30 Ağustos 2013 Cuma

Yanlış algılama

Müslümanlığı yanlış anlamışlar.temeli sevgidir,hoşgörüdür,paylaşmaktır,sevmek,sevilmektir,güvenmektir.ama bu insanlar tam tersini yapıp.halifetullaha yani insanları harcayıp güvenmeyip yalnız allah deyip kurtulacaklarını sanıyorlar.kuran okuma eksikliği yada yanlış okuma eksikliği

Televizyon esaretinden korunan, hayatın özgürlüğüne uçar.
Dr. Muhammed Bozdağ
Televizyonun ömrünüze, yeteneklerinize, zekânıza, ilişkilerinize, başarınıza, maddi ve manevi sağlığınıza ve maneviyatınıza ne büyük etkileri olabileceğini hesapladınız mı? Televizyon esaretine karşı kendinizi ve ailenizi koruyucu bir program geliştirdiniz mi?
İki sınıf insan vardır: Yönetenler ve yönetilenler; özgürler ve esirler; başaranlar ve başaramayanlar, üretenler ve tüketenler; capcanlı yaşayanlar ve hayali yaşayanlar… Hepimiz değişen rollerimize göre az çok bu ikililerin iki tarafı arasında gider geliriz. Şu var ki kim daha çok televizyon izliyorsa o daha çok ikinci sınıfta kalmaya zorlanıyor. Nedenlerini konuşacağız:
Önce sizi çocukluğuma götüreyim.  1970’li yıllardayız ve henüz ilkokula başlamadım. Köyümüzün ormanlarında ve tarlalarında gezindikten sonra hava kararınca eve geldim. Çevre sessiz ve mahallede kimse yok. Köye elektrik gelir gelmez  bir komşumuz televizyon almış. Bütün mahalle komşunun evinde televizyon izliyor. Bende gittim ve şaşkınlık içerisinde o siyah beyaz ekrana bakıyorum. Gönümüze göre çok masum giyimli bir kadın çıktı ve şarkı söylemeye başladı. Aniden “Kapatın şunu!” sesleri yükseldi. Televizyonu kapattılar. Bir süre beklediler, şarkının bittiğine kanaat getirince televizyonu yeniden açtılar.
Bugün bu olay üzerinden neredeyse kırk yıl geçti. Eğer rating ölçümleri doğruysa bırakın böyle bir keskin hassasiyeti, yüz televizyonun ellisi, yatak odası davranışlarının canlandırıldığı dizilerin en galiz sahnelerini merakla izlemiş. Biz bu hale nasıl geldik?
Haşlanmış kurbağa deneyini duymuş muydunuz? Kurbağayı önce ısıtılmış su dolu tepsiye atarlar; kurbağa ısının acısıyla derhal zıplayıp kurtulur. Sonra kurbağayı ılık su dolu tepsiye usulca bırakırlar. Alttan yavaşça ısıtırlar. Kurbağa sıcağa sakince alışır, gevşer, hoşlanır, iyice yayılır, kendini bırakır. Giderek ısı canını yakmaya başlar; ama kurbağa o kadar güçten düşer ve çöker ki, zıplamaya gücü yetmez, suyun içerisinde diri diri pişer. Televizyonun ahlakımıza, değerlerimize, hayatımızın anlamına, ebedi hayatımıza yaptığı tam olarak buna benzemiyor mu? Örneğin televizyon;
-Ömrü boşa harcatmıyor mu? Dünyada tv izleme ortalaması günde üç saatin ve Türkiye’de dört saatin üzerindeymiş.  Günde dört saat televizyon izlemeye üç saat de internet ve benzeri boş oyalanma eklense, eder yılda üç bin saat. Bu şekilde altmış yıl yaşayan insanın yirmi yılı uykuda, yirmi yılı da ekran karşısında geçmiş olmuyor mu? Ömrün üçte birini çalan ekran, karşılığında ne veriyor? Dünyaya veya ahırete dair boş, üzücü ve ümit kırıcı hayalden başka ne satıyor?
-Yetenek gelişimini yavaşlatmıyor mu? Geleceğimizin teminatı genç öğrenci, on parmak yazmayı öğrendi mi? Yabancı dil öğrendi mi? Şu veya bu yeteneği geliştirdi mi? Hayır mı? Çünkü zamanı mı yoktu? Pekâlâ, on parmak yazmayı öğrenmek için gereken süre otuz saat. Yabancı dil, altı yüz saatte harika öğrenilir. Yalancı televizyona yıllarını harcayan insanın, kolay yetenekler için saatler bulamaması mantıklı mı?
-İşsizliği körüklemiyor mu? Lise’deyken yaz tatilinde iş bulmak için gittiğim Rize’de iş istediğim bir lokantacı elime kepçeyi verdi ve yemeği karıştırmamı istedi. Kepçeyi daldırdığım gibi yemeği taşırdım. Bana “Uşağum sen çok hamsun!” dedi. Sağ olsun yine de çorba içirdi ve gönderdi. O gün yeteneğin önemini kavradım. Bir ustanın, kursun, eğitimin, egzersizin azimli çarkından geçmeden yetenek gelişebilir mi? Ömrünün müsait zamanlarını televizyon karşısında tüketenin yetenek geliştirmeye zamanı olabilir mi? Teknoloji gelişti ve artık tarım toplumu değiliz. İşsizlik yüzde on civarında olmasına rağmen firmaların çok fazla nitelikli eleman açığı var. Müsait zamanlarımızı ekrana değil yetenek geliştirme çalışmalarına harcamalıyız.
-Zekayı çökertmiyor mu? Bir öğretmen akrabamdan dinlemiştim: Çocuğu sınıfının birincisiyken, televizyon aldıkları yılın sonunda eve üç zayıf getirmiş. 1993 yılında Türkiye’deki büyük gazetelerden kestiğim bir kupürde aynen şöyle yazıyordu: “Alman beyin antrenman kurumu başkanı Prof. Bern Fishner, ‘Birkaç saat tv izlemenin beyinde oluşturduğu tembelliğin giderilmesi için bir iki hafta zihin egzersizi yapmak gerekir.’ dedi.” Bu söz bir abartı gibi gelse de doğruyu ifade ediyor. Çünkü tv izlerken insan hipnotize olmuştur, aktif düşüncesini devre dışı bırakmış, beynini çoğu aptalca ve gerçeklerle bağdaşmayan görüntülere, olaylara, ilişkilere teslim etmiştir.
-Konuşma becerisini bozmuyor mu? Konuşmayı geliştirmenin zorunlu şartı önce dinlemek ve sonra da konuşmaktır. Beynin konuşma merkezini geliştirmenin tek yolu bolca konuşmaktır. Ne kadar çok konuşursanız o kadar seri konuşursunuz. Ekran karşısında yıllarca ve sadece dinleyerek zaman geçiren insanın beynindeki duyduğunu anlama merkezi belki güçlenir; ama hissettiğini dile dökme merkezi küçük kalır. Toplumda konuşamayan, kendini ifade edemeyen insanların giderek artmasında, aile baskısının yanı sıra televizyonların büyük payı var.
-İnsanları yalnızlaştırmıyor mu? Yalnızlığı gidermenin esas yolu insanlarla hoşsohbet, uyumlu, saygılı, empatik, eğlenceli iletişim kurabilmektir. İnsanlar büyüklerin hayat hikâyelerini dinleyerek deneyim biriktirir. Televizyon neslinden kaç kişi babalardan askerlik hatırası, ninelerden masallar, annelerden dersler dinleyerek büyüme şansına sahip olabiliyor? İnsanlar ancak konuşarak kaynaşır, konuşarak beyinlerini geliştirir, girişimciliklerini ve cesaretlerini güçlendirirler. Televizyonun hâkim olduğu evde, aynı salonda, aynı ekranın karşısında ağızları bıçak açmıyor. Televizyonun yeri ne kadar büyüyorsa aile içi muhabbet o kadar küçülüyor. Dudaklar kapalı ve gözler ekrana kilitlenmiş. Eşler birbirleriyle, çocuklar anne-babalarıyla sohbet edemiyor. Giderek konuşamayan, uyum sağlayamayan, yalnızlaşan bireylere dönüşüyoruz.
-Nikah edebini mahvetmiyor mu? Dikkat buyurunuz: Yüzyıl önce Hıristiyanlarda da boşanmalar binde birlerin altındaymış. Bugün Batı’da cinsel sapkınlıkları patlatan ve evliliklerin yarısını boşanmayla sonuçlandıran şey neyse, biz de o yolda ilerliyoruz.
Amerikalı yazarlar Nena ve George O’neill Türkiye’de 1974 yılında yayınlanan Açık Evlilik isimli kitaplarında ülkelerindeki boşanma patlamasının nedenini açıkladılar. Meğer Amerika’da sinema sanatçılarının evlilik dışı ilişkileri ve babasız çocuk yetiştirmelerinin övülmeye başlaması ve cinsel bilinçlenmenin medya üzerinden topluma pompalanmasından sonra boşanmalar bindelik sınırından ürpertici düzeylere çıkmış.
Televizyon ne yapıyor burada? Şu çıplak vücutlar üzerinden eşya pazarlayan reklâmları düşünün. Şu nikâhı zina kadar çirkin, zinayı nikâh kadar kutsal gösteren televizyon dizilerini aklınıza getirin. İnsanın çocuklarının yanında bile giymeye utanacağı kıyafetlerle milletin huzuruna çıkanların yaptığını analiz edin.. Hepimiz bu fecaatlere ilk sıralar tepki gösterirdik. Çocuklarımızın yanında o reklâmları izlerken utandık, o cinsellik fışkıran sahnelerin aileye yaptığı telkinden tiksinip kanalı değiştirdik, şikâyet ettik. Gerçi şikâyetin gereğini yapabilen mi var? Televizyon orada açık durdukça giderek artan oranda haşlanmış kurbağalara dönüşmüyor muyuz? Milli değerlerimize en saygılı bildiğimiz kanallarda bile en umulmadık anlarda tuzağa düşürülmüyor muyuz?
Televizyon, sosyal soruları ekrana kısmen yansıtıp bunun üzerinden dini, ahlaki, sosyal, psikolojik, hukuki ve vicdani kanallardan tamirler yapmaya çabalarsa yararlı olabilir. Ancak ölüm, ahlaksızlık, zina reklâmı yapan, suçluları kahraman gösteren, aile kurumuna saldıran ve toplumu aşağılayan yerli ve yabancı yapımların hiçbir yararı olamaz.
-Maneviyatı çökertmiyor mu? Biz anne babaya saygının, Allah’a kulluğun ve ahireti hedeflemenin esas olduğu muhteşem bir manevi medeniyetin mensuplarıyız. Kendi ailemizde çocuk bilincini erken yaşta bozma tehlikesini algılayarak, çocuklarımızı korumayı amaçladık. Diğer kanalları kapattık ve bir çizgi film kanalına abone olduk. Çok geçmeden çocuklar daha da asi ve saygısız davranmaya başladı. Şaşkına döndük. Bunun üzerine çaktırmadan çizgi film kanalında yayınlanan programları takip ettik. Büyücüler, tanrısal güç atfedilen adamlar, büyüklük rollerine bürünen küçükler, çok tanrılı anlayışlar.. Masum sandığımız bu çizgi filmler meğer çocuklarımızı putperest, büyücü, hayalci yapmaya çalışıyor. Erken yaşta bilinç altına ekilen bu fikirler ömür boyu hayatlarını yönetecek. Dehşete kapıldık ve çocuklara başka alternatifler bularak televizyonu kaldırdık.
-Maddi ve manevi sağlığı bozmuyor mu? Ekran karşısında saatlerce hareketsiz beklersiniz. Hele de memursanız, hayatınız gündüz masada, akşam koltukta ve ardından yatakta geçiyorsa sağlığınız çökmez mi? Atalarımız günde on-yirmi kilometre yürürmüş. Vücudumuz harekete göre yaratılmış. En sağlıklı vücut düzenli hareket eden vücuttur. İnsanın adeta zindanda elleri, ayakları zincirlenmiş gibi ekran karşısında hareketsizce ve saatlerce durması tam bir hipnotize olmuşluktur. O hareketsizlik hızla organları çökertiyor, canı sıkılan bir şeyler yiyor ve aldığı enerjiyi yakamıyor. Obezite ve türlü türlü hastalık birbirini izliyor. İzlenenlerin beyinde yaptığı tahribat bir yana, insanı içine kapanık, iletişim kuramayan, maneviyatı çökük bir güçsüz haline getiriyor.
-Hayalciliğe sürüklemiyor mu? Vur patlasın çal oynasın anlayışındaki bir hayat içinde bugün onunla yarın bununla yaşayan, hayatın gerçeklerinden uzak süslü, gösterişli model kahramanlar üzerinden boş bir hayalcilik üretmiyorlar mı? Ekrandan telkin edilen hayatın toplumsal gerçeklikle ne kadar alakası var? Çevremiz çileli, aç, yorgun, sevgiye, şefkate muhtaç insanlarla dolu. Çocuklarla, hastalıklarla, yaşlılarla, çilelerle geçen bir hayat üzerinden ahirete hazırlanıyoruz. Ekranlar ise genelde sanki ahiret yokmuş, sanki insan çileli bir imtihandan geçmiyormuş gibi ütopik manzaralar sunuyor. Bu hayalcilikten başarıya nasıl sıçrayacağız?
Şu halde televizyona karşı ne yapacağız? Öğrenim hayatım boyunca şükür ki yıllarca televizyon izlemedim. Lakin gün geldi,  ziyaretime gelen rahmetli babam, ben işteyken evde sıkılmasın diye televizyon aldım, babam gidince sattım. Böyle birkaç alış-satıştan sonra aldığım son televizyonu artık satamadım. Ben de, eşim de çocuklar da yıllarca izledik.
Televizyon evimize girdikten ve izlenmeye başladıktan sonra eser üretme becerim çöktü. Kitap için günde yarım saat bile yetecekken, akşamları saatlerimi televizyona yedirdim. Evde ne zaman televizyon izlense ruhani iklimin uzaklaştığını görüyordum.
Çoğunluğu  facia olan dizilerden kaçıyor, doğayı tanıtan veya eğitici gördüğüm belgeselleri izlemeye çalışıyordum. Lakin onlar da lafın bir yerinde konuyu evrim teorisine getiriyor, imanıma zehirli bir hançer yiyordum. Nasip olduğunda ben de ekrana çıktım ve dolaylı yollarla bu tahribatı tamir etmeyi amaçlayan sunumlar yaptım. Lakin gördüm ki, mevcut şartlarda televizyonun yirmi faydası varsa seksen zararı var. Bu yüzden gerekmedikçe ve özellikle zararlı yapımları izlememek için elimden geleni yapıyorum. Zaten insanın büyük idealleri ve çalışmaları varsa televizyona harcanacak bir dakika bulamaz.
Kanalların hepsi mi zararlı? Elbette topluma hizmete çalışan kanallar var. Ancak bilhassa ulusal çapa çıkınca, izlenirlik yakalayabilmek için hemen her kanal zararlı bir şeyler içermeye başlıyor. Yukarıda sayılan zehirlerin tümünden muaf hangi kanal var? Kimi kalbimizde atom bombası gibi patlamakla birlikte hemen hepsinin az çok bir zararı görünmüyor mu?
Öyleyse kendi geleceğinizi kurtarın: Kendinizle, ailenizle, çevrenizle ve Allah ile ilişkinize ve ahiretinize acıyın ve kararınızı verin:
-Mümkünse televizyonu kaldırmayı seçin. Yerine aile içi etkinlikler, oyunlar, sohbetler, okumalar, ziyaretler, misafir ağırlamalar, sosyal etkinlikler doldurmayı tercih edin. Böyle bir hayat çok canlı, cesaretlendirici, geliştirici ve heyecanlı olacaktır.
-Başaramıyorsanız ve ille de izleyecekseniz, çocuklar için değerlerimize saygılı bulduğunuz bir çizgi film kanalıyla sınırlı tutun.  Gerekirse siz de o kanalla yetinin. Diziler, yabancı filmler ne kadar heyecanlı ve sürükleyici olsa da içerisinde facialar barındırıyor. Heyecan arıyorsanız dış dünyayı gezintiye çıkın, çevreye açılın, gerçek güzellikleri yaşayın, maneviyata tutunun ama ekranın boş hayalleriyle ilgilenmeyin. Aşırı zararından emin olduğunuz belli kanallara kesin tavır koyup programdan silin. Diğerlerinde de bilgi ve görgü arttırıcı nitelikli olanlarla sınırlanın.
Televizyonun zararından korumak isteyen, 1) asla bağımlısı olmamalı, 2) zararlı yapımları bir dakika bile izlememeli, 3) yararlı bile olsa ekranı bir saatle sınırlamalı, 4)büyük idealleri olansa hiç televizyon izlememelidir.
Ekran karşısında zap yaparken her zaman şunu düşünebilirsiniz: Bu ekranda merakla baktığım şeyin verdiği mesajdan Allah ve melekleri razı mıdır? Bu izlediğimden amaç maneviyatımın aşağılanması mı yüceltilmesi midir? Bu yaptığım şey beni ve ailemi Allah’a mı şeytana mı yaklaştırıyor? Bu yaptığımın dünyama veya ahiretime maddi ve manevi bir faydası var mıdır? Peygamberimiz (asm) olsaydı şu anda benim yaptığımı yapar mıydı?  Diriliş günü ilahi huzurda bu yaptığım bana sorulunca açıklamaktan utanacak ve üzülecek miyim?
Sonra da kararınızı verin: Televizyon esaretinden korunun ve  hayatın özgürlüğüne uçun!

İstemenin Esrarından Özetleyen Sözler
İstemenin Özellikleri
  • Aciz insan Yaratıcı Kudrete dayandığı ölçüde azizdir.
  • İnsanın çöküşünün durdurulduğu an, Sınırsız Kudret’in takdirine teslim olduğu andır.
  • Evrenin Sahibine güvenip dayananlar, evrene meydan okuyabilirler.
  • Hayatta eğlenmeye yer var; ama, alaya ve küçümsemeye yer yoktur.
  • Açtığınız yol genişleyecek; dilediğiniz iyilik çoğalacaktır.
  • Hayatınızdaki en büyük zaferleriniz, içtenliğinizle yoğurduğunuz dualarınız olacak.
  • Dualarımız kabul edilmişse, gerçekleşme zamanını sorun yapmamız mantıklı değildir.
  • Dünyada çılgınca istemelisiniz; çünkü, sınırsız sonsuzlukta çok şeye ihtiyacınız olacak.
  • Zaman, çoğu yaşantıların anlamını değiştirecektir. Acılar zevke, zevkler acıya dönüşecektir.
  • Her istediğimiz aynen kabul edilseydi, biz insanlar dünyayı adaletten mahrum bırakırdık.
  • Evren sinemasındaki her insan bir baş rol oyuncusudur. Rolümüzü iyi oynuyor muyuz?
  • Her dua, layık olduğu karşılığı en doğru zamanda ve yerde alacaktır.
  • Şiddetli coşkunluğa kapılarak isteyenler; fizikötesi yardımcılarla destekleniyorlar.
  • Ruhumuz maddeye bağlandığı sürece, kalbimiz sonsuzlukla iletişime geçemeyecektir.
  • Acılar eğlencemizi bozmasaydı; maddenin ötesinde olup bitenleri merak etmeyecektik.
  • Dünya, bize sonsuzlukta yürümeyi öğreten eğitim pistimizdir.
  • Yorgun kalpler için duadan daha dinlendirici bir mutluluk kaynağı yoktur.
  • Yeryüzünde kimse kendini Yaratıcıya güvenenden daha güvende hissedemez.
  • İçten dua edebilen ruhlar, isteseler de boğucu karamsarlıklara kapılamazlar.
  • Dua sayesinde, cömertliği ve sevgisi sınırsız bir Sultanla tanışırsınız.
  • Yaratıcımız en küçük isteklerimizi önemserken, biz nasıl tüm isteklerimizi önemsiz sanırız!
  • İnsan şakalaşabilir; ama, Yaratıcımız ciddidir. Duyarsızca isteme lüksüne sahip değiliz.
  • Hoşlanmadığımız olayların bir çoğunu bir zamanlar istemiş olmalıyız.
  • İçinizden sessizce bir şeyler istemek, Yaratıcının huzurunda sesli düşünmektir.
  • Ötelerden, yaşamak istediklerimiz sorulur da, biz kalbimizden geçenlerle cevap veririz.
  • İstekleri her an değişebilen insanın, hayatı da her an değişebilecek durumdadır.
  • Vicdanlarını susturup istemeyi terk edenler; evrende yok sayılırlar.
  • İyi istekleriniz için bir şeyler yapmazsanız; hazinelerinizi terk etmiş olursunuz

    • Dualarınız ruhunuzu ruhsal enerjiye açacak; çevreniz ruhunuzdan aydınlanacaktır.
    • Melekler, karanlık maddenin ardında ışık nehirleri halinde sürekli akıp gidiyorlar.
    • Maddi ışık, parlar ve alev gibi söner; ruhsal ışıksa sonsuza dek parıldar.
    • Hayatta şans, kaza veya tesadüf yoktur; ilâhi nedeni olmayan bir olay yaşanmayacak.
    • Ani kurtuluşların ardında, göklerden derhal gönderilen melekler gizlenmektedir.
    • Dualarınızı hissederseniz; kalplerinize ilham edilenleri duymaya başlarsınız.
    • Bir duanız varsa, imkânsızlıklar girişiminizi durdurmasın; çünkü siz yaratmayacaksınız.
    • İçtenlikli dualarınız, ruhunuzdan canlı ve bilinçli çıkarak evrene yayılırlar.
    • Evrende bedenlerden bedenler yaratıldığı gibi, ruhlardan da ruhlar yaratılıyor.
    • Asırlar önce söylenen sözlerden yaratılan melekler, çağımızı da ziyaret ediyorlar.
    • Yeryüzünde duası çok ve içtenliği yüksek insan kadar bereketli bir ağaç dikilmemiştir.
    • Doğa yasalarının evrensel mucizeleri bilincinizden gizlemesine izin vermeyin.
    • Doğa yasaları ilâhi askerlerdir; onları yenemeyiz; ama Yaratıcı onları emrimize verebilir.
    • Çok çalışan, doğa yasalarının emrinde ilerler; içten dua edense, yasaları emrine alır
    • Dua etmeyenin hali, aç aslanın insafına teslim edilen ceylan yavrusunun haline benzer.
    • Red vesileleri
    • Hayattan daha fazlasını isteyen, önce elindekileri kaybetmeyi hak etmemiş olmalıdır.
    • Yaşanan yıkılışların çoğu, ilâhi ikramları görmezlikten gelmenin sonucudur.
    • Temiz kalp iki yüzlü davranmaz: Yokluğunda sevdiği güzelliğin varlığında şükrünü unutmaz.
    • Sevdiğiniz bir şeyi alırken dikkat edin: Elinize değerli bir ilâhi sanat eseri sunulmaktadır.
    • İstemekten vazgeçmek, kaderimizin bir yerlerine yazılanı geri iade etmektir.
    • Duaya kalkan ellerimize dünya hayatı verilmiyorsa, sonsuz hayat verilecektir.
    • Dünya Yaratıcıyla aramıza girecekse, bize acı, dar ve sıkıntılı görünmesi daha iyidir.
    • Dünyadan istediklerimiz gerçekleşmemişse, bizim için gizli güzellikler planlanmıştır.
    • Ölümden korkuyoruz; oysa, ölüm sonsuzluğa uzanan yollarımızı aydınlatıyor.
    • Olumsuz ve sıradan istekler ölümü unutmayanların bilinçlerinde tutunamazlar.
    • Dakikalarımız değersiz olaylara kurban edemeyeceğimiz kadar değerlidir.
    • Hayatımız yarışlarımızın en büyüğü olduğu halde, saatlerimiz çabasız geçiyor
    • Başkasının başarısını çekemeyen bilinç, kendi başarısından azap duyacaktır.
    • Hayat rekabet olsaydı, böcekler dünyayı insanlarla paylaşamazdı.
    • Çekemeyenler, Sınırsız Yaratıcıdan ayrımcılık bekleyerek evreni öfkelendirirler.
    • En mutlu insan, herkesin mutluluğundan mutluluk duyan insandır.
    • Dostlarından küçümseyerek söz edenler, ruhsal saldırıya açık hale gelirler.
    • Küçük düşürmeye dayanan zevklerin bedeli ağır olacaktır.
    • Gizlediklerimiz küçülecek; açığa çıkardıklarımız yaygınlaşacaktır.
    • Yaşadığımız utançlarımızın çoğu, ayıpladığımız gizli yaşantılardan seçilmiştir.
    • Dünya zulmeden acımasız kalplere huzur yüzü göstermeyecektir.
    • Uğrayacağımız haksızlıkların çoğu, yol açtığımız haksızlıklardan doğacaktır.
    • Her şeye kötülük yapan insanın duaları nasıl kabul edilsin!
    • Kimse yaptığı haksızlıkların bedelini ödemekten muaf değildir.
    • Sebepler, Yaratıcının yerine geçmek için değil, kudretini hissettirmek için yaratıldılar.
    • Evreni keşfetmek için deha gerekmiyor; biraz dikkat ve biraz bilme isteği yetecektir.
    • Yaratıcının zorlaştırdığı zor; kolaylaştırdığı da kolay yaşanacaktır.
    • Maddi sebeplere dayananlar, Komutanı küçümseyip, askerlerine tapıyorlar.
    • İnsanlar istemekle, yardımlaşmakla ve Evrenin Sahibini tanımakla görevlendirildiler.
    • Sorumluluklarımızı yerine getirmediğimizde, doğanın çarklarını bozarız.
    • İyi şeyleri yapmaya üşenenler, onları yapabilme şansını yitirirler.
    • Herkesin ruhu, kazandığı yeteneğin gereğini yerine getirmeye söz vermiştir.
    • Tevazu ve sessizlik, ruhsal saldırılara direnen en etkili savunmadır.
    • Masumlara dedikodu kurşunları yağarken, savaşın hangi tarafını tutuyorsunuz?
    • Dostlarımızı, yanımızda önemli hissetmelerini sağlayarak desteklemeliyiz.
    • Yeryüzünde iz bırakanlar, çok bilenler değil, bildiklerini yaşayanlardır.
    • Kullanmayacağımız bilgiler, yıllarımızı işe yaramaz çabalarla tüketiyorlar.
    • İsteklerini yaratana güvenmeyenler, isteklerinin yaratılmasını beklemesinler.
    • Basit isteklerimizin bekletildiğine bakarak, evrenin yönetilişine haksızlık yapıyoruz.
    • Haksızlık yapmayanlar, çaresiz haksızlıklara terk edilmezler.
    • En büyük başarısızlık, insanın Yaratıcısına ihtiyacını hissetmeyi terk etmesidir.
    • Varlığımızı kuşatan doğal engeller geleceğimiz için çizilmiş yol haritalarıdır.
    • Azimli karınca, yoluna çıkan aşılmaz engelin yanından dolanarak hedefine ilerler.
    • Balon gibi birden büyümeyi dileyenler, balon gibi birden küçülmeye hazır olsunlar.
    • Dualarınızı yıllarca sürdürürseniz, yasaları bile değiştirebilirsiniz.
    • Sabredemeyenler, Yaratıcının yaşanacakları sıralama biçimine razı olmayanlardır.
    • Hayat paketinizin sonsuzluğa uzanan boyutlarını unutmazsanız, sabırla isteyebilirsiniz.
    • Başarı ve mutluluk insanı gittiği yerde karşılamaz; insanla birlikte ilerler.
    • Sabırsızlık, baştan yenilmektir: Sabırsız dua güvensiz duadır.
    Kabul vesileleri
    • Bir sanatı sahibinin imzasından kopararak istemek, nankörce ve bencilce istemektir.
    • Evren adına ve evren için yapıldığı sürece, çılgınca istemek aç gözlülük değildir.
    • İnsanlar kuşatıcı ilahi cömertliği hissetsinler diye, koyunlardan farklı yaratıldılar.
    • İnsanın donatıldığı yeteneklere bakarak, hangi başarılara hazırlandığını hissedebilirsiniz.
    • Yetenekleriniz sayesinde layık olduklarınıza, eninde sonunda kavuşturulacaksınız.
    • Hedeflerinizi fethetmek istiyorsanız; onları yeteneklerinizle kuşatmalısınız.
    • Ne yapacaklarını bilmeyenler, yetenek ihtiyaçlarını araştırmayanlardır.
    • Evrensel isteklere sarılanlar, ilâhi huzurda evreni temsil ediyorlar.
    • Bir mum istiyorsanız kendinizi; bir güneş istiyorsanız dünyayı aydınlatırsınız.
    • Göklere yükselen yakarışları duyabilseydik, ihtiyaçların büyüklüğünden ürperirdik.
    • Evrenle ilgilenen yüksek ruhlu insanlar, kişisel sorunlarını unutuverirler.
    • Yeryüzünün susuzluğu gökyüzünü titretebiliyorsa, insanın uykusuzluğu evreni sarsacaktır.
    • Unuttuklarımızın değerini bize hatırlatan acıtıcı uyarılar yaşayacağız.
    • Geleceğimiz için yapılan ilâhi planlar, keşfettiğimiz ihtiyaçlarımıza dayandırılacaktır.
    • Yeteneklerini her fark ettiğinde yaptığı şükür, insana sınırsız coşkular yaşatır.
    • İstediklerimiz başka, yaşadıklarımız başka ise, sebebi çoğu zaman bilinçsiz istememizdir.
    • Kast ettiklerimiz, dilimizden söylediklerimize kalbimizden eşlik ederler.
    • İnsanın anlamını öğrenip düşünmediği duası, cansız toprağın duasından üstün değildir.
    • Bilinçli dualarımızdan doğan anlamlar zekâmızı geliştiriyorlar.
    • İnsan, hayatının hemen her anını kuşatan yalnızlığını, Yaratıcının dostluğuyla giderebilir.
    • Yaratıcıdan istemeyi unutmak, Yaratıcıya ihtiyacını unutarak O’ndan kopmaktır.
    • Sonsuzluğu isteyen ruhumuza dünyayı doldursak, o ruh yine aç kalacaktır.
    • Kısacık hayatımızda, dünya gezegeninden büyük bir saltanatı kazanma şansına sahibiz.
    • İlâhi adalete uygun istekler, eninde sonunda gerçekleşecek isteklerdir.
    • Vicdanımızı hiç incitmeyecek istek, en layık olanın seçilmesine dayanan istektir.
    • Adaletsiz bir kral için güç dilemek, adaletsizliğin güçlenmesine yardım etmektir.
    • İnsanların iyiliğini dilemeyenler, yeryüzünün barışında pay sahibi olamayacaklardır.
    • Dualarımızla Yaratıcının dostlarına ruhumuzu tanıtabilir; enerjilerinden destek alabiliriz.
    • Büyük dualar, ilk isteyenlerin kalplerinden çıktıklarından beri büyüyen ruhsal ışıklardır.
    • Kimin duasını tekrarlayıp duruyorsanız; onun ruhsal desteğini yanınızda biriktiriyorsunuz.
    • Birisinin iyiliğini dilemek; onun kaderindeki iyiliklere katkı sağlamaktır.
    • Kafilelerle gönderildiğimiz dünyadan, şimşek süratiyle uzaklaşıyoruz.
    • Belki bugün hayatınızdaki insanı sevindirmek için son fırsatınızdır.
    • Kudretimiz sınırlıdır; ama dualarımızla evreni sevindirecek güzellikler yaratılabilir.
    • Yaşayacağımız her zorluk veya değişim anı, bizim için bir dua ve isteme fırsatıdır.
    • Dilek ve dualarımız gece vakitlerinde aklımızda ve kalbimizde çok derin izler bırakır.
    • Yeryüzünün iklim değişimlerinde yaşanan her ruhsal tören, bizim de alkışlarımızı bekliyor.

29 Ağustos 2013 Perşembe

Yatırım yapılabilir sektörler ve düşüncelerim

Uplifers olarak, potansiyelinizi fark edip, kendi başarı hikayenizi yazabilmeniz için; başarılı insanların uyguladığı yöntemleri bir araya getirdik.

1. Doğru hedefler peşinde koşmak

Başarılı insanlar objektiftir ve gerçekçi hedefleri vardır. Ne aradıklarını ve ne için savaştıklarını bilirler. Ulaşamayacakları ya da kendilerine bir şey katmayacak hedeflerin peşinde koşmazlar. Eğer kişiliğinize ve yeteneklerinize uygun hedefler belirleyip, bu doğrultuda planlı bir şekilde ilerlerseniz, siz de başarının kapılarını aralayabilirsiniz. Gelişme kaydettikçe, çok uzak görünen hedeflerin bile yaklaştığını göreceksiniz.

Hedeflerinizi belirletken S.M.A.R.T. (specific, measurable, attainable, relevant, timely) tekniğinden yardım alabilirsiniz. Bu teknik;

Specific/Spesifik: “Forma gir.” spesifik bir hedef gibi görünse de, aslında “Bir spor salonuna kaydol ve 1 yıl boyunca haftada 3 gün spor yap.” Demek daha etkilidir. Çünkü hedefleriniz için belirli parametreler kullandığınızda, doğru adımlar atma ve hedefinize ulaşma şansınız daha yüksek olur.
Measurable/Ölçülebilir: Hedeflerinizi koyarken, kaydettiğiniz ilerlemeleri ve aşamalarını kontrol edebileceğiniz bir ölçüm tekniğiniz olmalı. Böylece, önünüzü daha iyi görür ve başarının başarıyı getirdiğini anlarsınız.
Attainable/Ulaşılabilir: Bir hedefin ulaşılabilir olması için , yapabileceğiniz ve yapmak isteyebileceğiniz bir şey olması gerekir. Eğer “Bu hedefe nasıl ulaşabilirim” sorusunun cevabını alamıyorsanız, hedefiniz yeterince gerçekçi olmayabilir.
Relevant/Uygun: Hedeflerinizin kişiliğinize ve yeteneklerinize uygun olması gerekir. Bir internet girişimcisinin “Saat 14:00’a kadar 75 ton balıklı sandviç yap” hedefi, bu teknikteki diğer tüm maddelere uygun olsa da, kendisi için uygun bir hedef olmadığı için, ulaşılmasını zora sokar.
Timely/Belirli zaman aralığı dahilinde: Hedeflerinizi belirli bir zaman aralığı içine yerleştirmelisiniz. Eğer hedefinize ulaşmak için bir son tarih belirlediyseniz, bu hedefinize odaklanmanızı sağlar ve sizi bu noktaya, belirlediğiniz süreden önce ulaşmak için kamçılar.

2. Kararlı olmak ve çabuk harekete geçmek

Maalesef bir çok insan hayalini kurdukları başarı hikayelerini yaşayamıyor. Bunun en önemli nedenlerinden biri; hiç harekete geçmiyor olmaları. Bilgi, tek başına sizi geliştirmez. Sizi asıl geliştiren, bu bilgilerin size ne kattığını ve hayatınızı ne şekilde değiştirebileceğini görmektir. Bir şeyi bilmekle onu nasıl yapacağınızı bilmek arasında büyük fark vardır. Harekete geçmediğiniz sürece, bilgi de zeka da hedeflerinize ulaşma konusunda bir katkı sağlamaz.

Başarı, yaşam içerisinde aldığınız kararlara ve attığınız adımlara bağlıdır. Eğer kararınız, hayallerimizin ve hedeflerimizin peşinden gitmek ve harekete geçmek olursa, başarıya ulaşmamanız için hiçbir sebep yok.

3. Meşgul değil üretken olmak

Başarıyı getiren; bilinçsizce çok çalışmak değil, akıllıca çalışmaktır. Çünkü çok çalışmak ya da sürekli bir şeylerle meşgul olmak, daha iyi işler yapmak anlamına gelmez. Önemli olan dolu bir programa sahip olmak değil, programınızı daha verimli çalışabileceğiniz şekilde düzenlemektir.

Çözüm sakinleşmekten geçiyor. Nefes alıp yapmanız gerekenleri gözden geçirin. Acil ve önemli şeyleri ilk sıralara koyun. Harekete geçin ve aynı anda birden fazla işle uğraşmayın. İki saatte bir mola verin. Önemli olan ne kadar çok çalıştığınız değil, ortaya ne koyduğunuzdur.

4. Mantıklı ve bilinçli karar almak

Uzun vadeli ve sürdürülebilir hedefler belirlerken, duygularımızla hareket etmek, sizi yanlış yola sürükleyebilir. Duygulara dayanarak alınan kararlar, genellikle minimum oranda bilinçli düşünceyi barındırır ve farkındalıktan çok anlık hislerle şekillenir.

Duygularınızın mantığınızın önüne geçmesine izin vermeyin. Hayatınızı değiştirecek kararlar almadan önce, almadan önce, gerekli tüm bilgileri edinin ve sahip olduğunuz tüm olasılıkları değerlendirin.

5. Her zaman mükemmeliyetçi olmamak

Çoğumuz kendimizce mükemmeliyetçiyiz. Kendimiz için en iyisini ister, en yüksek hedefleri koyarız. Kendi standartlarımızın üstüne çıkmaya çalışırız. Bu mükemmel olma çabası, bizi dinlenmeden, durmadan sürekli koşmaya zorlar.

Mükemmeliyetçilik, çoğu zaman hedeflerinize ulaşmanızı sağlasa da, çok doğru bir bakış açısı değil. Mükemmeliyetçi kişilerin, hedeflerine ulaşamadığında ya da başarısız olduğunda, bunu kabullenmeleri zorlaşır. Tekrar harekete geçmek için gerekli gücü kendilerinde bulamazlar ve bu üzerlerinde daha çok baskı yaratır.

Sonuca ulaşanların; mükemmeliyetçi olanlar değil, işlerini bitirebilenler olduğunu aklınızdan çıkarmayın. Sakin olun, tecrübeleriniz, size yavaş yavaş mükemmelliği getirecektir. Bu süreç içerisinde, kendinizi geliştirebilmek için; karar verin, uygulayın ve sonuçlardan ders alın.

6. Güvenli bölgelerinin dışında çalışmak

Akıllı insanların harekete geçmelerini engelleyen şey çoğu zaman, karşılarına çıkan fırsatları; yeterli bilgi yetenek ya da tecrübeye sahip olmadıklarını düşünerek geri çevirmeleri. Bu davranış, kişisel başarıyı ve gelişimi engeller.

Gerçek şu ki, kimse, karşısına çıkan fırsatlar için önceden hazırlıklı değildir ve iyi diyebileceğimiz fırsatlar genelde bizi duygusal ve entelektüel olarak geliştiren fırsatlardır. Kendimizi geliştirmek ve güvenli bölgemizden (comfort zone) dışarı adım atmak için zorlarlar.

Gelişim ve başarı için karşınıza hayatınız boyunca fırsatlar çıkacak. Eğer pozitif değişiklikler istiyorsanız, bu fırsatları, hazırlıksız hissetseniz de, değerlendirmelisiniz.

7. İşleri basit tutmak

Leonardo da Vinci’nin, sofistike olmanın yolunun sadelikten gçtiği fikrine katılmamak mümkün değil. Sonsuz fırsatların olduğu ve her şeyin saniyeler içinde değiştiği günümüzde, hayatınız için almanız gereken sayısız karar var. Bu kadar çok tercihinizin olması, çoğu zaman karmaşaya ve kafa karışıklığına yol açıyor.

Çeşitliliğin artması, karar vermeyi zorlaştırıyor ve seçenekler denizinde boğulan bilinçaltınız pes ediyor.

Çözüm, sadeleşmekten geçiyor. Hayatınızla ilgili önemli bir karar alacaksanız, vaktinizi her seçeneğin en basit ayrıntısına kadar listelemekle harcamayın. İşe yarayacağını düşündüğünüz bir şeyi seçin ve uygulamaya geçin. Eğer işe yaramazsa, bunu bir tecrübe olarak görün ve başka bir tarafa yönelin.

8. Küçük ve devamlı gelişmelere odaklanmak

Henry Ford’un “Hiçbir şey zor değildir, yeter ki küçük parçalara bölebilelim.” felsefesi, hedeflerinize ulaşabilmek için uygulamanız gereken yöntemin ta kendisi. Küçük ama emin adımlarla ilerlemek,sizi ulaşmak istediğiniz hedefe en hızlı şekilde yaklaştırır.

Hedefiniz yolunda küçük adımlar atarak başlamak her zaman daha kolaydır. Bir yerden başlamak size ivme kazandırarak, üst üste eklenerek çoğalan bir gelişim göstermenizi sağlar.

Bir yerden başlayın, programlı ve karşınıza çıkabilecek problemlere karşı hazırlıklı olun. İlerleyip güçlendikçe, daha büyük engelleri aşabilir hale geleceksiniz.

9. Gelişimi takip etmek

Başarılı insanlar, belirli zaman aralıklarıyla gelişimlerini ölçümler. Bulundukları yeri, ulaşmak istedikleriyle karşılaştırıp, ne yöne ağırlık vermeleri ya da nerede hızlanmaları gerektiğini belirlerler. Eğer ölçemiyorsanız, kontrol de edemezsiniz. Eğer yanlış şeyleri kovalarsanız, karşınıza çıkan olası fırsatları da kaçırırsınız.

Doğru yaklaşım, bir numaralı hedefinizin peşinden gitmek ve sizi bu yolda ilerletecek şeylere odaklanmak, haftalık ya da aylık gelişimlerinizi bir tablo halinde sıralamak ve attığınız adımların sizi ne kadar ilerlettiğini görebilmektir.

10. Hatalarından ders almak

Bardağa dolu tarafından bakmak, başarılı insanların bir diğer ortak özelliği. Çünkü büyümeyi sağlayan, pozitif olmaktır. Hayat sizi tekrar tekrar test edecektir. Başarılı olmak istiyorsanız, hayata karşı pozitif bir bakış açısı geliştirmelisiniz.

Yaptığınız her yanlışın sizi aslında geliştirdiğini aklınızdan çıkarmayın. Hatalar sizi önemli dersler öğretir ve hatalarınızdan ders aldığınızda, hedefinize bir adım daha yaklaşırsınız. Aslında yapabileceğiniz tek yanlış, yanlış yapma korkusuyla harekete geçmemek. Kendinizden şüphe etmeyin ve olumsuz düşüncelerin size engel olmasına izin vermeyin.

11. Doğru insanlarla vakit geçirmek

Başarılı insanlar, benzer görüşlü, hedeflerine odaklanmış ve destekleyici insanlarla işbirliği yaparlar. Sosyalleşmeyi tercih ettikleri insanlar, enerjileriyle bulundukları ortama bir şeyler katanlardır. İlerleyebilmek için, kendilerine ilham veren kişilerle zaman geçirirler.

Sizin kim olduğunuzu, beraber vakit geçirdiğiniz insanlar gösterir. Yanlış insanlarla zaman geçirerek vakit kaybetmeyin.

12.Dengeli bir hayat sürmek

Hayattan beklentilerimiz birbirine benzer; aşk, para, mutlu bir aile… Ancak hayatımızı bu hedeflere ulaşabilecek şekilde yaşamıyoruz. İstediklerimizin tümüne ulaşmak yerine, bir iki tanesini elde ettikten sonra diğerlerini gözden çıkarabiliyoruz. Asıl amacınız mutlu bir aile sahibi olmaksa, milyon dolarlarınız size bunu getirmez. Aynı şekilde, mutlu olmadığınız sürece, başarılı da sayılmazsınız.

Eğer tüm enerjinizi hayatınızın sadece tek bir alanına yoğunlaştırırsanız, dengenizi kaybedersiniz. Motivasyon ve odaklanmak kadar, dengeli bir hayat sürmek de, başarı ve mutluluk için gerekli. Herhangi bir amacınızı bir diğerine tercih ettiğiniz bir hayat, uzun vadede stres ve sıkıntıları beraberinde getirir.

Yatırım yapılabilecek sektörleri araştırmak ve finans sektörüne gerii dön arastır.isminin başında hangi ünvan olduğu,kac dil bildiğin,nerede ve ne okuduğun.misyonun, vizyonun çok önemli olduğu bir dünyadayım.
Nasıl biri olmak istiyorum
1-çalışan,çalışkan bir ADAM olmalıyım
2- bilgili çok okuyan arastıran yorum yapan düşünen bir adam olmalıyım
3-kültürlü sinema,tiyatro ve bazı yabancı diziler izleyen.görgü kurallarını bilen ve uyan.nazik, kibar,güzel ve etkili konuşan bir adam olmalıyım
4- mesleğimi yani istatistiği çok iyi bilmeliyim bunun yanında satış-pazarlama-muhasebe-eticaret-bilgisayar programları bilinmeli ve bilinenler tekrar edilip geliştirilmeli
5-seminer,konferans,fuar,kokteyl gibi önemli etkinliklere katılmalıyım
6- sosyalleşme sosyal ve siyasi etkinliklere üye olup çalışmalar yapmak
7- manevi hayatımı tertip ve düzene sokmak.kuranı okumak anlamak ve uygulamak
8- dil öğrenimine önem veren bir insan.ingilizce-arapça-ispanyolca ve öğrenebileceğim bir çok dil

Kısaca din-fen-sosyal hayatları dengede tutan bir adam olmak.unutma mutlu olmanın temeli elinde taşıdığın kaşıktaki suyu dökmeden(imanını bozmada) güzelliklerle dolu bahçeyi( dünyadaki güzel hayatı) gezmektir.bu dengeyi kurabilmeli adam.halifetullah olduğunu unutmadan yaşa

daha zeki olmanın yolları

dostlarınızla kelime oyunu oynayın: araştırmalara göre bulmaca çözme alzheimer ve bunama riskini azaltıyor,zerdeçal yiyin, bir sporla mesgul olun kalp ritminizi arttırın,farklı kaynaklardan haber alın,bol bol kestirin,TED sitesi indirin,yeni bir dil öğrenin,sütsüz çikolata yiyin,yoğurt yiyin,bir shakespeare oyunu izleyin,düşünce sisteminizi geliştirin,bol su iç,Itunes u sitesini ziyaret edin,sanat müzelerini ziyaret edin ve bir müzik aleti çalın,elle yazın.

kendinize Güvenin: Girişimciler iş fikirlerini, fırsatları nasıl buluyor ve eliyorlar? Bir iş alanında deneyime ihtiyaç var mı? Hangi iş fikirleri başarılı olabilir?
Cevapları, “Adım adım girişimcilik” isimli kitabında Amerikalı iş uzmanı Rachelle Thackray şöyle veriyor:

Bildiğiniz İşi Yapın: Başarılı işler kuranlar, sektördeki deneyimin başlangıç risklerini en aza indirebileceğini söylüyor. Bazen var olan bir ilgi alanı, iş için önemli bir basamak olabilir. Tabii piyasanın ekonomik durumu da çok önemli…

Zevkinize Güvenin: ’’En başarılı girişimciler, bu işi kendileri için yapandır’’ diyor bir girişimci. Az bilgi tehlikelidir ve bazen aklınıza iyi bir fikir geldiğinde ne olursa olsun ilerlemeniz gerekir.

Fikrinizi Geliştirin: Kulağa iyi gelen bir iş konseptini, gerçekten işe yarayan ve para kazandıran bir işten nasıl ayırt edersiniz? En tutarlısı, büyük ve uygun bir piyasa. Çok kötü konseptleri, başarıya ulaştıranlar gibi, batıranlar da mevcut. Bir fikri, konsepti veya inancı disiplinle birleştirme ve gerçek bir iş planına dönüştürme yeteneği şart.

Ortaklık Mı?, Yalnız Çalışmak Mı?: Bazı girişimciler, yalnız yola çıkılsa da desteğe ihtiyacı olduğunu söylüyor. Ancak, ortağa değil! Kendinize inanmalısınız.

Piyasayı Araştırın: Bir iş kuracakların piyasa ve ürünlerinin yeri konusunda bir anlayış geliştirmesi gerekir. En iyi yollardan biri rekabeti değerlendirmektir. Araştırma yapmak, bir ürünün potansiyel pazarını, müşterilerin özelliklerini ve satış hesaplarını belirlemeye yarar.

Yeni Yetenekler Geliştirin: Gerekirse bir kursa ya da eğitim programına katılıp, kendinizi geliştirin.

İş Planı Yapın: Ne üreteceksiniz, hedef kârınız ne, kimlerle çalışacaksınız gibi soruların cevaplarını içeren bir plan yapın.

Kendin Yap: Yeni iş kuranlar genellikle yatırımlarını kendileri yapmak zorunda kalır. Bazıları sadece birikmiş paralarına ve ilk ay ve yıllardaki kazançlarına güvenirler.

Doğru Mekân Seçin: İlk günlerden şirketinizin parasını çok harcamamak çok önemlidir. Olabilecek en ucuz yerden başlayın. Biçim ve içerik arasındaki farkı unutmayın. Pahalı ofisler iyidir ama çoğu zaman değersizdir. Süslü eşyalarla başlayan işler nadiren başarılı olur. Evde çalışmayı ya da ofis açmayı düşünün.

İsim Bulun: 2000 yıllarının en iyi 10 markasının isimleri farklı, akılda kalıcı fakat uzmanlara göre üzerlerinde fazla düşünülmemiş. Kısa, güçlü, tanıdık ve insanların söylemekte zorlanmayacağı isimler seçin. Acele etmeyin.

Marka Mesajınız Olsun: Reklam harcamaları için yeterli paraya sahip olmasanız da, kaliteli ürün hakkında insanların konuşması en iyi reklamdır. Pazarlama stratejisi için insanlarla çalışın. Basit mesajlar verin.

Çalışan Alın: Başka kişileri işe almak, hem size nefes aldıracak zamanı yaratır hem de uzun vadede şirketin başarılı olma şansını artırabilir. Sizin değerlerinizi paylaşan ve iş bitirmeyi seven insanlar alın.

Girişimcide Ne Gibi Özellikler Olmalıdır?
>> Kendine güvenen ve kendisine güvenilen

>> Geri adım atabilen ve yeniden başlayabilen

>> Fırsatlardan yararlanabilen

>> Sonuçları değerlendirebilen

>> Mesleki riskleri üstlenebilen

>> Yaratıcı, cesaretli

>> Bireysel ve aynı zamanda toplumsal

>> İyimser ve fikir sahibi

>> Sürükleyici ve güdüleyici

>> Yeniliklere açık

>> İşini seven biri olmalıdır.
Markanın kimliği, her insanın sahip olduğu belli karakteristik özelliklerin markalara yüklenmesidir.

Örneğin, sizin logonuzdan neşeli, enerjik, sıkıcı veya karizmatik bir marka olduğunuz anlaşılabiliyor mu?

Washington State Üniversitesinde marka, logo ve pazarlama araçlarında kullanılan yazı karakterleri ve fontları ile ilgili araştırma yapmışlar. Tüketicilere 210 adet yazı karakterini nasıl algıladıklarını sormuşlar. Amaç ,”font seçimi ile şirketlerin logo ve reklamlarındaki etkinliği,hatırlanabilmesi ve halk tarafından algılanması arasındaki ilişkiyi ortaya koymak amaçlanmış.Bakalım sonuçlar ne olmuş ?

Rahat okunanlar: En bilinen National Geographics dergisi. Times New Roman Condensed kullanıyor.

Hoş ve Çekiciler: Bu kapsamda Enviro,AncientScript,Informal Roman gibi fontlar yer alıyor. Tüketiciler bu fontları,”çok fazla güven vermeyenler” olarak nitelendirmişler.

Güçlü ve Erkeksiler: NewyorkDeco,Fisherman,Bandstand fontları bu değerlendirme kapsamına giriyor.Bunlarda “güç” ve “dayanışma” duygusunun öne çıktığı vurgulanmış.Sadakat yaratmak isteyen şirketler tarafından tercih ediliyor.Erkeklere yönelik,güç imajı vermeyi hedefleyen markalar kullanıyor.

Dürüst ve Dost Fonlar: Chiller,Stonehenge,Paintbrush gibi fontlar bu kategoriye giriyor. Tüketicilere göre, bu fondlar edkin ve yaradıcı olarak görülüyor.

Heyecan Verici Formal Olmayanlar: AluminumShred, Integrity,Ransom ve Amozon fontları bu sınıfa giriyor.Bunlar daha çok resmi olmayan,gençleri hedefleyen işlerde kullanılıyor.Örneğin rock tutkunlarına yönelik markalarda.
Forbes dergisi, İnovasyon’a adım atmak konusunda geç kalmaması gereken yöneticilere, önemli ipuçları sundu. Eğer değişim için geç kalmak istemiyorsanız, bu başlıklara göz atın:

Kişiselleşin: İnovasyon, bedelini ödemek isteyen bir kişiye bir ürünü, hizmeti ve tecrübeyi sunmak için gereken bir kavram. Başarılı şirketler, düşünce şekillerinin merkezlerine tüketicileri yerleştiren şirketler olarak beliriyor. Ardından, değer zincirini bu düşünce yapısının başından sonuna kadar uzatıyorlar. Uygulamalardan Büyük Veri’ye kadar, şirketlerin en hızlı değerlendirmesi gereken verilerin kaynağı olan müşteriler, artık mobil hızında ilerliyor.

Şirketler, İnovasyon ile düşünce şekillerinde evrim geçirerek, Ar-Ge, ürün geliştirme, satış ve pazarlama kanallarında hızlarını artırıyor ve veri akışına karşı denge sağlıyorlar. Günümüzde tersine dönen iş süreçleri, artık yüzde 10 içerik, yüzde 90 ilişki üzerinden yürüyor. Kısaca, ürün mühendisliğinden ilişki mühendisliğine geçildiği söylenebilir.

Yeteneklerinizi iki gruba ayırın: Çalışma sisteminiz içinde yetkinliklerinizin etkinliğini korumak için, örgüt yapısı içinde yetenekleri iki gruba ayırmayı deneyin. İlk grup, işlemleri ve finansı yürütecek yeteneklerden oluşurken, ikincisi tüketicilere sunmayı planladığınız yeni ürün ve hizmetler üzerine odaklanmalı. İnovasyon kültürünün, her iki grupta da etkisini göstermesi gerektiğini unutmayın.

Tecrübe eksikliğinin faydalarına dikkat edin: İster inanın, ister inanmayın, deneyimsiz çalışan ve yöneticiler, ‘tersine akıl hocalığı’ yaparak yeni fikirler ortaya koyabilir. Genç insanlar, tecrübe eksikliği bulunsa da, bir sektördeki bariyerleri değil, fırsatları daha iyi görebilir. Zamanı geçmiş kurallar, süreçler ve politikalar onları fazla etkilemeyecektir.

Kendinizi farklı düşünmeye zorlayın: İnovasyon, yıllık stratejik planlama toplantılarının çok ötesine geçen bir alanı temsil ediyor. Çalışmalarınızın nasıl sonuç vereceğini görmek ve zamanında değişimle yapabilmek için ileri görüşlü olmak zorundasınız.

25 Ağustos 2013 Pazar

Sağ beyin geliştirme egzersizleri

Uzmanlar, insanları beyinlerinin ancak %1 kadarını kullandıklarını söylemektedirler. Bu durumda beynimizi %99 kullanılmayan kapasitesi ile uyuyan bir deve benzetebiliriz. İnsanların zihinsel yeteneği ile ilgili sorular, beyin kapasitesi eksikliğinden değil, onu nasıl kullanacağını bilmediğinden kaynaklanmaktadır. Hafıza eğitiminin amacıda bu atıl potansiyeli harekete geçirmek ve geliştirmek için yardımcı olmaktadır.
Beyin; farklı fonksiyonlardaki 2 loba ayrılmıştır. Sağ beyin vücudun sol tarafını, Sol beyin ise sağ tarafını kontrol eder. Sol beyinin anahtarı; kelimeler ve sayılardır. Her şeyi bir arada algılayamaz, ayrıntılarla ilgilenir. Sağ beyin ise farklı şeyleri bir anda algılar ve aynı anda birçok şeyi düşünür. Anahtarı da görüntülerdir. Beyinin her iki lobunu kullanarak kalıcı hafıza oluşturabiliriz.
Hayatta başarmanın en önemli anahtarı beyni olumlu düşünmeye zorlamaktır. Olumsuz düşünceler beyni kendimize karşı olumsuz çalışmaya programlayacaktır. Olumlu düşünmede temel nokta; beyni olumlunun üzerine programlamak yani başarısızlığı değil, sadece başarmayı düşünmektir.
Bilgileri hafızada tutmak için iki temel ilke vardır; Hayal gücü ve çağrışım. Bu iki yolla bilgileri hafızaya alırken dikkat edilmesi gereken noktalardan bazıları şunlardır,
1-Çok ve çarpıcı hayal kur.
2-Abartarak renklendirerek ve hareketlendirerek hayal kur.
3-Daima olumlu düşün.
Hafızaya alırken kullanılan sistemlerden bazıları şunlardır.
Bağlama metodu; Bilgilerin belirli bir sıra ve düzende hafızaya alınması. 
Rakam şekil sistemi ; Rakamlar şekil itibariye bazı şeylerle özdeşleştirilirler. Örneğin iki sayısı (2) kuğuyu çağrıştırdığı için 2 sayısı Kuğu’yu temsil eder.
Fonotik Alfabe Sistemi ; bu sistemde sesli harf kullanılmıyor , kullanılan harfler kullanılmıyor ve üç tane joker harfi var (R-H-G) temel oluştururken bu üç harf kullanılmıyor. Örneğin ; Bir kelimesinde sesli harf –i- ‘yi ve joker harfi –R-‘yi çıkardığımızda geriye B kalıyor. B’de ağızdan çıkış ile P harfine benzediği için BİR’i temsil eden kelimemiz B veya P ile başlayacaktır. Bağ-Puro- Boru gibi .

İsimlerin ve Yüzlerin Hafızaya Alınması üç aşamada gerçekleşir ; 
1-Zihinsel Çalışma : Burada hedef belirleme , zihin organize etme , hayal kurma ve konsantre olma önemlidir.
2-İşitse Çalışma : Dinleme , tekrarlama , manasını sorma , konuşurken kullanma, içinden tekrarlama ve vedalaşırken kullanma ile hafızaya alım kolaylaşır. 
3-Görsel Çalışma: İşitsel çalışmadan daha kuvvetlidir. Görsel hafıza ile karşımızdakinin ismini daha iyi öğrenebiliriz. İsmi somutlaştırarak, yüzün özelliklerini inceleyerek ismi çağrıştırmak ve özelliği gülünç hale getirerek hafızaya alabiliriz. Örneğin: Habib ismini daima hatırlamak için “Habib, biip, biiip!” gibi gülünç hale getirebiliriz.
İsminin hatırlanmasının, insanlar üzerindeki etkisi çok fazladır. Çünkü ; her insanın ismi kendisi için çok önemlidir. Hal böyle olunca, ismi hatırlana kişi kendisini önemli hissetmekte, karşısındakinin kendisine farklı bir değer verdiğini düşünmekte ve oda buna, hem de severek karşılık vermek istemektedir. Günümüzde en başarılı şirketler, müşterilerinin isimlerini personeline ezberleten şirketlerdir. 

Akrostişler
İngilizce’de ve bütün yabancı dillerde problem unutmayı hafıza teknikleri ile en aza indirebiliriz. Örneğin; Bundle ( Bandıl ) : Bohça paket anlamında . Bandıl “Bandır” gibi alıp , kocaman bir bohçanın baldan olduğunu ve ekmeğimizi bohçaya bandırıp yediğimizi hayal edebiliriz.
Akrostişleler: Bir bilginin tutulabilmesi için , ilgili kelimenin baş harflerinden oluşan kelime yada anlamsız harfler grubuna akrostişler denir. Örneğin: Dünyadaki tüm başarılı insanların kullandığı 4 basamaklı başarı formülü : KESE 
Karar ver 
Eylem Geç 
Sonuçları Değerlendir
Esnek Ol gibi
Dünyanın en uzun nehirleri MANİSA’nın içinde 
Sırasıyla Mississippi
A
Nil
İ
Sarıırmak
A
Yani Manisa kelimesinin sessiz harfleri, sırasıyla Dünyanın en uzun nehirlerinin baş harflerinden oluşuyor. 
Hafıza teknikleri ile çarpım tablosunu öğrenebiliriz. 
5x5 = 25 Aferin bizim keleş 
7x7 = 49 yedi yedi, kırk dokuz kilo oldu

Liderlik İçin Akide
İyi bir liderin içyapısını anlamak için beş önemli özellik vardır. Bu beş özelliği akrostişle AKİDE Olarak adlandırabiliriz. 
Arzu 
Karakter 
İç disiplin 
Davranış 
Eğitim Gönüllüsü 
Arzu: Yaptığımız iş için büyük bir arzu duymuyorsak, asla iyi sonuçlara ulaşamayız. 
Karakter: Bir lideri lider yapan önemli özellik.
İç Disiplin: Bir kişinin yapması gereken şeyi yapması gereken zamanda yapması anlamına gelir. 
Davranış: Olumlu düşünmeyi temel alan insanlar, kendileri ve toplumla barışıktırlar. Bu özellik liderliğin temelini oluşturur. 
Eğitim Gönüllüsü: Liderlik eğitim gönüllüsü olmadan olmaz.


Sonuç olarak çok iyi, çok kötü hafıza yoktur. Eğitilmiş yada eğitilmemiş hafıza vardır. Hafıza teknikleri ile gerek okul, gerekse günlük hayatta kolaylık sağlayabiliriz. Bunları şöyle sıralarsak ; 
-Zaman kazanırız.
-Olumlu Düşünürüz.
-Medeni cesaret ile konuşmalar yapabiliriz.
-İnsanlara isimleri ile hitap edebiliriz.
-Engelleri daha rahat aşarız. 
Eğer insanlar hafızasının iyi kullanılmasındaki temel noktaları iyi kavrar ve kullanırsa olayları, kişiler, eşyalar arsında daha iyi bağlantılar kurabileceklerinden dolayı daha güçlü bir hafızaya sahip olurlar. 
Beynimizdeki zincirleri kırıp, beynimizi tutsaklıktan kurtarıp ,orada uyuyan dahiyi uyandırmak için yapmamız gereken en önemli şeylerden biri ciddi bir hafıza eğitimi ile fotografik bir belleğe sahip olmaktır. Goethe’nin dediği gibi; yeterli zamanımız hep vardır, yeterki doğru kullanalım.
1- Ardışık rakamlarla işlem yaptırın 
Okul öncesinden başlayıp ilkokulu bitirinceye kadar çocuklara oyunlaştırılmış ortamlarda dikkat ve bellek çalışmaları yaptırılmalı. Dikkat ve bellek çalışmaları sanılanın aksine sadece bu konuda sorun yaşayan çocuklar için değil, bu yaştaki tüm çocuklar için gerekli. Ardışık olarak verilen sayı ve sözcük kümelerini tekrar etmek. (Örneğin, 3-0-9-8, araba-toprak-masa-deniz gibi. Giderek sayı ve sözcük sayısı artırılarak uygulama devam ettirilebilir.) İki resim arasındaki farkları bulmak. Anlamsız cümleleri söyleyip tekrarlamasını istemek gibi uygulamalar yapılabilir. (Örneğin, “Gökyüzünde yürüyen evin yaprakları mutluydu.”)
2- Parmaklarıyla değil akıldan hesap yaptırın 
Akıldan hesaplama egzersizleri de beyin açısından oldukça etkili. Çocuğun yaşına uygun yönergeler verin ve hesaplamayı parmaklarıyla değil, akıldan yapmasını isteyin. Uygulamayı, zorluk düzeyini artırarak ve zenginleştirerek tekrarlayın. “İki elman var, iki elma da ben verirsem, kaç elman olur?” “Üç elman var, ikisini ben alıp yesem, kaç elman kalır?” “Dört elman var, birini ben yedim, birini de arkadaşın yedi, toplam kaç elman kalır?” “Beş elman var, iki elma daha verdim, bir elmanı da arkadaşına verdin, kaç elman olur?” “28+12+7=?” “33-6+5=?”
3- Ses ve görüntüsünü kaydedip izletin 
Çocuğun günlük bir faaliyetini, oyununu, hareketini görüntülü olarak kaydedip daha sonra izlettirin. Bu çocuğun kendini dışarıdan görmesi ve izlemesini sağlar. İzleme sürecinde, olumsuz herhangi bir yorumun yapılmaması son derece önemlidir. Sadece, çocuğun kendisi ile ilgili söylediği şeyler olursa dinleyin ve söylediklerinin özünü ona tekrar edin. Ya da belirli bir konuyu öğrenme aşamasındayken, konuyu sesli olarak okuyarak veya anlatarak ses kayıt cihazına kaydedin ve dinlemesini sağlayın. Böylece, okurken/anlatırken ve kendi sesinden dinlerken tekrar tekrar öğrenme gerçekleşir. Ayrıca, uygulama çocuklara ilgi çekici geldiğinden ders çalışma motivasyonlarını da artırıyor. Kendi sesimizi dinlemenin yaratacağı sempati de öğrenme sürecimizi kolaylaştırıcı bir başka etkendir. Uygulamanın bir başka şekli de, tanıdığı, sevdiği kişinin konuyu okurken ya da anlatırken kaydedilmesi ve onun izlenmesi yolu ile olabilir.
4- Sözcükleri tersine çevirerek okutun 
Tersine çevirme işlemi zorlayıcı olduğu için beyni geliştirir. Sözcükleri, verilen sayıları, işlemleri, olayları, hareketleri vb. tersine çevirin. Mesala “araba” sözcüğünü ya da “8-2-5 sayılarını” tersten okumasını isteyin. Çocuğunuzla “20’den geriye doğru 2’şer say” “56’dan geriye 7’şer say” “Labirenti sondan başa doğru çizerek tamamla” gibi alıştırmalar yapabilirsiniz.
5- Anlattıklarının resmini çizdirin
Beyin girdi-işlem-çıktı süreci ile çalışıyor. Dışarıdan gelen bilgiler üzerinde bir dizi işlem yapan beyin, onları konuşma, yazma, okuma, hareket etme vb. çıktılara dönüştürüyor. Baktığı resmi anlatma, anlatılan öykünün resmini yapma, resimde gördüklerini canlandırma, dinlediği şarkının resmini yapma gibi pratikler beynin kapasitesini artırıyor.
6- İsteklerinizi tekrarlatın
Çocuklar, çoğu zaman kendisinden yapılması istenen şeyi ya hatırlayamaz ya da nasıl yapacaklarını şaşırırlar. Bu nedenle dinleme, işitsel dikkat, sıralama gibi becerilerinin gelişimini sağlamak için onlara bir ile dört aşamalı isteklerde bulunun ve bu isteklerinizi tekrar etmesini isteyin. Örneğin: “İstersen önce kitabını çıkarıp resim yapabilir, sonra oyuncaklarınla oynayabilirsin” gibi bir yönerge verdikten sonra “Hadi tekrar et bakalım senden ne yapmanı istedim” deyin.
7- 5N1K kuralını uygulayın
Kitap okuma çocukların gelişimleri açısından çok önemli. Ancak, kitabı sadece okumak yeterli değil. Okuma, beyne girdi sağlıyor ama çıktı sağlamıyor. Oysa beyin çıktılarla daha fazla geliştiği için okunan metnin anlatılması çok daha etkili. Okumalarda kısa metinden başlayıp aşamalı olarak uzun metinlere doğru gidilmelidir. Çocuğunuzdan öncelikli olarak serbest anlatma (çocuğun kendi istediği gibi anlatması) değil, yapılandırılmış anlatma (5N1K) yapmasını isteyin. Böylece, çocuğun zihninde belirli bir okuma sistematiği kodlanmış oluyor. Bu okuma ve anlatma sistematiği yerleştiğinde, çocuğunuz görsel (metni okuyabiliyorsa) ve işitsel dikkati (metin kendisine okunmuşsa), okuduğunu anlama becerileri gelişiyor ve kısa süreli hafızası daha da güçleniyor.
8- Öğrendiklerini bir arkadaşına anlatsın
Öğrenmenin en iyi yolu öğretmedir. Beynimiz, dışarıdan gelen birçok bilgiye lokal bölgelerle tepki verirken öğretme eyleminde neredeyse topluca tepki veriyor. Bu nedenle, çocuğunuzla bir arkadaşını “öğrenme/öğretme partneri” olarak tanımlayın. Derslerden sonra çocuğunuz, partneri olan arkadaşıyla öğrendiklerini paylaşsın ve ona aklında kalanları anlatsın. Öğrendiklerini arkadaşına anlatırken beyni daha yoğun şekilde harekete geçecek ve öğrenme kapasitesi belirgin şekilde artacaktır.
9- Baktığı resmi canlandırsın 
Beynimize gelen uyarıcıların büyük çoğunluğu görsel alana (occipital lob) ulaştığı için öğrenmede görsel unsurlar son derece önemli. Etkili öğrenme için etkili görsel canlandırmalar yapılması gerekiyor. Çocuğunuza gözleri kapalıyken bir öykü, konu okuyun ya da anlatın. Bu anlatım süresince gözlerini hiçbir şekilde açmamasını isteyin. Konu bittiğinde, öykü ya da konu ile ilgili sorular sorun. Gözlerini açmadan bunlara yanıt vermesini isteyin. Bir başka uygulamada da çocuğunuza belirli bir resim, şekil, tablo, grafik, formül, obje göstererek belli bir süre bakmasını isteyin. Baktığı şeyin zihinsel olarak “fotoğrafını çekmesini” söyleyin. Daha sonra gözlerini kapatarak az önce baktığı şeyi zihninde görüntülü olarak canlandırmasını isteyin.
10- Hoş kokan odada ders çalışsın 
Koku, beyinde duyguların merkezi olarak tanımlanan limbik sistemi doğrudan etkilediği için kendi başına olumlu ya da olumsuz bir duyguyu harekete geçirebilir ve buna bağlı olarak tepkilerimizi de etkileyebilir. Güzel ve hoş kokular olumlu duyguları, rahatsız edici kokular ise olumsuz duyguları tetikler. Koku çocukların ders yaptığı ortamlarda olumlu bir uyarıcı olarak kullanılabilir. Çocuğun kokulara karşı sağlığını etkileyecek bir hassasiyeti yoksa, ders çalıştığı odaya çalışmadan önce hoşuna giden bir koku sıkılarak olumlu duyguları harekete geçirilebilir.
Okul öncesi çocukların sağ beyni çalışır
Okul öncesi ve ilkokul dönemi çocuklarının temel farklılıklarından biri de düşünme şekli. Okul öncesi çocuklarda sağ beyin baskın olduğu için, kurallara bağlı kalmaksızın düşünürler. Akıllarına geleni söylerler. İlkokula gelindiğinde ise düşünce yapısında da gelişmeler olur ve çocuk daha mantıklı, kurallı düşünme becerisi geliştirir. Bu çocuklar genelde daha akıllıca konuşan, dili daha iyi kullanabilen, gerçeği algılamada daha başarılı olan bir performans sergiler. Bu beceri de daha çok sol beynin bir fonksiyonudur. Eğitimsel açıdan her iki beyni koordineli şekilde kullanmak en iyi olanıdır. Ebeveynlerin ve öğretmenlerin, çocuklara, her fırsatta sağ ve sol beyin yarıkürelerini birlikte çalıştıracak etkinlikleri yaptırmaları gerekiyor. Örneğin, piyano, bateri çalmak, sağ el ile sol kulağı gösterme, sol el ile sağ ayağa dokunma gibi oyunlar, belirli bir hareketi taklit etme, yapılan bir hareketi anlatma vb. çalışmalar bu anlamda yararlı olacaktır.
Hangi yaşta hangi beceriler gelişiyor
- 0-1 yaş anadil
- 0-2 yaş görme, işitme, tat alma vb. duyular
- 1-4 yaş matematik ve mantıksal yetenekler
- 5 yaşına kadar genel zeka
- 3-10 yaş müzik yeteneği
- 0-10 yaş yabancı dil
Alın bölgesi gelişmediği için ergenler agresif oluyor
Beyin arkadan öne doğru geliştiği için en son alın korteksi (prefrontal korteks) gelişiyor ve alın korteksinin olgunlaşması 20’li yaşlara kadar devam ediyor. Ergenlik döneminde duyguları ve hareketleri baskılayan ve kontrol eden alın bölgesi tam gelişmediğinden, ergenler ilişkilerinde çatışmacı ve eleştirici bir dil kullanıyor. Kaygı düzeyleri de yüksek olduğu için agresif davranışlar sergiliyorlar. Yaş ilerledikçe bu davranışlar yerini sakin ve kontrollü hareketlere bırakıyor. Halk arasında davranışlardaki olgunlaşma olarak ifade edilen bu süreç aslında beyindeki olgunlaşmanın bir sonucu. Çocukların da doğumdan itibaren sürekli hareketli olması, içinden geçeni hemen yapmak istemesi, duygularının götürdüğü yere gitmesi ve şimdiki zamanı yaşaması gibi birçok davranışı, beynin arkadan öne doğru gelişmesinden dolayı yaşanan bir durum.
Yaratıcı olmak ya da olmamak
Yaratıcı düşünme becerisini kazanmanın en etkili yolu çevrenizde yaratıcı diye nitelendirdiğiniz, düşünceleriyle sizde hayranlık uyandıran veya size “benim niye aklıma gelmedi” dedirtebilen kişileri gözlemlemek ve onların yöntemlerini keşfetmektir. Yaratıcı kişileri gözlemlediğimizde belki de daha önce hiç farkına varmadığımız bir şeyi farkedeceğiz; hepsinde bulunan kişilik özelliklerini... Bu kişiler genellikle meraklı, problemleri araştıran, karşısına çıkan tehditleri fırsata dönüştüren, iyimser, yargılayıcı, hayalperest, kolay kolay pes etmeyen ve çalışkan kişiler olarak göze çarpıyorlar.


Bu kişilik özelliklerini içinde barındıran ortak davranışlar ise şu şekilde sıralanabilir:
- Başkalarından farklı düşünmek: Yaratıcılığı gelişmiş insanların en önemli davranış özelliği kendilerine duydukları güvendir.


- Yargıyı geciktirmek: Fikirleri yargılamadan değerlendirmek. İnsanlar genellikle düşünceleri değerlendirmeden yargılarlar, bir sistematiğin içine yerleştirme ve sınıflandırma eğilimi taşırlar ve çoğu zaman bunu farkında olmadan yaparlar.


- Esnek düşünmek: Kurallar, sınırlar ve prensipler olmadan düşünürler. Kesin siyahları ve beyazları yoktur. Grileri hayatın her alanında çok kullanırlar ve esneklerdir.


- Spontanlık: Hızlı düşünerek bir anda pek çok fikrin mantık süzgecinden geçmeden ortaya çıkmasını sağlarlar.


- Sentez yapmak: Birtakım kavram, düşünce ve sembolleri hayal gücünü kullanarak birbirleriyle ilişkilendirip yeni, yaratıcı ve farklı sonuçlar elde edebilmektir. Ne kadar çok sentez yapılırsa o kadar çok yaratıcı fikir ortaya çıkar.


Yaratıcı düşünme süreciyle ilgili yaklaşımlardan biri de bu süreci dört bölüme ayran Wolls'a aittir. Buna göre; hazırlık döneminde henüz bilgiler toplanmakta ve problem tanımlanmaya çalışılmaktadır. Kuluçka döneminde kişi problemi ortaya çıkarmak için bilinçli bir şekilde düşünmeye başlar. Aydınlanma döneminde bilimsel keşif, icat, ürün veya hizmet oluşmaya başlar. Ve son olarak, gerçekleşme döneminde ise ilk üç dönemde elde edilenler test edilerek geçerli ve gerçekçi olup olmadığına bakılır.


Elbette ki hata yapmadan doğruyu bulmak mümkün değildir. Hayallerle birlikte sınırsız bir merak duygusu, riskler, mantıklı-mantıksız, belki de saçma sapan ama önceden var olmayan düşüncelerin üretilmesi, ortaya yeni veya farklı bir şey koyma isteği, diğer insanların göremediklerini görmek ve odaklanmak...


En önemli icatlardan biri olan ampül de bu şekilde bulunmamış mıydı? Başarıya %1 yaratıcılık, % 99 ter ile ulaşılır diyen Edison da araştırmaları uğruna bir parmağını kaybetmiş, derme çatma da olsa laboratuvarını havaya uçurmuş, ama bitip tükenmek bilmeyen denemeler sonucu insanlığa bu hediyeyi sunmuştu. 1001. denemesinde amacına ulaşan mucit, kendisine yöneltilen başarısızlık suçlamalarına ''Başarısız olmadım; sadece icadıma varmayan 1000 ayrı yolu keşfettim'' cevabını vererek burada da yaratıcılığını konuşturmuştu.


Biz neler yapabilirizGünümüz iş dünyasında da yaratıcılıkla farklılığımızı ortaya koyabiliriz. Kişisel veya kurumsal hedefler belirleme ve disiplinli bir çalışmayla bu düşüncelerin sonuca dönüştürülmesi, bu alanda yaratıcılığın temellerini oluşturuyorlar. Bunları yaparken kişilerin, önlerine çıkan engelleri, kalıplaşmış düşünceleri, diğer insanların önyargılarını göz ardı etmeleri gerekiyor. Çünkü gelişen ve küreselleşen dünyada artık bir yerlere gelebilmek için farklı olmak, farklı olmak için de yaratıcılık kaçınılmaz bir gerçek.

BEYNİNİZİ ZİNDE TUTACAK 13 TAKTİK

1- Kelime Dağarcığınızı Geliştirin : Araştırmacıların elde ettiği sonuçlara göre , kelime dağarcığınızın daha geniş olmasının zekayla doğrudan ilişkisi olduğunu gösteriyor .
2- Kendinize Hikayeler Anlatın : Tek başına kaldığınız anlar da , kafanızda karakterler çizerek ; mekanlar , ağaçlar , yollar , caddeler … Aklınızda çizdiğiniz portrelerde ayrıntıları incelediğinizde birnevi jimnastik yapmış olacaksınız .
3- Bulmaca Çözün : Gazetelerin veya dergilerin eklerini göz ucuyla kontrol etseniz bile yeterli gelecektir . Çengel veya Kare olabilir . Yeterli gelmez ise Sudokuya geçerek kolaydan zora doğru yol alabilirsiniz .
4- Kahvaltı Önemli : Annelerimizin her zaman haklı olarak söylediği söz ” Kahvaltı yapmazsanız derleri kafanız almaz ” . Kahvaltı yaparak gün içindeki küçük ayrıntıları bile hatırlayabilirsiniz .
5- İçerik Okuyun : Daha önce okumadığınız bir konu ile ilgili makaleleri okuyabilirsiniz . Paraşüt atlayışları veya kamp kurma gibi konularda olabilir .
6- Anılarınızı Canlandırın : Eski fotograflar veya anılarınızı canlandıracak objelere bakarsanız , zihninizi daha da canlı tutmanıza yarayacaktır .
7- Yabancı Dil Öğrenin : İnsanlar ne kadar dil öğrenirse , kendilerini ifade ve izah etme konusunda o kadar kolaylık yaşarlar . Yapılan araştırmalarda yeni bir dil öğrenme süreci insanları diğer alanlar da da motive ettiği söyleniyor .
8- Özel Günlerinizi Unutmayın : Kendinizin , aile ve çevrenizdeki önemsediğiniz insanların özek günlerini hatırlayın . Hatırlatıcılar kullanmaktansa , aklınızda tutmakta daha fayda var .
9- Günlük Rutinlerinizi Değiştirin : Bir gün işe A yolundan gidiyorsanız , ertesi gün B yolunu tercih etmeniz ileride olası bir Alzheimer hastalığını önleyecektir . Örneğin ; dişlerinizi Sağ el yerine , Sol Elle fırçalamak …
10- İnsanlara Anlatın : Yeni öğrendiğiniz bir bilgiyi insanlara anlatarak hem bilgiyi paylaşıp , hemde telafuzunda bulunduğunuz için aklınıza kazınmasını sağlayabilirsiniz .
11- Dinlenmeyi Unutmayın : Kendinizi çok yorgun hissetiğiniz zamanlarda önünüzde iş bile olsa dinlenmeyi tercih edin . Çünkü iş verimini %50 oranında düşürecektir .
12- Şarkı Sözleri Ezberleyin : Şu anda kaç şarkı sözü biliyorsunuz ? Eğer bu sayı az ise sonuç çok vahim . Kendinize bir defter edinip sevdiğiniz şarkıları ezberlerseniz hem beyninizi aktif tutabilir ve aynı zamanda şarkılara daha doğru eşlik edebilirsiniz .
13- Kitap Okumuyorsanız Belgesel İzleyin : Dünya Savaşlarını anlatan 4 ciltlik bir kitabı okuması zor gelebilir . Fakat , Dünya Savaşlarını anlatan bir belgesel daha kolay olabilir sizin için . Üstelk görülerek öğrenilen bilgiler , okunarak öğrenilen bilgilerden daha kalıcı oluyor . 

işte Einstein’dan 10 hayat dersi...

1. Merakınızın peşinden gidin
"Benim özel bir yeteneğim yok. Yalnızca tutkulu bir meraklıyım."

Sizin merakınızı çeken nedir? Neyi en çok merak ediyorsunuz? Benim merak ettiğim neden bazı insanların başarılı olup bazılarının olamadığıdır. Bu yüzden yıllarca başarı üzerine çalıştım. Merakınızın peşinden giderseniz başarıya ulaşırsınız

2. Azim paha biçilmezdir
"Çok zeki olduğumdan değil, sorunlarla uğraşmaktan vazgeçmediğimden başarıyorum."

Belirlediğiniz yolun sonuna ulaşacak kadar sabırlı mısınız? Posta pullarının gideceği yere varasıya kadar mektuba yapışıp kalmasından ötürü çok değerli olduğu söylenir. Posta pulu gibi olun ve başladığınız işi bitirin.

3. Bugüne odaklanın
" Güzel bir kızı öperken düzgün araba kullanan birisi, öpücüğe hak ettiği dikkati vermiyor demektir."

İki atı aynı anda süremezsiniz. Bir şeyler yapabilirsiniz ama her şeyi yapamazsınız. Şimdiye odaklanın ve bütün enerjinizi şu anda yaptığınız işe verin.

4. Hayal gücü güç verir
"Hayal gücü her şeydir. Sizi bekleyen güzelliklerin önizlemesi gibidir. Hayal gücü bilgiden daha önemlidir."

5. Hata yapın
"Hiç hata yapmamış bir insan yeni bir şey denememiş demektir."

Hata yapmaktan korkmayın. Eğer nasıl okuyacağınızı bilirseniz hatalar sizi daha iyi bir konuma getirebilir. Başarılı olmak istiyorsanız yaptığınız hataları üçe katlayın.

6. Anı yaşayın
"Ben geleceği hiç düşünmem, ne de olsa gelecektir."

Geleceği ayarlamanın tek yolu olabilidiğiniz kadar şimdide olmaktır. Şu anda dünü ya da yarını değiştiremezsiniz. Önemli olan tek an şimdidir.

7. Değer yaratın
" Başarılı olmaya değil, değerli olmaya çalışın."

Zamanınızı başarılı olmak için harcamayın, değerler yaratın. Eğer değerli olursanız başarı kendiliğinden gelecektir.

8. Farklı sonuçlar beklemeyin
"Delilik: Aynı şeyleri tekrar tekrar yapıp farklı sonuçlar beklemek."

Her gün aynı rutinde yaşayarak farklı görünmeyi bekleyemezsiniz. Hayatınızın değişmesini istiyorsanız kendinizi değiştirmelisiniz.

9. Bilgi deneyimden gelir
" Bilgi malumat değildir. Bilmenin tek yolu deneyimlemektir."

Bir konuyu tartışabilirsiniz ama bu size sadece felsefi bir anlayış kazandırır. Bir konuyu bilmek istiyorsanız onu deneyimlemelisiniz.

10. Kuralları öğrenin, daha iyi oynayın
" Oyunun kurallarını öğrenmek zorundasınız. Böylece herkesten iyi oynayabilirsiniz."
Yapmanız gereken iki şey var. Birincisi oynadığınız oyunun kurallarını öğrenmek. İkincisi ise oyunu herkesten iyi oynamayı istemek. Bu iki şeyi yaparsanız başarı sizinle olur!
Sol elle yazı , düşünce ,yada şiir yazma. Nesneleri ters düşünme.örneğin çay bardağını küçük çay kaşığını büyük düşünme ve onlarla ilgili ilginç bağlantılar
Perifer Vizyonunuzu Gelistirin: Gozlerinizi hareket ettirmeden cevredeki nesneleri gorebilmeye “perifer vizyon” denir. Bir parkta, banka ya da bir kafeye oturun. Dik durun ve dumduz karsiya bakin. Gozlerinizi hareket ettirmeden cevredeki nesnelere konsantre olmaya, onlari gormeye calisin. Uygulama sonunda gorebildiginiz her seyin listesini yapin. Ayni uygulamayi bir sure sonra tekrar deneyin ve gorebildiginiz yeni nesneler varsa bunlari da listeye ekleyin.
Cumartesi: Dişinizi her zaman kullandığını elinizle değil, diğeriyle fırçalayın. Ve gözünüzü kaparatak duş alın.
Pazar: Sabah saatlerinde bulmaca çözün. Ve kısa yürüyüşe çıkın.
Pazartesi: Akşam yemeğinde yağlı balık yiyin. İşe ya yürüyerek ya bisikletle ya da daha önce kullanmadığınız bir araçla gidin.
Salı: Sözlükten bilmediğiniz sözcükleri öğrenin. Ve bunları günlük konuşmanızda kullanmaya çalışın.
Çarşamba: Yoga, Pilates ya da meditasyon derslerine katılın. Daha önce tanımadığınız bir insanla konuşun.
Perşembe: İşe daha önce kullanmadığınız bir yoldan gidin. Televizyondaki ciddi bilgi programlarını izleyin.
Cuma: Alkol ve kafein tüketmekten kaçının. Alışverişe çıkarken listeyi ezberlemeye çalışın.
Sebep: Bilimsel arastirmalara gore konsantrasyon ve odaklanma icin cok onemli olan ve neurotransmitter acetylcholine denilen madde hafiza kaybinda azaliyor, Alzheimer'de ise neredeyse tamamen yok oluyor. Bu gorsel hafiza aktivitesi, beyindeki sozkonusu maddenin kontrollu salinimini hizlandirir.
Diger Elinizi Kullanin: Eger sag elinizi kullaniyorsaniz sol elinizi, sol elinizi kullaniyorsaniz sag elinizi kullanmak uzere aktiviteler yapin. Mesela disinizi diger elinizle fircalayin, bu konuda oldukca iyi olana kadar devam edin. Daha sonra diger elinizle yeme egzersizi yapabilirsiniz. Bu alistirma size daha once yaptiginiz bir aktiviteyi yeni ve daha cok caba isteyen bir ogrenme korteksinde basarmanizi saglayacaktir. Bu, diger beyin lobunuzun daha da aktiflesmesini saglar. Siz yeni maharetler edinince milyonlarca noron arasinda yeni baglar kurulur.
1. Hesap makinesi kullanmayın, hesaplarınızı elle yapın.

2. Şiir veya şarkı ezberleyin.


3. Telefon numaralarını ezberlemeye çalışın.


4. Kağıt oyunlarını deneyin.


5. Benzer olmayan nesneler arasında bağlantılar kurmaya çalışın.


6. Çapraz bulmaca çözün.


7. Cep telefonu konuşmala
rınızı azaltın.

8. Yağlı yemeklerden uzak durun.

9. Alkollü içeceklerle vedalaşın.


10. Spor yapın.


MOTİVASYONUNUZ İÇİN TAVSİYELER 

Motivasyon, mutlu ve başarılı olmak için hayati önem taşır. Aşağıdaki ipuçları, kendi kendinizi motive etmenize ve bunu sürdürebilmenize yardımcı olacaktır. Bunlar, pratik ve sonuca yönelik tavsiyelerdir. Uygulamadığınız sürece, genel kültürden öteye geçmeyeceklerdir.

1. Hikayenizi Yazın

Temiz bir kağıda bir iki paragraf olacak şekilde arzu ettiğiniz geleceğin hikayesini yazın. Gelecekte yapmakta olduğunuz şeyi, yaşadığınız yeri ve sahip olduklarınızı yazın. Bu sizi, hem şimdi hem de gelecekte motive edecektir.


2. Geleceği Gözünüzde Canlandırın

Gözlerinizi kapatın ve kendinizi gelecekte ne yapıyor olarak görmek istiyorsanız, onu yaparken canlandırın. Sağlıklı bir şekilde koşuyorsunuz, bahçenizdeki çiçekler ile ilgileniyorsunuz ya da çalışıyorsunuz. Örneğin, hayaliniz küçük bir işyeri açmaksa, kendinizi açılış gününde, müşterileriniz ve çalışanlarınız ile selamlaşırken hayal edin. Böylece, hayallerinizi somutlaştırabilirsiniz.

3. Geçmişi Gözünüzde Canlandırın

Geçmişi gözünüzde canlandırdığınızda, daha önce nerede olduğunuzu ve ne kadar yol kat ettiğinizi görürsünüz. Planlı hedeflerinize ne kadar ulaştığınızı ve nerelerde hata yaptığınızı anlarsınız. Bu sizin doğru yolda ilerlemenizi sağlayacaktır. Bir şoförü düşünün, yalnızca önüne baksa ve dikiz aynasından yararlanmasa nelere maruz kalabilir. Zaman zaman geçmişe bakmak, en az şoförün dikiz aynasına bakması kadar yararlıdır.

4. Büyük Düşünün

Geleceğiniz ile ilgili büyük düşünmekten korkmayın. Bu, kısa süreli başarısızlıklarınıza katlanmanızı kolaylaştıracaktır. Engeller, sizi durduramayacaktır. Çünkü, sizin gözleriniz büyük hedefe kilitlenmiş olacaktır. Uzun bir zamandan sonra sevdiğinize kavuşacağınızı düşünün, onu tren garından almaya giderken, bardaktan boşanırcasına yağan, sizi sırılsıklam eden yağmur, rahatsız eder mi?

5. Kendinizi Eğitin

Hedef ya da hayaliniz ile ilgili her şeyi öğrenin, okuyun, konuşun, dinleyin ve deneyin. Eğer bir yazar olmak istiyorsanız, ders alın, kitaplar okuyun, yazın, diğer yazarlar ile konuşun, atölye çalışmalarına katılın.

6. Düzenli Olun

Temiz, düzenli ve iyi organize edilmiş bir ev, ofis ve hayat, motive edilmiş akıl için olmazsa olmaz niteliği taşımaktadır. Fiziksel dağınıklık, zihinsel dağınıklığa neden olur. Düzenli bir hayatınız olsun, böylece kendinizi her gün daha da zinde hissedeceksiniz. Örneğin, gece yatma, sabah kalkma saatiniz düzenli olsun. Mutlaka kahvaltı edin ve sabah en az yarım saat yürüyüş yapın.

7. Evinizde ve Ofisinizde Motivatörlere Yer Verin

Evinizde, ofisinizde, arabanızda, cüzdanınızda size hedef ve hayallerinizi hatırlatacak sembollere, işaretlere, notlara ya da objelere yer verin. Bu hatırlatıcılar, sizin motivasyonunuzun devamının garantisi olacaklar. Son model bir araba sahibi olmayı mı istiyorsunuz? O halde hayalinizdeki arabanın resimlerini odanızın duvarına asın, cüzdanınızda saklayın ve ihtiyaç duyduğunuz an bakıp, hedefinizi hatırlayın.

8. Gönüllü Çalışmalara Katılın

Gönüllü olarak başka insanlara yardım edin. Bunu yaptığınızda, diğer insanları mutlu etmenin ne kadar tatmin edici bir şey olduğunu fark edeceksiniz. Haftasonları, eşinizle birlikte Çocuk Esirgeme Kurumu’na gitmek iyi bir fikir olabilir.

9. Kendi Motivasyonunuz ile Başkalarını Motive Edin

En iyi öğrenme yöntemi, öğretmektir. Çocuklarınızın motive olmalarına, arkadaşlarınızın daha etkili hedefler belirlemelerine, eşinizin kişisel hayallerine ulaşmasına yardımcı olun. Onlara yardımcı olduğunuz zamanlarda, aslında kendinize de yardım ediyor olacaksınız.

10. Çocuklar ile Zaman Geçirin

Çocuklar ile zaman geçirmek size perspektif kazandıracaktır. İşteki yada özel hayatınızdaki sıkıntı yada endişeler, çocuklarınız ile oynadığınızda eriyip gider. Çocuklar her şeye basit yollu bakarlar ve bunu öğrenmek bile bizim için kar sayılır.

11. Badilik Sistemi Kurun

Eşinizin kendi gelişimine yönelik hedefleri yada bir şeyleri başarmak isteyen yakın bir arkadaşınız var mı? Eğer varsa, onlar ile ‘badilik sistemi’ kurun. Birbirinizi motive edin, uyarın, cesaretlendirin ve hedeflerinizde yardımcı olun.

12. Kendinize Bir Model Bulun

Kendisinden bir şeyler öğrenebileceğiniz rol model seçin. Bu kişi, sizin saygı duyduğunuz ve kendisi gibi olmak istediğiniz birisi olmalıdır. Saygı duyduğunuz bir insanı örnek aldığınızsa, tekerleği yeniden icat etmeniz gerekmeyecektir.Eğer çevrenizde böyle bir kişi yoksa, ünlü bir lideri, sanatçıyı yada bilim adamını da rol model olarak alabilirsiniz. Kendisi ve yaptıkları hakkında tüm bilgileri edinerek, hedeflerinize ulaşmak için kullanabilirsiniz.

13. Yürüyüş Yapın ve Araba Kullanın

Şöyle bir etrafı gezin yada bulunduğunuz semtte arabanızla dolaşarak, rahatlayın, serbest zaman geçirin. Hepimizin rahatlamaya ihtiyacı var ve aslında hızlı yürüyüşler yapmak, araba kullanmak, gerçekten iyi birer çözüm. Bu şekilde yaptığınız mekan değişikliği, üzerinizdeki olumsuz havayı dağıtacaktır.

14. Başarı Hikayelerini Okuyun

Etrafınızdaki insanların başarı hikayelerini okuyun. Günlük gazetelerde bile size ilham verebilecek, motive edecek ve harekete geçirecek düzinelerce küçük başarı hikayeleri var. Kütüphaneler, sıradan insanların sıra dışı hikayelerini anlatan biyografi ve otobiyografileri ile dolu. Hepsi, sizi başarıya ulaştırmak için raflarda heyecanla bekliyorlar.

15. Müzik Dinleyin

Müzik sakinleştirir, heyecanlandırır, hüzünlendirir ve hatta motive edebilir. Koşu yaparken Rocky'nin film müziğini dinlemek, müziği motivatör olarak kullanmaya en güzel örnektir. Sizi motive edecek şarkıları belirleyin ve ihtiyacınız olduğu durumlarda onlardan yararlanın.Mesela, sabahları ofisime yada eğitim vereceğim şirkete giderken, ‘türkü’ dinlemekten çok zevk alıyorum ve bu beni motive ediyor.

16. Motive Edici Filmler İzleyin

Sizi motive eden filmlerin listesini yapın ve küçük bir arşiv oluşturun. Örneğin; Forrest Gump filmini izlemek pek çok kişiyi motive edebilir. Biliyorsunuz bu filmde, IQ'su normal insanlardan çok daha düşük bir kişi, büyük başarılara imza atıyordu.

17. Motive Edici Alıntıları Okuyun

Gerek internette, gerekse kitaplarda size ilham verecek ve motive edecek binlerce alıntı bulunuyor. İnternette dolaşın ve aranın çiçeklerden bal topladığı gibi bilgileri toplayın.Bunlar işinize çok yaracaktır, çünkü hepimizin hayatı yorumlama şeklimiz farklıdır. Hayata farklı açılardan bakmanızı sağlayacak hikayeler bile çok işinizi görecektir.

18. Sağlıklı Beslenin

Mutlu bir yaşam için, sağlıklı beslenme çok önemlidir. İyi bir diyet, sizin vücut sisteminiz için gerekli olacak tüm besin, vitamin ve mineralleri içerir. Fazlası zaten zararlı olacaktır. Ne demişler, "sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur". Vücudunuz ve motivasyonunuz için sağlıklı beslenin. Sigara ve alkolden uzak durun.

19. Yeterince Uyuyun

Bazı insanlara 6 saat uyku yeterken, bazıları için 8 saat gerekli olabilir. Yeterince uyuduğunuza emin oluncaya kadar uyuyun. Ancak, 8 saatten fazla olmamasına da dikkat edin. Düzenli ve yeterli bir uykuya sahip olmanın, hem vücudunuz hem de zihniniz açısından ne kadar yararlı olduğunuz göreceksiniz.

20. Sürekli Öğrenin

En önemli ders bu. Etrafınızdaki dünya hakkında sürekli öğrenmeye devam edin ve asla durmayın. Sizi ilgilendiren şeyler hakkında okuyun, dinleyin ve öğrenin. Mesela, sorulan bir soruya "bilmiyorum" demenin tadını çıkarın, sonra hemen öğrenin. Meraklı olun. Biliyorsunuz, merak ilmin hocasıdır.Hedefler olmadan, hayatınızda kalıcı değişiklikler yapmanız oldukça zordur. Aşağıdaki ipuçlarını kullanarak etkili ve verimli hedefler belirleyebilirsiniz.

21. Hedeflerle Çalışın

Hedefler ile ilgili en önemli ipucu bu. Hedeflerle çalış..!Hedefler, hayatınızın tüm alanlarındaki gelişiminiz için önemlidir, eğer hedefsiz çalışırsanız, gelişiminizde güçlükler ile karşılaşırsınız.İstediğinizi elde etmek için, işinizi şansa bırakmanız hiç de iyi bir yol değildir.Earl Wilson’un güzel bir sözü var. Diyor ki : “Başarı mı? Başarı tamamen şansa bağlıdır. İnanmazsanız başarısız insanlara sorun..!”Hedeflerle çalışın, onlar size başarıyı ve yanında meyvesi olan mutluluğu getireceklerdir.

22. Beyin Fırtınası Yapın

Temiz bir kağıt ve kalem alın. Uygun bir ortama geçin. Kimsenin sizi rahatsız etmeyeceği, telefondan uzak.Sonra, düşünün, düşünün ve tekrar düşünün. Aklınıza gelen her düşünceyi yazın. Parasal hedefler, kişisel hedefler, İlişkisel hedefler, sağlığınız ile ilgili olanlar vs. Tüm fikirleri yazın.Bitirdiğinizde, üzerinde çalışmak için gereğin fazla hedefiniz olacak. Bunlar arasından sizin için önemli olanları seçin.

23. Hedefinizi Kağıda Yazın

Üzerinde çalışacağınız hedefi seçmeden önce, onu bir kağıda yazın, hedefinizin somutlaşmasını sağlayın. Böylece, sizin için gerekli olup olmadığına daha kolay karar verebilirsiniz.

24. Hedefi Seçme Nedenlerini Yazın

Neden bu hedefi seçtiniz? Hedeflerinizin her biri için, ”Bunun bana ne yararı var” sorusunu sorun. Hedefi seçme nedenlerinizi kolaylıkla açıklayabiliyor olmalısınız. Eğer açıklayamıyorsanız, bu hedefi listeden silin ve diğerine geçin.


Sol lobu baskın olanlar sağ lobu çalıştırmak için ne yapmalı
•Görselleşmeli, hayal kurmalı
•Örneklere bakmalı
•Karşıtları incelemeli
•Vücut dilini ve ses tonunu kullanmalı
•Çocuğun sağ beynine mesaj vermeli
•Empatik olmalı
•Vücudunu hareketlendirmeli
Sağ lobu baskın olanlar sol lobu çalıştırmak için ne yapmalı
•Notlar almalı, yazmalı
•Organize olmalı, önceliklerini belirlemeli
•Fikirleri değerlendirmeli, hedefleri belirlemeli
•Vücut dilini ve ses tonunu kontrol etmeli
•Daha mantıklı olmalı
•Karşılaştırmalı, eleştirmeli
•Sorgulayıcı olmalı, gözden geçirmeli


Merhaba arkadaşlar,
Bugünkü yazımda sizlere hafıza geliştirme yöntemlerinden bahsedeceğim. Halk arasında bilinen bir nevi doğru sayılan, yaş ilerledikçe hafıza zayıflaması gerçekleşir. Aslında bunun bir nevi doğru kısmı, bizim beynimiz için yeterli çalışma yapmamaktan kaynaklıdır. Size vereceğim alıştırmalar sayesinde, günlük beyin sporu yaparak, tıpkı vücut geliştirme gibi beyninizi geliştireceksiniz.

İşte mucize 10 alıştırma!

Ters El Alıştırması:
İnsanlar genellikle alışkın olduğu eli kullanmak isterler. Oysaki beynin bir lobu bir yönü, diğer lobu ise diğer yönü temsil eder. Biz günlük yaptığımız işleri alışkın olmadığımız elimizle yaparsak, diğer lobu harekete geçirmiş olacağız.

Çocuk Oyunu Alıştırması:
Çocuklar gibi gittiğiniz her yerde, duyularınız açın ve her şeyi merak edin. Örneğin gittiğiniz bir alışveriş merkezindeki eşyaları inceleyin, dokunun veya yanınızdan geçen insanların konuşmasını dinleyin. Bu şekilde ender yapılan bağlantıları canlandırır ve beyninizi çalıştırmış olursunuz.

Harf Çalışması:
Gazete veya dergi okuduğunuzda, yanınızda bir fosforlu kalem bulundurun. Ve okuduğunuz kelimelerdeki çift yazılmış harflerin üzerini çizin. Veya yabancısı olduğunuz kelimelerin üstünü çizin ve günlük hayatta kullanmaya çalışın.

Polisiye Alıştırması:
Bu polisiye alıştırmayı bir nevi günlük olarak algılayın ve defterinize her gün saati saatine ne yaptığınızı hatırlamaya çalışarak yazın. Bu alıştırma sonucu size, yaptığınız eylemler üzerine dikkatiniz geliştirir ve beynin çalışmasını sağlar.

Yürüyüş Alıştırması:
Asker yürüyüşü gibi bulunduğunuz yerde hareket edin. Sol bacak her kalktığında sağ eliniz ile sonra sol elinizle dizinize dokunun. Bunu yaptığınız kan dolaşımınız hızlanır ve koordinasyon yeteneğiniz artmış olur. Bu çapraz hareketlerle beynin her iki tarafını çalıştırmış olursunuz.

Ressam Alıştırması:
Burnunuzun ucu ile en sevdiğiniz renkte bir sekiz çizin. Bu hareketi gevşek ve dengeli yapmaya özen gösterin. Kendinizi ünlü bir ressam gibi hissedin. Bu çizim hareketi ile yorgun zihninizi dinlendirmiş ayrıca beyni bloke eden stresten kurtulacaksınız.

Ajan Çalışması:
Bu alıştırma da sokakta yürürken arabaların plakalarına bakın ve harflerden kelime üretmeye çalışın. Bu çalışma beyini çalıştırmakla birlikte kelime haznenizi geliştirecektir.

Resim Alıştırması:
Bu alıştırma daha çok ezber yapacağınız durumlarda hayatınız kolaylaştıracaktır. 
Örneğin;
1) Tuborg
2) Bebek
3 Helikopter
4) Ok
5) Saç
6) Yarış
7) Köpek
8) Diş
1) Tuborg'u tuborg markası olan biradan aklınızda tutabilirsiniz.
2) İkiz bebekten aklınızda tutabilirsiniz.
3) Helikopter kelimesi için uç noktadan uçan helikopteri hayal ederek aklınızda tutabilirsiniz.
4) Ok kelimesini dart dan aklınıza getirerek hatırlayabilirsiniz.
5) Saç kelimesini baş dan aklınıza getirerek hatırlayabilirsiniz.
6) Yarış kelimesini altılı ganyan dan aklınıza getirerek hatırlayabilirsiniz.
7) Köpek kelimesini kedi ile yediyi çağrışım yaparak hatırlayabilirsiniz.
8) Diş kelimesini sakız ile sekiz aklınıza getirerek hatırlayabilirsiniz.
Böylece hem ezber yeteneğiniz hemde beyninizi çalıştırmış olacaksınız.

Otobiyografi Alıştırması:
Kendinizi bir senarist gibi düşünün ve hayatınızı gözden geçirip, değişim olacak yerleri yazın. Veya camdan dışarı bakmadan ne gördüğünüz hayal edin. Bu sizin hem hayal gücünüzü geliştirecek hemde beyninizin çalışmasına yardımcı olacaktır.

Hipnoz Alıştırması:
Stres anlarında veya herhangi bir kaygı durumunda kendinizi telkin etmeye çalışın. Bu sizin beyninizin strese yenik düşmesini engelleyecektir.

. Derin Nefes Alın. Daha fazla hava kanınız –yani beyniniz- içerisinde daha fazla oksijen anlamına gelir. Nefesinizi burnunuzdan alın ve mümkün olduğunca diyafram kasınızı kullanarak ciğerlerinizin alt kısmını doldurmaya çalışın. Birkaç kez derin nefes aldığınızda bu sizin hem gevşemenizi sağlar, hem de daha net biçimde düşünebilirsiniz. 2. Meditasyon Yapın. Şu an hemen uygulayabileceğiniz bir meditasyon tekniği, yalnızca gözlerinizi kapayın ve dikkatinizi nefesinize yöneltin. Kaslarınızı gevşetmeniz meditasyonunuza yardımcı olacaktır. Eğer zihniniz gezinmeye başlarsa dikkatinizi yalnızca nefesinize yöneltin. Beş on dakikalık bir meditasyon sizi gevşetir, zihninizi temizler ve özellikle zihinsel bir iş için sizi hazır hale getirir. . 3. Dik oturun. Duruşunuz bedeninizdeki fizyolojik mekanizmaları ve dolayısıyla zihinsel süreçlerinizi etkiler. Bunu kendi kendinize kanıtlayabilirsiniz. Kafanız öne doğru sarkmış, gözleriniz yere bakar ve ağzınız açık biçimde matematik işlemleri yapmayı ya da bir problem çözmeyi deneyin. Sonra aynı şeyi bir de dik vaziyette otururken, ağzınız kapalı ve karşıya ya da hafifçe yukarıya bakar durumda deneyin. İkincisinde zihninizin çok daha kolay çalıştığını göreceksiniz. 4. Doğru düşünme alışkanlıkları. Birkaç hafta belli bir problem çözme tekniği üzerinde çalışın. Kısa sürede alışkanlık haline geldiğini göreceksiniz. Gördüğünüz her şeyi bir an için yeniden dizayn etmeyi deneyin bu da bir süre sonra alışkanlık haline gelecektir. Bir parça çaba sarf ederek yararlı düşünme alışkanlıkları geliştirebilir ve sonra bunları çabasız biçimde kullanabilirsiniz. Alışkanlığın gücünden yararlanın. 5. Ölü zamanları değerlendirin. Arabayla bir yere giderken, bekleme salonunda beklerken, ya da boş boş otururken geçen zaman değerlendirilmezse ölü olur. Bir kasetçalar ya da CD çalar ile arabanızda ya da boş zamanlarınızda yabancı dilde ya da kendi dilinizde bilgilendirici bir şeyler dinleyebilirsiniz. 6. Yabancı dil öğrenin. Yeni bir dil öğrenmenin beyin işlevlerinde yaş ilerlemesine bağlı olarak gelişen performans kaybını azalttığı görülmüştür. 7. Konsantrasyon ve farkındalık egzersizleri. Zihninizi dağılmaktan alıkoyduğunuzda konsantrasyon ve net biçimde düşünme kendiliğinden ortaya çıkacaktır. Zihninizdeki karmaşayı izlemeyi ve durdurmayı öğrenin. Zihninizin arka planında sizi belli belirsiz biçimde rahatsız eden şeyler dikkatinizi çektiğinde onları halletmenin yoluna bakın. Bu, aramanız gereken birini arayıp o işten kurtulmak ya da yapacağınız işlerin listesini çıkarmak olabilir. Böylece en azından şimdilik yapacağınız işleri unutabilirsiniz. Biraz pratik yaparak bu sizin için daha kolay bir hale gelir ve düşünme süreçleriniz daha güçlü olur. 8. Yazı yazın. Yazmak zihniniz için çeşitli yönlerden yararlıdır. Belleğinize önemli olan şeyleri söylemenin bir yoludur, böylece gelecekte bazı şeyleri daha kolay hatırlayabilirsiniz. Yazmak düşünme süreçlerinizi netleştirir. Yaratıcılığınızı ve analitik becerilerinizi geliştirmek için iyi bir egzersizdir. Günlükler, parlak fikirlerle ilgili notlar, şiir ve hikayeler yazmak zihninizi güçlendirecektir. 9. Mozart dinleyin. California Üniversitesi'nde yapılan bir araştırmada bir müzik aleti çalan ve koroya katılan çocukların problem çözme ve mekansal düşünebilme konularında diğer çocuklara oranla daha büyük bir gelişme kaydettikleri görüşmüştür. Bir başka araştırmada 36 öğrenciye üç tane mekansal düşünme testi uygulanmış ve ilk testin hemen öncesinde Mozart'ın iki piyano için Re Majör sonatı on dakika süreyle dinletilmiş. İkinci testten önce gevşeme kaseti dinletilmiş, üçüncüden önce ise yalnızca sessizlik içinde oturmuşlar. Bu 36 öğrencinin ortalama skorları şöyle 1. test: 119; 2. test: 111; 3. test: 110. 10. Uykunuza dikkat edin. Herkesin uyku ihtiyacı birbirinden farklıdır. Kendi ihtiyacınızın altında ya da üstünde uyumayın. Uykunun saatinden çok derinliği önemlidir. Gün içindeki kısa kestirmeler beynin dinlenmesi ve şarj olması için oldukça yararlıdır. 11. Kafein. Kahve birçok kişi için zihin açıcı özelliğe sahiptir. Ancak fazla miktarda alındığında zihnin çalışmasını olumsuz yönde etkileyebilir. Kafein bazı kişiler için uzun vadede olumsuz yan etkilere sahip olabilir. Ancak kısa vadeli olarak işe yaramaktadır. 12. Şekerden kaçının. Karbonhidratlar genellikle beyninizin bulanıklaşmasına yol açar. Çünkü şeker aldığınızda onu karşılamak için kana insülin salgılanır. Eğer önemli bir zihinsel iş yapacaksanız hemen öncesinde makarna, şeker, beyaz ekmek ve patates cipsi gibi şeylerden sakının. 13. Hızlı okuma. Birçok kişinin inandığının tersine okuduğunuz şeyi daha hızlı okuduğunuzda onu daha iyi kavrarsınız. Daha kısa sürede daha fazla şey öğrenirsiniz ve hızlı okuma gerçekten çok iyi bir beyin egzersizidir. 14. Spor egzersizleri yapın. Egzersizlerin özellikle uzun vadede beyin gücünü geliştirmesi sürpriz değildir. Fiziksel sağlığınızı olumlu yönde etkileyen her şey doğal olarak beyninizi de olumlu yönde etkileyecektir. Son zamanlarda yapılan araştırmalar 10 dakikalık bir egzersizden sonra bilişsel fonksiyonlarda artış olduğunu göstermektedir. Beyninizi tazelemek istiyorsanız küçük bir yürüyüş ya da birkaç hareket yapabilirsiniz. 15. Daha etkili biçimde öğrenin. Bir şeyi öğrenmeye karar verdiğinizde hem başlamadan önce, hem öğrenme esnasında, hem de sonrasında notlar alın. Başlamadan önce kendinize “Şu an bu konu hakkında neler biliyorum?” diye sorun. Ve bunları bir kağıda not edin. Bu, zihninizi öğrenmeye hazırlayacaktır. Çalışmayı bitirdikten sonra bir sonraki seans için zihninizde birkaç soru olsun. Ve kendi kendinize “şimdi ne öğrendim?” diye sorun. 16. Zihninizi netleştirin. Dağınık odalar ve ofisler dağınık düşünmeyi körükler. Zihinsel işler yapacağınız yeri buna uygun biçimde organize edin. Zor bir zihinsel işe başlamadan önce bedeninizi esnetin ve birkaç derin nefes alın. 17. Eğlendiğiniz bir şeyler yapın. Bu hem stres düzeyinizi düşürmenize hem de beyninizi tazelemenize yardımcı olacaktır. Yalnız burada önemli olan yaptığınız eğlenceli faaliyete aktif olarak katılmanızdır. Televizyon seyretmek böyle bir amaç için uygun değildir. Zihni geliştirici eğlenceli oyunlar oynamak ya da bir hobiyle uğraşmak, kısacası sizi dinlendiren ve eğlendiren bir şeyler yapmak beyninizin daha iyi biçimde düşünmesine yardımcı olacaktır. 18. Beyin egzersizleri yapın. Beyninizi sürekli değişik yönlerde çalıştırın. Bulmaca çözün, satranç oynayın, bir şeyler ezberleyin. Beynin çalıştırılması sürekli yeni nöron bağlantıları geliştirilmesine yol açar. 19. Yeni şeyler öğrenin. Bu beyne egzersiz yaptırmanın bir başka yoludur. Yeni bir şey öğrendiğinizde beyniniz buna uyum sağlamak için yepyeni bağlantılar geliştirmek zorunda kalır. 20. Bir şeyleri iyi yapan insanları modelleyin. Yaratıcı, zeki ve üretken insanlarla birlikte vakit geçirin. Onlardan bir şeyler öğrenmeye çalışın. Onların yaptıklarını yapın ve onların düşündüğü biçimde düşünmeye çalışın. Onların önerilerine dikkatlice kulak verin. Başarılı insanlar genellikle bunu nasıl yaptıklarını bilmez ve kendilerini başarılı görmezler. Onların söylediklerini değil yaptıklarını yapın. 21. Gülün. Güldüğünüzde salgılanan endorfin sayesinde stres düzeyiniz azalır ve bu da beyin için uzun vadede çok yararlı bir şeydir. Gülmek aynı zamanda sizi yeni fikirlere ve düşüncelere daha açık hale getirir. 22. Oyun oynayın. Beynin uyarılması ölçülebilir yapısal değişikliklere sebep olur. Yeni nöron bağlantıları ortaya çıkar ve yeni beyin hücreleri gelişir. Entelektüel oyunların yanı sıra göz - el koordinasyonunu sağlayan her tür oyun beyni uyarır ve geliştirir. 23. Şarkı söyleyin. Arabanızda yolculuk ederken veya yalnız kaldığınızda üzerinde çalıştığınız konuyla ilgili olarak şarkı söyleyin. Bu sizin sağ beyinle temasa geçmenizi ve onu çalıştırmanızı sağlar. 24. Kendinizin farkında olun. Bu beyin gücüyle direk ilgili gibi görünmemekle birlikte çok yakından ilgilidir. Kendinizi daha iyi tanırsanız ego ve duyguların etkilerinden kaçınabilirsiniz. Özellikle bir şeyleri açıklarken ya da tartışırken kendinizi gözlemleyin. 25. Stresten uzak durum. Özellikle uzun vadeli stresin bedeninizde meydana getirdiği hasarlar bir yana, beyninizi de olumsuz yönde etkilemektedir. Stres düzeyinizi bilinçli olarak azaltmak için gevşeme vb. tekniklerden yararlanın. 26. Kendinizi eğitin. Çeşitli araştırmalar az eğitimli kişilerin Alzheimer'a daha fazla yakalandığını göstermiştir. Herhangi bir alanda eğitim almak beyninizi daha güçlü hale getirir. 27. Yağdan uzak durun. Laboratuvar araştırmaları yüksek yağ oranıyla beslenen hayvanların daha yavaş öğrendiklerini göstermektedir. Mümkün olduğunca zeytin yağı ve diğer türden sıvı yağları kullanmaya özen gösterin. Doymuş yağlar beyin hücrelerinin gelişiminde olumsuz etki göstermektedir. 28. Daha az yiyin. Aşırı yemek sindirim için daha fazla kan akışı demektir ve bundan dolayı beyninize daha az kan gider. Bundan dolayı harcadığınız enerjiyle orantılı bir beslenme düzenini benimserseniz bu beyniniz için daha yararlı olacaktır. 29. Şüpheli gıdalardan uzak durun. Aşağıdaki gıdalar beyniniz için zararlı olabilir: Yapay gıda boyaları içeren besinler, yapay tatlandırıcılar, kola, mısır şurubu, yüksek şeker içeren içecekler, hidrojenlendirilmiş yağlar, şeker, beyaz ekmek ve beyaz un içeren diğer ürünler. 30. Kahvaltı edin. Kahvaltı tüm beden için çok önemli bir öğündür. Ve bu konuyla ilgili araştırmalar kahvaltı eden çocukların diğerlerine oranla daha başarılı olduğunu göstermiştir. 31. Soru sorun. Bu beyninizi formda tutmanın çok iyi bir yoludur. Yalnızca kendi zihniniz içerisinde kalsa bile soru sorma alışkanlığını sürdürün. Zihninize gelen her şeyi sorun ve muhtemel cevaplar üzerinde düşünün. 32. Beyin gücünüzü geliştirme planı yapın. Yeni alışkanlıkların edinilmesi yirmi ila otuz gün arası bir süre alır. Bu durumda uyguladığınız herhangi bir egzersizi ya da alışkanlık değişimini en azından üç hafta sürdürmelisiniz. Herhangi bir tekniğin etkisini hemen görebilirsiniz. Ama her tür tekniğin uzun vadeli yararları çok daha fazla olacaktır. İlgili Aramalar: zihin geliştirme beyin geliştirme teknikleri beyin gücü nasıl geliştirilir beyin çalıştırma egzersizleri beyni geliştirme yolları beyin gücü geliştirme beyin geliştirme yolları beyin çalıştırma beyin gelistirme beyni geliştirmenin yolları