiçbir şekilde çalışmayı kesintiye uğratmamalıdır. Sonunda, doğru verilmiş kısa dinlenme araları zihinsel çalışma sonuçlarını hissedilir derecede iyileştirir.
Bu kısa arada geriye hatırlama vardır. Geriye hatırlama ile insan öğrendiği bilgiye yardımcı geçmiş yaşantısından o an öğrenmediği bilgileri hatırlayabilir. % 60-kendini ödüllendirmek
YEDİNCİ GÜN
Hiç unutmayın:
*Aralama tekniği geriye hatırlamanın etkisini artırır.
*Aralama tekniği ile geriye hatırlama, bellek verimini yükseltir.
*Birşeyi sadece kısa süre için bellemek istemenizin dışında, asla beyninize tıkarcasına ezberlemeyin.
Aralama tekniği isimler, listeler ve mekanik biçimde belleklenen şeylerde işe yarar. Mesela aşağıdaki listeyi ezberlemeye çalışın.
1-Şu andaki politik durum 1-Atom enerjisinin kullanma olanakları
2-İç Politika 2-Savaşta kullanılması
3-Uluslarası ilişkiler 3-Yok edici özelliği
4-Devlet başkanının yetkileri 4-Barışçı amaçlarla kullanılması
5-Anayasa değişikliği için öneriler 5-Atom enerjisi ve geleceğin dünyası
Bu listeyi bir defa okuduktan sonra hepsini hatırlayana dek iki listeyi de ezberleme zamanınızı not ettiğinizde ikinciyi daha hızlı ezberlediğinizi göreceksiniz.
% 70- Aralama tekniği
SEKİZİNCİ GÜN
Hiç unutmayın:
*Kuşbakışıyla canlı bir genel izlenim edinin.
*Bütünü mantıklı, organik ve zihne kolay giren parçalara bölün.
*Her parçanın kendi içinde bir bütün oluşturmasına dikkat edin.
*Tek tek parçaları, düşünce bağlantısı yasasına göre birbirleriyle birleştirin. Bir manzumenin ezberini küçüklükten beri hep kıta kıta yapardık. Ama en etkili yol o değilmiş. En etkili olanı bütüne bir kuşbakışıyla bakmak kıtalararası bağlantıyı kurup zihinde bir harita çizmekmiş.
Öbür türlü hergün bir kıtasını ezberlediniz şiiri birgün okumanız gerektiğinde beyninizin stop edişini çok görmüşsünüzdür. Bu konuda yapılan birçok deney ‘bütün metodu’nun kullanılmasının, ‘parça metodu’na oranla öğrenen kimseye yüzde yirmi bir zaman kazandırdığını kanıtlamıştır.
Bellek malzemeniz (mesela bir şiir) kısa ise bütün olarak öğrenin. Ama uzun bir ödev ise o zaman ödevi kuşbakışı gözden geçirin ve bölebildiğiniz en büyük parçalara bölün. Ancak bu bölünmeler de parçalar birbiriyle anlamlı olmalı.Başta verdiğimiz dört parça,bütün kuralını da öğrendikten sonra verimi yüksek bellek hedefine sadece iki adım kaldı.
% 80-Kuşbakışı.
DOKUZUNCU GÜN
Uz okuma: İnşad da denilen kelime ve cümlelerin vurguların, anlamlarını belirterek ve dinleyiciyi duygulandırmayı amaçlayan yüksek sesle okuma.
Ezbere okunan parçayı uzun süre bellekte tutmak için, tekrar tekrar okumakla yetinmeyip, her tekrardan sonra yüksek sesle söyleyip akılda ne kadara kaldığını kontrol edin ve bu yüksek sesle okumayı bir uz okumaya dönüştürün.
Uz okuma:
1-Zaman kazandırır.
2-Ezberlemekte zorluk çekeceğiniz parçaları anlamanızı sağlar
3-Kalıcı bir hafıza izlenimi oluşturur. Uz okumanın zaman kazandırdığı da deneylerle ispat edilmiştir. Hafızadan bütünüyle yararlanmak isteyen, dikkatli gözlem yapmak zorundadır ve bütünü anlamak zorundadır.
Okunacak metni yüksek sesle okumak sizi verimi yüksek belleğe bir adım daha yaklaştıracaktır. Bu yolla görsel nitelik, işitsel nitelikle tamamlanır. Yüksek sesle okursanız zihinsel izlenimler canlanır. Kelimeler vücut kazanır. Bellenecek şeyi önce hafif sesle, sonra da yüksek sesle okuyan ve bunu uz okuyuşa dönüştüren kişi daha sonra hatırlamak durumunda kaldığında gerekeni yapmış demektir. Eğer ortam uygun değilse bu durumda bir kalem alıp bellenecek şeyi yazın. Bu da ikinci en iyi yöntemdir.
% 90-Yüksek sesle okuma metodu.
ONUNCU GÜN
Hafızanızın gelişiminde son menzile, insan zihninin en garip yeteneklerinden birini yardıma çağırmakla varılacak. Bu yetenek unutmaktır. O halde verimli bellek için son kuralı ‘Belleğinize önemsiz şeyleri yüklemeyin. Onları unutun’. Önemli şeyleri dahi hatırlamada güçlük çekmenizin sebebi bilincinizi zorlayan başka düşünceler tarafından rahatsız edilmesidir.
Belleği önemsiz şeylerden temizlemenin en iyi yöntemi tekrarlama ve uz okumaya dayanan öğrenme metotlarıdır. Eğer okuduğunuz veya duyduğunuz şey önemsizse, o zaman ‘her türlü tekrarlamadan kaçının’ Ivır-zıvır şeyler önemli olanların yolunu tıkayarak hatırlama yeteneğini zedeler.
Kasıtlı unutma, güvenilir bir belleğin temelini kurar.
HİÇ UNUTMAYIN:
*Kasıtlı unutma, kusursuz belleğin anahtarıdır.
*Zihninize önemsiz şeyleri yüklemeyin
*Önemliyi hatırlamak için doğru unutmayı öğrenin
% 100Kasıtlı unutma
% 90Yüksek sesle okuma metodu
% 80Kuşbakışı
% 70Aralama tekniği
% 60Kendini ödüllendirmek
% 50Hedef belirlemek
% 40Tutamak noktaları
% 30‘Keyif’e gem vurmak
% 20Bellek gerekçesi
% 10Normal verim
EK BÖLÜM
Fotoğrafik Bellek Var mıdır
Fotoğrafik bellek diye birşey asla yoktur. Yani hiçbir insan bir bakışta bir sayfanın tamamını anlayamaz. İspatı:
Yukarıdaki kareye tam 60 saniye bakınız. Sonra harflerin üzerini kapatıp aşağıdaki soruları cevaplayınız:
1-Karedeki harfleri söyleyiniz
2-Sağda, sonuncu dikey dizideki harfleri söyleyiniz.
3-Sağ alt köşeyle sol üst köşe arasındaki harfler

13 Aralık 2015 Pazar

Daha önce sizlere insanları zengin yapan birçok alışkanlıktan bahsettik. Bu yazımızda da bahsetmeye devam edeceğiz.
Merak ediyorum acaba kaç insan günlük aktivitelerine dışarıdan biz gözle bakabiliyor. Başarı ve zenginlik için sahip olmanız gereken 21 alışkanlığı sizler için derledik. Eğer bu 21 maddeyle etkileşim içerisinde değilseniz başarı ve paradan vazgeçiyorsunuz demektir.

1- Yararlı alışkanlıklar edinin.

İyi alışkanlık sahibi olmak servetinizi inşa ederken sahip olmanız gereken ilk özelliklerden biri. Başarılı ve başarısız insanlar arasındaki farkı, onların günlük alışkanlıkları belirler yani başarılı insanların günlük yaptığı iyi şeyler, kötü olanlardan fazladır. Eğer kötü alışkanlıklarınızın sizi bir servet sahibi olmaktan alı koyduğunu düşünüyorsanız bu farkındalık ilk adımınızı oluştursun ve o alışkanlıklarınızdan kurtulun.
Elinize bir kağıt alıp kötü alışkanlıklarınızı bir sütuna, karşısına da bunu nasıl yenebileceğinizi yazın. Örnek verecek olursak:
Kötü AlışkanlıklarNasıl Yeneceğim?
1- Çok fazla televizyon izliyorum.Bunu 1 saatle sınırlandıracağım.
2- İsimleri hatırlayamıyorum.Onları not alıp, hatırlamaya çalışacağım.
Sonraki 30 gün boyunca oluşturduğunuz listeyi takip edin, ne kadar çok şey başardığınızı gördüğünüzde şaşıracaksınız.

2- Düzenli olarak hedefler oluşturun.

Başarılı insanlar sürekli hedefler oluştururlar. Yapacaklarının listesini bir gün önceden oluşturmaya çalışırlar.
Başarılı insanlar uzun vadeli düşünürler. Günlük, haftalık, aylık ve yıllık hedef listesi oluştururlar. Ancak sadece ulaşılması gereken hedeflerin olması bir işe yaramaz. Bu yüzden başarılı insanlar sadece hedefler oluşturmakla kalmazlar, aynı zamanda onları nasıl başaracaklarına dair planlar da yaparlar.

3- Günlük olarak kendinizi geliştirecek işlerle meşgul olun.

Başarılı insanlar her zaman kendilerini geliştirmenin yollarını ararlar. Her gün okurlar ve kendi alanlarının birer öğrencisidirler. Ayrıca, kendilerini hedeflerine yaklaştırmayan işlerle meşgul olmazlar.
Bilgi birikiminizi arttıracak yollar arayın. Bunu her zaman kolay yoldan elde edemezsiniz fakat sizi zorlayan işler size büyük şeyler katabilir. Bilgi sermayeniz arttıkça, daha çok fırsatlarla karşılaşırsınız.

4- Kendinize bakın ve düzenli olarak spor yapın.

Her başarılı insan kendisine çok iyi bakmaya çalışır, beslenmesi üzerinde seçicidir ve her gün egzersiz yapar. Düzgün bir şekilde beslenmek en önemli olanıdır. Egzersiz yapmak aa aynı duş almak gibi bir her gün yapacağınız bir aktiviteye dönüşmelidir. Her gün egzersiz yapan insanlar gün içerisinde işlerini halletmek için daha çok zaman bulurlar.

5- Güçlü ilişkiler kurmak için zaman ayırın.

Başarılı insanlar, günlük olarak arkadaşlık bağlarını geliştirmek için zaman ayırırlar ve uzun süreli ilişkiler kurarlar. Yani, sürekli olarak çevresini geliştirmeye çalışırlar. Çevrelerindeki insanların yardıma ihtiyaçları olduğu zaman bir çıkar beklemeden yardım ederler. Eğer insanlar sizin etrafınızda olmayı severlerse, ihtiyacınız olduğunda işinize ortak daha kolay bulursunuz.

6- Uyumlu olarak çalışın

Eğer yapmanız gerekenleri uyumlu bir şekilde yaparsanız daha dengeli bir yaşam sürersiniz. Yani, işinize, beslenmenize, sporunuza, televizyon izlemenize, internette vakit harcamanıza, kısacası hayatı yaşayış biçiminize bir denge getirmelisiniz. Bunları yaparken ölçülü olmalısınız.

7- Halletmeniz gereken işleri hemen halledin.

Bugün yapmanız gereken işi yarına ertelemeyin. Hemen bugün işlerinizi halletmeye koyulun. Herkesin korkuları vardır fakat başarılı insanlar bunları yenebilenlerdir. Onlar işlerini askıda bırakmazlar, ne pahasına olursa olsun yapmaları gerekeni yaparlar.
Eğer aklınızdan bir işi ertelemek geçiyorsa hemen kendi kendinize şunu deyin ‘’Hemen şimdi yapmalıyım! ” Bunu gerekirse 100 kere tekrarlayın, ta ki işinizi halledene kadar.

8- Pozitif bir hava takının.

Tanıdığınız en başarılı insanı düşünün, sizce negatif mi yoksa pozitif mi bir dünya görünüşü var?  Genellikle bu insanlar pozitif olurlar, enerjik ve mutludurlar. Bu insanlar sürekli, başkaları ve kendileri için iyi olanı görürler. Böylelikle bu insanlara problemler sadece açığa çıkmayı bekleyen birer fırsat gibi gözükür.
Her gün insanlar kötü haberlere maruz kalıyorlar. Başarılı insanlar genelde kendilerini bu haberlerden uzaklaştırıp, kafalarını daha pozitif olan şeylerle dolduruyorlar. Mesela, kitaplardan ya da magazinden okudukları pozitif fikirler gibi.

9- Düzenli olarak para biriktirin.

Başarılı insanlar kazançlarının yüzde 10 ile 20 sini emeklilik veya yatırım için ayırıyorlar. Herkes bunu başaramaz. Peki ya siz kazancınızın yüzde kaçını ayırıyorsunuz?


10- Kendinizi sınırlandıran düşüncelerden vazgeçin.

Başarılı insanlar düşüncelerine ve duygularına hakim olanlardır. Akıllarından işlerini etkileyecek düşünceleri hemen uzaklaştırırlar böylece negatif bir bakış açısı kazanmazlar. İçlerindeki ses her zaman pozitiftir. Kötü düşüncelerini, iyi ve pozitif olanlarla değiştirirler.
Çünkü başarılı insanlar her gün kendilerini geliştirmenin yolunu ararlar ve pozitif işlerle meşgul olurlar.

11- Asla kazandığınızdan fazlasını harcamayın.

Servet sahibi olanlar fazla harcamaktan her zaman kaçınmışlardır. Bugün finansal olarak zorluk yaşayan insanlara baktığımızda kesinlikle kazandıklarından fazlasını harcadıklarını görürsünüz. Maaşlarını ucu ucuna yetiştirirler ve kredi kartı borçları asla bitmez. Eğer bu anlatılanlar sizi tarif ediyorsa, kendiniz ve aileniz için hemen bugün bunu çözüme kavuşturun.

12- Okuma alışkanlığı kazanın.

Birçok başarılı insan günde en az 30 dakika okumaya ayırıyor. Okumak sizie bilgiyi nasıl elde edebileceğinizi öğretir. Okumaya başladığınız zaman kendinizi geliştirmeye başlarsınız, bu da sizi otomatik olarak diğerlerinden ayrı bir yere koyar. Yarışta bir adım öne geçersiniz.

13- Televizyon izlemenize bir sınırlama getirin.

Başarılı insanların günde 1 saatten daha az televizyon izlediğini biliyor muydunuz?  Televizyon karşısında harcadığınız zamanı daha verimli işler yaparak geçirmeye çalışın.

14- Gerekenden fazlasını yapın.

Başarılı insanlar genellikle kendilerinden istenilenin daha fazlasını gerçekleştirirler. Onlardan istenilen iş çok olmasa bile daha fazlasını yapmak için gönüllü olurlar. Böylece bu insanlar kendilerini vazgeçilmez kılarlar. Bir girişimci olarak patronunuz olmayabilir fakat müşterilerinizin isteklerinin ötesine ne kadar gidebiliyorsunuz? Onları ne kadar memnun edebiliyorsunuz?

15- Az konuşup çok dinleyin.

Ne kadar dinlerseniz o kadar çok öğrenirsiniz, güzel bir deyişle ‘’Allah size 2 kulak 1 ağız verdi, çok dinleyip az konuşasınız diye.’’
Ayrıca, iyi bir dinleyici olduğunuz zaman insanlara daha kolay yardımcı olabilirsiniz.

16- Asla vazgeçmeyin.

İşler zorlaştığında asla vazgeçmeyin. Başarılı insanlar asla geri dönmezler, orada asılı kalırlar. Yeni bir şey deneyebilirler, ısrarcı olurlar veya işe yaklaşımlarını değiştirirler fakat asla vazgeçmezler hep ileriye giderler.

17- Başarılı insanlarla beraber olun.

‘’Bana arkadaşını göster sana kim olduğunu söyleyeyim.’’ Klişe bir söz ama doğruluk payı çok yüksek. Başarılı insanlar çevrelerini de başarılı insanlarla donatırlar. Yararlı birlikler kurarak hedeflerini daha çabuk gerçekleştirebilirsiniz.

18- Bir akıl hocanız olsun.

Bir akıl hocası olan insanlar başarılarını o insana atfediyorlar.  Akıl hocanız, önünüze çıkacak zorlukları aşmanızda ve hedefinize ulaşmanızda size yol rehberliği yapar. Bu sayede hedefinize olması gerekenden çok daha hızlı bir şekilde ulaşabilirsiniz. Ayrıca hesap vereceğiniz biri olacağı için hedefinize daha çok yoğunlaşırsınız. Bu da başarısız olma ihtimalinizi azaltır.

19- Yaptığınız işi neden yaptığınızı bilin.

İş dünyasında başarıyı elde etmek için öncelikle bir amacınızın olması gerekir. Neden başarılı olmak istiyorsunuz? Neden servet sahibi olmak istiyorsunuz? Bu sorulara cevap vererek işe başlayın.

20- Korkularınızın önünüze geçmesine izin vermeyin.

Herkesin korkuları vardır fakat başarılı insanlar korkularının onları sınırlandırmasına izin vermezler. Korku sizi aynı pozisyonda tutar ve büyümenizi engeller. Korkularınızı tanımlayın ve onları yenmek için yollar arayın.


21- Yeteneklerinizi geliştirin.

Daha yüksekte veya daha ileride mi olmak istiyorsunuz? Bunun tek bir yolu var, o da yarın bugün olduğunuzdan daha iyi olmak. Bir ay boyunca yoğunlaşacağınız ve sizi işinizde yükseltecek şey ne olabilir? Dikkatinizi bu yöne verin ve becerilerinizi geliştirmeye çalışın. Başarılı girişimcilere göre başarılı olmanının sırrı, o işi gerçekten başarana kadar peşinden gitmekte yatıyor.

11 Aralık 2015 Cuma

20’li yaşlarda yapmamanız gereken 15 hata

İş hayatınızda ve normal yaşantınızda kaçınmamız gereken 15 hatayı sıralayacağım.

1- Eğitimin yeterli olacağını düşünüyoruz.

Yüksek zeka, doğal yetenek veya iyi bir üniversiteden bir diploma; tüm bunların iyi şeyler olduğunu biliyoruz ama iyi bir işe sahip olmak için yeterli olduğunu söyleyemem. Sıkı bir çalışma olmadığı sürece bunların hepsinin anlamsız olduğunu söyleyebilirim.

2- Sağlığımızı ihmal ediyoruz.

Üniversite dönemindeki gibi artık partiler yapamayacağınızı çok kısa sürede öğreneceksiniz. Üniversiteden sonra yıllar geçtikçe alkol kullanımının, sigara içmenin ve düzensiz beslenmenin kabul edilebilir davranıştan zararlı bağımlılığa dönüşeceğini farkedeceksiniz.

3- Paramızı gereksiz harcıyoruz.

Şimdilik emekliliğin çok uzakta olduğunu düşünebilirsiniz. Para biriktirmenin ne kadar önemli olduğunu er yada geç anlayacaksınız. Bunu ne kadar erken fark ederseniz o kadar iyi olur. Böylece bileşik faizin de önemini kavrayacaksınız.

4- Paramızı mutluluğumuzla kıyaslıyoruz.

Prestij veya dolgun ücret hepimizi daha çok mutu eder ama bunlar dışında başarımızı ölçecek bir sürü kıstas var. Tutkunuzdan çok ücreti düşünürseniz yıllarca pişmanlık içinde yaşarsınız.

5- Pes ediyoruz.

Ciddi bir ilişkiyi bitirmek veya işinizden kovulmak ilk bakışta kötü bir şey gibi görünebilir. Bunu bir son olarak değil de yeni şeyler öğrenmek ve kendimizi geliştirmek için bir fırsat olarak düşünmek her zaman daha iyi sonuçlar doğuracaktır.

6- Başkasının bizi tanımlamasına izin veriyoruz.

Kariyerinize başladığınızda veya kendi yolunuzu çizmeye başladığınızda başkalarının sizi tanımlayıp, kararı sizin yerinize onun vermesine izin vermeyin. Bunun yerine kendi inançlarınıza bağlı kalın.

7- Sabırsızız.

30 yaşına geldiğinizde; evli, 10 yıllık kariyer planı hazırlanmış olması ve kendi evinizin sahibi olmanız gerekmiyor. Bu yüzden sabırlı olun ve şimdiki zamana odaklanın.

8- Herkesi memnun etmeye çalışıyoruz.

Patronunuzla, müşterilerinizle veya çalışma arkadaşlarınızla dostça bir ilişki kurmak istemeniz gayet doğal. Bunların içinden bazılarının sizi sevmediğini fark ettiğiniz zaman bunu kabullenin ve yolunuza devam edin.

9- Bütün arkadaşlıklarımızı devam ettirmeye çalışıyoruz.

Bütün arkadaşlarınızla aynı şehir içinde yaşamıyorsanız, hangilerinin sizin için daha önemli olduğunu fark edeceksiniz. Böylece hangileriyle ilişkinizi devam ettireceğinize karar verebileceksiniz. Bazıları ile arkadaşlığınızı bitirmekte de bir sakınca olmaz.

10- Sorunları çözmek için yaşadığımız yeri değiştiriyoruz.

Taşınmak veya başka bir yerde yaşamaya başlamak; kültürel bilginizin zenginleşmesine yol açabilir. Bunun maliyetini de düşünerek hareket edin. Yeni bir yer her zaman yeni bir yol anlamına gelmez.

11- Balon içinde yaşıyoruz.

Yaşadığınız çevre okul arkadaşlarınızdan, çalışma arkadaşlarınızdan veya aile üyeleriyle sınırılı kalıyorsa hayata hep aynı miyop bakış açısıyla bakarsınız. Bu yüzden yeni çevreler yaratıp ilişkilerinizi çeşitlendirin.

12- Kendimizi kesinliğe kaptırıyoruz.

Kendiniz için iyi olan ve başkaları için iyi olan bir kariyer yolu arasında seçim yapma zorunluluğu hissetmeyin. Bencillik, dünyadaki başka insanlar için iyi olanı yapmanın zıttı değildir.

13- Ruh eşimizi bulmayı umut ediyoruz.

Fantezi dünyasında yaşayıp, ruh eşinizin geleceğini ve herşeyin çok güzel olacağını düşünmeyin. Gerçek hayatta uzun süreli, anlamlı ilişki çok uğraş isteyen ve tamamen kendini adamayla mümkün olabilir.

14- Sonraki yıllar için planlar yapıyoruz.

Kendinizi 5 yıllık iş veya normal yaşam planlarıyla boğmaktansa daha hızlı gerçekleştirebileceğiniz şimdiki amaçlarınızla uğraşın.

15- Sadece kendinizin bu durumda olduğunu düşünüyorsunuz.

Okul arkadaşlarınızın veya çevrenizdekilerin her zaman sizden daha iyi durumda olduğunu düşünürsünüz. 20’li yaşlardaki herkes daha bu şeyleri anlamaya çalışıyor ve genellikle hayatın geri kalanında bu süreç devam ediyor.

Eklemek istediğiniz bir şey veya yanlış olduğunu düşündüğünüz bir şeyler varsa yorum kısmına ekleyebilirsiniz.

3 Aralık 2015 Perşembe

10 kural

1) ZamanZaman, sermayeden daha değerlidir. Çöpe atılmamak ve boşa harcanmamak üzere bir kenara ayırdığınız zaman. Kâr edebilmek umuduyla kurulacak ve pazara değer katacak bir işletmeye yatırılmak üzere ayırdığınız zaman. Artık, zaman denen bir sermayeye sahibiz.
Zaman ne kadar değerli? Uygun bir biçimde yatırılan zaman servet değerindedir. Boşa harcanan zaman yıkım olabilir. Yatırılan zaman mucizeler yaratabilir; öyleyse zamanınızı yatırın.
2) Çaresizlik
Yeni kuracağı işte en büyük ilk yatırımı çaresizlik olan bir arkadaşım vardı. “Çocuklarım aç; bu işi başarmalıyım. Aksi takdirde ne yaparım?” diyordu. Böylece, inandığı bir ürünü satmak üzere kurduğu işe 1 dolar yatırdı. 1 dolarla birkaç el ilanı edinip perakende satış yapacak, kazandığı parayla da ürünü toptan alıp müşteriye teslim edebilecekti.
Bir başka arkadaşım, liseyi bitirir bitirmez Chicago’ya gitti. İlk işi, gece bekçiliğiydi. Biri ona neden gece bekçiliğine razı olduğunu sorduğunda, yetersiz beslenme, diye yanıt verdi. Aç olduğunuzda, bulabildiğiniz her tür işte çalışırsınız. Çalışmak için bir yere gidersiniz; gece bekçiliği gibi; neresi olduğu fark etmez. Yıllar sonra arkadaşım, Horatio Alger ödülünü aldı. Zengin ve güçlüydü; yaşam şekliyle örnek gösterebileceğim bir insandı. Ama ilk işi gece bekçiliği idi. Çaresizlik, güçlü bir dürtü olabilir. Yapmalıyım, dediğinizde.
3) Kararlılık
Kararlılık, yapacağım, der. Arkadaşım, önce “Müşteri bulmalıyım,” dedi. Çaresizlik. Sonra, “İlk gün bitmeden birini bulacağım,” dedi. Hiç şüphesiz, birini buldu. “Bir kez işe yaradıysa, bir daha işe yarar,” dedi. Fakat sonra, bir sonraki kişi “Hayır,” dedi. Şimdi neye yatırım yapmalısınız?
4) Cesaret
Cesaret, sermayeden daha değerlidir. Yalnızca 1 dolarınız ve çok cesaretiniz varsa, önünüzde harika bir geleceğin olduğunu söyleyebilirim. Koşullara rağmen cesaret. İnsanlar, ne olursa olsun, en inanılmaz işlere imza atabilirler. Hiç böyle öyküler duymadık mı? İç savaşların cehenneme çevirdiği ülkelerde her şeyini kaybettikten sonra yeniden yaşama dönmeyi başaranların inanılmaz hikayeleri. Onlar insan. İnsanları küçümseyemezsiniz. Bir şey yüzünden değil, her şeye rağmen cesaret. 3-4 satışla işleri yoluna koyduktan sonra sırada şunlar var.
5) Hırs
“Harika! 3 adet satabiliyorsam, 33 adet de satabilirim. 33 adet satabiliyorsam, 103 adet de satabilirim.” Müthiş. Geleceğe yönelik hayallerinizle şaşkına dönersiniz.
6) İnançArtık, iyi bir ürününüz olduğuna inanmaya başlarsınız. Bu, muhtemelen iyi bir şirket. Ve kendinize inanmaya başlarsınız. Arkadaşım, iki çocuklu, işsiz ve bekar bir anne. “Bunu mutlaka başaracağım!” diyor. Kendine olan güveni artıyor. Bunlar, eşi benzeri olmayan yatırımlar. Para, buna dokunamaz. Ya 1 milyon dolarınız olmasına rağmen hiçbir inancınız olmasaydı ne olacaktı? Fakir olurdunuz. Zengin olamazdınız. Şimdi, sırada arkadaşımın neden bugün bir milyoner olduğunu açıklayan neden var.
7) Yaratıcılık
Beyninizi çalıştırmak. Muhtemelen bugüne kadar, beyin gücünüzün yaklaşık 10’da 1’ini çalıştırıyordunuz. Peki, kalan 10’da 9’luk bölümü de kullansaydınız ne olurdu? Neler olabileceğine inanamazsınız. İnsanlar, yapılacak en ilginç işlerle karşımıza çıkarlar. Yaratıcılık. Yaratıcılığın değeri nedir? Bir servet. Paradan daha değerlidir. Tek ihtiyacınız olan, 1 dolar ve çok fazla yaratıcılık. İşin yürümesini sağlayacak bir yol bulmak.
8) Kalp ve Ruh
Kalbin ve ruhun yerini ne tutabilir? Para değil. Para, kalbi ve ruhu satın alamaz. Kalp ve ruh, 1 milyon dolardan daha değerlidir. Kalp ve ruh olmaksızın 1 milyon dolar; bu yaşamak değildir. Hiçbir etkiniz yoktur. Ama kalp ve ruh, insanları harekete geçiren, görünmez bir büyü gibidir; insanları satın almaya, karar vermeye, eylemde bulunmaya ve tepki göstermeye iter.
9) KişilikTek yapmanız gereken, kişiliğinize çekidüzen vermek ve onu güçlendirmek. Sağlam bir kişiliğiniz var. Onu yalnızca, her gün etkili olabileceği bir seviyeye getirmelisiniz. İster çocuk, ister işadamı, ister zengin, isterse yoksul olsun, kiminle konuşursanız konuşun, kişiliğiniz etkisini göstermelidir. Her yerde evindeymiş gibi davranabilen eşsiz bir kişilik. Akıl hocam şöyle derdi: “İster derme çatma bir kulübede bira içiyor; ister bir arkadaşınla boks maçı seyrediyor; isterse senatörün malikanesinde konuk ediliyor ol, her zaman rahat davranmayı öğrenmelisin.” Zengin ya da yoksul olmaları fark etmeksizin, herkesle kolay iletişim kurabilmelisiniz. Kimin zengin, kimin yoksul olduğu sizin için önemli değildir. Kim olursa olsun, biriyle benzersiz bir ilişki kurma fırsatı yakalamışsınızdır. Rahat bir kişiliğiniz olmalı. Her koşulda özünü koruyan bir kişilik.
10) Karizma ve İncelikli DüşünceBir miktar tevazuyla birlikte karizma. Bir şey söyleme ve insanların sizi hâlâ sevmelerini sağlama yeteneği. Mükemmel!
Listenin tamamı, paradan daha değerlidir. 1 dolar ve size az önce ilettiğim liste ile, dünyayı avcunuza alabilirsiniz. Hangi bölümünü ya da yaşamınızda hangi gelişmenin olmasını isterseniz, o sizindir. Size işin sırrını verdim. Sermaye. Paradan daha değerli olan ve hem geleceğinizi, hem de servetinizi garantiye alabilecek sermaye. Unutmayın; kaynaklarınız yok değil.
Yazar: Jim ROHN